O gece zar zor yatmıştım..saldırgan bir kızı doyurmuş ona yanmış ahırda bir yer hazırlamıştım. Esilya, oldukça güzel bir kızdı. Yanmış bir deri gibi simsiyah dalgalı saçları , hançer kadar keskin yüz hatları..simsiyah saçlarına eşlik eden siyah gözleri ve güven veren bir yüzü vardı.
Yemek yerken ettiğimiz küçük sohbette ona gördüklerini anlatmak zorunda kaldım. Çünkü inkar edecek bir şey yoktu. Etrafına parlak bir ışık saçan bir gölgeye tanrıçanın kızı başlığı altında sorular soruyordum ve hepsinde ben diye cümleye başlamıştım. Ama ona güveniyordum..yani en azından kimseye söylemez diye düşünüyorum. Şimdi ise düşünmem gereken başka şeyler vardı. Babamdan ve evimden uzak kalmam gerekmiyormuş gibi bir de sonunu yazmam gereken kader çıktı başıma. Nasıl ve ne şekilde olduğunu bilmiyorum..nereden öğrenebilirim de bilmiyorum.
Tam da bunu düşünürken kapı çaldı. Yataktan kalkmak istemedim kuzenlerim açar diye düşündüm..fakat kapı hala açılmadı. Ve kapıdaki kişi uyuyorlar herhalde demeden ısrar ile çalıyordu. Yatağımdan doğruldum ve kapıya doğru ilerledim. İlerlerken içerisi biraz fazla soğuk geldi bana. Kapıya yaklaştıkça dahada soğuyordu..ellerimi bağlayıp ilerlerken oturma kısmında kimsenin olmadığını gördüm. Mariana teyzem bile yoktu. Oysaki o yerinden kalkamıyordu ki..kuzenlerimde yoktu.
İçime bir şüphe düştü..adımlarımı hızlandırıp kapıyı açar açmaz bir rüzgar yüzüme sertçe çarptı ve kulağımda çığlık , boğuşma ve haykırma sesi geliyordu.. bir yandanda burnuma kan,gözyaşı,kül kokusu sürtündü. İçimden 'Neler oluyor?' diye geçirdim.. Sonra fark etmeden esen rüzgar yüzünden gözlerimi kapattığımı anladım. Gözlerimi açar açmaz babamın çığlığı kulağıma bir patlama gibi geldi.
İlk anda ne anlama geldiğini anlayamasamda sonra babam kısmı kafama vurdu..Sonra aniden yattığım yerden uyandım. Üstelik çığlık atmışım ki küçük kuzenim başımdaydı. Gördüğüm şeyin bir kabus olduğunu düşündüm ve doğruldum. Elimi başıma koyup derince bir nefes aldım ve sonra onu bıraktım.
Kuzen Mira yanımda bana kocaman gözleriyle bakıyordu..
''Rüyanda babanı mı gördün?''
Bu soruyu sorduğunda rüyamda gördüklerim bir anda aklıma gelmedi..sadece kokular ve sesleri hatırlıyordum ama ne ile ilgili olduğu hakkında bir anda unutkanlık yaşamıştım..
''Efendim?''
Diye cevap verdim..Mira eliyle elimi tuttu ve bana baktı.
''Sürekli Arcill amcamı sayıklayıp durdun..baba gitme beni bırakma falan diyordun..Acaba sen uyur konuşur falanmısın?''
Mira, bana hiç hatırlamadığım ama çok şüphe uyandıran bir çok şey söylediğimi anlattı. Hepside babam ile ilgiliydi.
''Bunları benmi söyledim..?''
''Evet..hatta bir ara riste dağına koşmuşsun gibi nefes alıyordun..''
Nefes alışımı taklit etti, sanki yıllardır koşmuş bir saniye durmamış gibi bir nefes alış şekli yapıyordu..
Rüyamı hatırlarmıyordum fakat babama bir şey olduğunu biliyordum..daha doğrusu içime öyle doğuyordu. Acilen kaleye gitmem gerekliydi fakat at sürmeyi bilmiyordum..Arthur'dan rica edebilirdim..fakat o gelemezdi burada yapması gereken işleri vardı..Kuzenlerim gelemezdi Mariana teyze ile ilgileniyorlardı..O sırada aklıma Esilya geldi. Ona bu derece güvenmek ne kadar doğru bilmiyordum ama başka şansım yoktu.. Mira'nın alnına bir öpücük kondurup Esilya nın yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRIÇANIN KIZI (DEGISTIRILIYOR)
FantasíaFANTASTİK #2 Bir insanin döktüğü her gözyaşı , bir mutluluğun bitmesi demekti. Sakın ve köle gibi yaşadığım hayatı bir ışık değiştirdi. Ormanda duyduğum tek bir haber beni benden uzaklaştırdı. TANRIÇA SERİSİ 1.KİTAP