Güneş ışığının taze ışığını hissettirdiği zamanlardı... Ormanın hışırtılarının arasında adeta kaybolmuştum. Yürüyordum , adımlarım beni daha fazla ilerletiyordu. Durmaksızın elbisemin yerdeki kuru dallara sürtünmesinden çıkan ses beni rahatsız etmiyordu..en azından artık.
Bir süre sonra kuşlar seslerini yitirdi , rüzgar ise gücünü , orman bir anda sessizliğe büründü..
Ayağımın altında tuzla buz olan dalların sesi bile kayboldu.Korkmuş bir saflığın bakışlarıyla etrafıma bakıyordum.Kolyemin bulunduğu yere bir ısı yaydığını net bir şekilde hissettim. Hafif te olsa üşümem geçmişti. Kolyem parıldamaya başlamıştı. Neredeyse güneş gibiydi. Akşama doğru zamanlarıydı. Karanlık kendini yavaş yavaş göstermişti.
Kolyemin içerisinden bir ışık süzmesi çıktı ve insan bedenine gelene kadar o şaşkın bakışlarım çizgisini hiç kaybetmedi. Silüet halindeki ışık hayatımı o anda tamamen değiştirdi.
"Diana...sen Tanrıçanın Kızısın. Ruhun merhametle , kalbin iyikle dövüldü ..."
Kalbimin hızlandığını hissettim. Ve silüet e adım adım yaklaştım. Işık yavaş yavaş insan bedeni görüntüsünü kaybetmeye başladığında yok olacağını anlamıştım. Ve koşarak ışığın içine atladım.
Bir anda boğuk bir rengi olan suyun dibinde buldum kendimi. Su beni kıyıya itmeye başladı ve bende sürünerek kıyıya çıktım. Elbisem ,saçlarım ,kirpiklerim kısacası her şeyim sırılsıklam idi.
Bu şekilde krallığa gidemezdim çok fazla dikkat çekerdi. Biraz düşündükten sonra.Tanrıçaların kudretli güçlerin olduğu aklıma geldi.
Bana da miras kalan bir güç olması muhtemel bir gerçek idi.
Kolyemi tuttum ve ne yapıp hemen kuru bir hale gelmeyi düşündüm ve ne olduğunu anlamadan her yerim kurulanmıştı. Alt dudağımı tamamen içine alarak gülümsedim ve krallığa koşmaya başladım.Eve vardığımda hava karanlıktı , içeriye girdim ve oturduğum yerde uyuya kalmışım. Bir süre sonra uykumdan babamın gelişi ve kapıyı sertçe kapatmasıyla uyandım. Babamın üzeri saman lekeleriyle kaplıydı. Koşarak tereddüt etmeden ona sarıldım.
Sarılmayı bıraktığımda. "Sen bütün gün neredeydin bakalım ? Bütün işleri tek başıma yaptım."
"Biliyorum baba ama mükemmel haberlerim var."
"Benim için önemli olan dalların dibine düşen elmaları yarın nasıl temizleyeceğimiz?"
Babam kendi halinde bir çiftçiydi. Krallıkta en akıllı insan ama bunu kullanmayı istediğinde onunla dalga geçtikleri için ufak derecede aklını yitirmiş.
"Baba!gerçekten müthiş haberlerim var"
Babam bana yaklaştı ve gözlerime baktı . Bir an olsun onunda bildiğini düşündüm benden gizlemiş olma ihtimalini. Çünkü babam çok anlamlı bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRIÇANIN KIZI (DEGISTIRILIYOR)
FantasyFANTASTİK #2 Bir insanin döktüğü her gözyaşı , bir mutluluğun bitmesi demekti. Sakın ve köle gibi yaşadığım hayatı bir ışık değiştirdi. Ormanda duyduğum tek bir haber beni benden uzaklaştırdı. TANRIÇA SERİSİ 1.KİTAP