3 saattir kurtulma çabasıyla bariyeri yumrukluyordum. Karla ve Perseus karşımda oturmuş müthiş bir sakinlikle beni izliyordu. Ellerim kızarmış ve hafiften morarmaya başlamıştı. Sonra iki saniye kadar nefes aldıktan sonra tekrar vurmaya başladım , 8,9 ve 10 peş peşe tam 10 yumruk attıktan sonra etraf yavaşladı Karla bir salyangoz kadar yavaş bir şekilde gözlerini kırpıyordu ve bir süre sonra herşey tamamen durdu. Yumruk şeklinde bariyere dayadığım ellerimi indirip gözlerimi etrafta gezdirdim. Arkamdan birisi ve bir şey ensemden sinsice geçti. Ani bir hareketle döndüm ve bariyerin dışından kırmızı gözleriyle Mysia nın beni izlediğini gördüm. Ve avuçlarımı açıp tekrardan bariyere dayadım. Kaşlarım çatık ve olabildiğince cesur görünmeye çalışan ben kırık ve yüksek bir sesle ona bağırdım. ''Neden geldin Kronos!!!''
-Ah açıkçası çok kırıldım misafirlere böylemi davranırsın - bunu derken bir adımı öbür adımının önüne geçerek bariyere yaklaştı.
-Yoo genelde , haşere ve senin gibi şeylere davranırım .... hah ahmaklara
-Medeni cesaretini takdir ediyorum ama , boş bu lafların tek biri bile beni incitemez
Arkasını dönüp Karla nın yanına gidip saçlarından bir desteyi parmağına doladı.'' Kız kardeşimle tanışmışsın
-Evet! Kardeş olmanıza şaşırdım , o çok iyi sen ise çok kötüsün.
-İlk olarak iltifat için teşekkürler o senin kötülüğün. Ve diğeri için , değilmi ailemizin yüz karası , şüphe duyuyorum ondan. Benim buraya gelme sebebim başka , açıkçası senin bu zamana kadar pes etmemen takdir edilesi bir durum . Ama beni hafife alıyorsun , sence değersiz bir mızrak beni yok edebilirmi...
-Ben Masumiyet Tanrıçasının Kızıyım , güneş açan yüzümüzün birde yıldırımlı fırtınası var , asla pes etmiyeceğim taa ki seni yok edene kadar.
-Vay canına , son zamanlarda çok fazla kitap okumuş olmalısın - Işık hızında bariyerin dibinde belirdi , ve gözlerine baktığımda onun Mysia yı içinde yıprattığını görebiliyordum. Kaşlarım çatılırken , kaslarım gerildi . Suratımdaki saç diplerime kadar özgüven depolamıştım.
-Bunu görmek için sabırsızlanıyorum bu arada , savaşta sana çok büyük bir sürprizim olacak , bu işe yaramaz bedeni alabilirsin nede olsa dünya beden kaynıyor. -Dedikten sonra karnı öne atılan Mysia nın içerisinden siyah bir duman çıkıp camdan dışarıya çıktı . Etraf eski ritmine dönerken Mysia gözlerini bir süre kapalı tuttu ve bir eliyle saçını geriye atarken'' Ne oldü az öncce ''
-Kronos...buradaydı ve---Lafımı bitiremeden Perseus ''MYSİA!!?'' dedi ve koşarak onun baş ucuna diz çöktü. ''Nasıll??''
-Kronos buraya geldi ve bedenini bıraktı , savaş için bir sürprizi olacağını söyledi.
-Tóngyàng de zhànshù(Yine aynı taktik)
-Kè luó nuò sī zuò zhème jiǎndān de dōngxī(Kronos bu kadar basit birşey yapmaz.)
-Bende anlasam ne kadar güzel olur değilmi arkadaşlar. - Dedikten sonra , Mysia yı yatağa yatırdılar , yüzünde morarma vardı , ve çatlamıştı. Perseus , Karla ya başıyla dışarıyı işaret etti ve dışarıya çıktılar. Ellerimde titremeye başlamıştı , nefesim darlaşıyor ve başım ağrıyordu kum saatine baktım kumlar daha çok azalmıştı. Hemen destek alarak ayağa kalkıp vurmaya devam ettim , bariyerin içindeki yaşam süresi azalıyordu. 3 yumruktan sonra sırtımı bariyere yaslayıp , başımdaki ağrının çoğalmasına odaklandım, ellerimle sertçe saç diplerimi ovaladıktan sonra zihnimde kalp atışımı duymaya başladım , bu beni öldürecek derecede bir çarpıntıydı , nefesim hızlanıyordu ve kulaklarım tıkanmaya başlayınca . Dişlerimi sıktım ve tam 2 saliselik bir süre boyunca ses kesildi ve istemsiz derin ve bir o kadarda güçlü bir çığlık attım , çığlık bariyeri , kum saatini , avizedeki kristali ve bütün camları patlatmıştı. Karla koluna saplanmış bir cam kesiğiyle içeriye geldi ve arkasından da Perseus girdi. Karlanın göz bebeklerinde gurur dolu ve bir o kadarda acı verici bir ifade verdi. Kolundaki camı çıkartıp parmağıyla yaranın üzerinden geçti ve yara kapandı.
Bana bakıp gülümsedi ve bir süre sonra gurur gülümsemesi , dehşet verici şaşkınlığa yerini bırakmıştı. Başımı hafifçe yana çevirdikten sonra göğsümdeki parlamayı farkedip başımı aşağıya indirdim. Işık bütün vücudumda kendimi belli etmeye başlayınca ayağa kalkıp istemsizce başımı yukarıya kaldırdım. Bedenimdeki tüm güç sanki kendini dışarıya çıkarıyordu.
Sonra bedenimde ki ışık avuçlarımdan Geçit Kapısına doğru ilerlemeye başladı kısa bir süreden sonra geçit beyaza büründü ve parlama gitmişti.
''Geçit artik çalışiyoor ''
-O zaman 2.boyut bizi bekler - Deyip mavi gözlerini bana çevirdi perseus , elimi tutup haydi gidelim dedi.Bende '' Bir saniye '' deyip koşup yerden kırık kolye alıp minik bir el hareketiyle kırılan yeri birleştirdim. Ve onu Mysia nın boynuna taktım . Takar takmaz göğsü şişmeye , nefes alışı güçlenmeye ve çatlaklar dolup rengi yerine gelmeye başladı gülümsedikten sonra. Perseus un elini tutup geçitten içeriye girdik.
Bunun anlamı Bekle bizi 2.boyut...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRIÇANIN KIZI (DEGISTIRILIYOR)
FantasyFANTASTİK #2 Bir insanin döktüğü her gözyaşı , bir mutluluğun bitmesi demekti. Sakın ve köle gibi yaşadığım hayatı bir ışık değiştirdi. Ormanda duyduğum tek bir haber beni benden uzaklaştırdı. TANRIÇA SERİSİ 1.KİTAP