Tüm hayvanlar etrafımdaydi, sincaplar eteğimin dibinde dört dönüyordu.Bu beni şaşırtmıştı şimdiye kadar gördüğüm en kusursuz varlık önümde diz çökmüştü.
Ares le Mysia ya baktım neler döndüğünü anlamaya çalışıyorlardı.
-Yüce Masumiyet Tanrıçasının kızı güçlerimizi sana devrediyoruz.
4 tane ışık etrafımda dönmeye başladılar sonra hızlanıp bir kasırga oluşturdular kasırga bedenimin şeklini alıp beni havaya kaldırdılar.Sonra yumuşak bir şekilde yere indirdiler.Artık ormanın gücü benimleydi.
Ares ve Mysia ile yolumuza devam etmeye başladık bu sefer en önde ben gidiyordum.Önümüzde karanlık orman duruyordu.
-Erica ne yapıyorsun oraya girmeyi düşünmedin değilmi.
-Neden?
-Erica burası karanlık orman hayainin alabileceği bütün kötü yaratıklar içerde.
-Peki burayı nasıl geçmeyi düşünüyorsun.
-Etrafından geçeriz.
-Trol köprüsünün orda olduğunu biliyorsun değilmi.
-Burdan daha iyidir hadi.
Onları dinledim. Etrafından dolaşmaya başladık ilerde bir taş köprü vardı ama etrafta Trol yoktu.
-Erica ares hadi hazır troller yokken geçelim.
Şüpheli bakışlarımı köprüye dikmiştim.'' Bir dakika atlarımızdan inip ilk başta biz geçelim sonra onları karşıya alırız.
-Neden?
-Buranın adı trol köprüsü ve trol yok sencede garip değilmi.
Oda şüphelenmişti.Hepimiz atlarımızdan indik ve köprüden yürümeye başladık.
Köprünün ortalarına varmadan bir çıtırdama sesi geldi.''Duydunuzmu
-Evet
Bir adım daha attık ve köprü yükseldi.Ares ''TAŞ TROLÜÜÜÜ!!!!''
Hepimiz atların olduğu yere düştük.Ares ve Mysia savaşıyorlardı bende elimden geldiğince yardım ediyordum.
Hızlı bir şekilde koşup trolün üzerine atladım.Ama sert bir hareketle beni yere düşürdü ve üzerime gelmeye başladı.Ares ve Mysia ya baktım onlar yerdelerdi.
Troll suratıma yaklaştı iyice ve kükredi.Uzun süre kızgın bir şekilde baktı ve kızgın nefesini suratıma üfledi.Sonra bakışları yumuşadı ve nefesi bir su damlası kadar sakindi.
Beni arkadaşlarımı ve atlarımı karşıya taşıdı.Sonra tekrar köprü oldu.''Az önce ne oldu
-Ben biliyorum -dedi mysia
-Ne?
-Masumiyetinden korktu troller istedikleri kadar çirkin ve saldırgan olsunlar kendilerinden üstün birşeyi hemen anlarlar.
-Vay be olaylara bak.
En sonunda zirve tapınağına varmıştık.Son parçaydı onu almak zorundaydık ölmek istemiyorum.Kapıdan içeriye girdik ve iki yandan beyaz köpekler havlamaya başladı.
Tapınağın kapısının önünde 3 tane muhafız duruyordu.Merdivenleri çıktık Muhafızlar göz dahi kırpmıyorlardı.
Ben bir adım attım ve mızraklarını bana doğrulttular.''Kimsiniz?''Perseus a 3 tane yarı tanrının geldiğini söyle.
Muhafızlardan bir tanesi içeriye gidip Perseus u çağırdı.Perseus geldi.''Demek savaş tanrısının ,hades amcamın ve masumiyet tanrısının çocukları bunlar.''
Odasına gittik.Gayet görkemli bir odası vardı. ''Hayret Hades amcamı hançeri vermeye nasıl ikna ettiniz.O varya çok üçkağıtçıdır dikkat edin sahte hançer vermesin.
-Benim babam üçkağıtçı değil sadece intikam almak istiyor.
-Eminmisin neden yeraltı dünyasında o zaman.
-Çünkü senin baban onu oraya mahkum etti.
-Baban iki tanrıyıda öldürmeye kalktığı için oraya mahkum edildi Poseidon ve Babamı öldürmeyi ,dünyayı tek başına yönetmek istedi.
Sesler giderek yükseliyordu.
-Çünkü Poseidon ve Zeus onu dışlıyorlardı.Bir hata yaptı bunun cezası bu değildi.
-Çocuklar Ares ve Perseus çocuk gibi tarışmaya devam mı ediceksiniz yoksa yardım mı edeceksiniz.
-Ben Zeusun şimşeğini verirdim.Ama sırf ares var diye vermicem.
-Perseus lüt...
-Vermezsen verme...
-İyi
-İyi
İkiside ayrı yönlere gittiler.
-Uff Mysia bu iş daha zor olacak gibime geliyor.
-Bencede...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRIÇANIN KIZI (DEGISTIRILIYOR)
FantasiFANTASTİK #2 Bir insanin döktüğü her gözyaşı , bir mutluluğun bitmesi demekti. Sakın ve köle gibi yaşadığım hayatı bir ışık değiştirdi. Ormanda duyduğum tek bir haber beni benden uzaklaştırdı. TANRIÇA SERİSİ 1.KİTAP