Geçitten geçer geçmez kendimizi yırtık kıyafetler dağınık saçlar ve kirli suratlarla bir zindanda bulduk. Ama vücudumda o kadar darbe olmasına rağmen gram acı hissetmiyordum. Ayağa kalktım ve duvarda paslanmış ve kirli bir aynaya bakarak kendimi inceledim ve saçlarım sanki yıllarca yıkanmamış gibiydi. Perseus ayağa kalkıp ''Daha iyi bir yere düşebilirdik''diyerek havalı bir gülümseme attı.
-Nerdeyiz?
-Plasya , yani Lilith ın krallığındayız.- Bana lilith ın ne olduğunu anlattı insanları öldürmek için tören düzenleyen ve bunu kendine oyuncak haline getiren küçük bir kız çocuğu. Perseus ani bir hareketle kolumu tutup gözlerinin hizasına getirdi ve endişeli bakışlarla bana baktı ne oldu dercesine başımı çevirdim. Kolumda bileğimde bir damga olduğunu farkettim. Bir takım kalın ve ince çizgiler vardı ve altında harfler vardı. Harfler '' K-A-N-A-T - İ-D-A-M-I'' yazıyordu.
-Bunun anlamı ne ?
-Yani bugün Lilith kanatlarıyla bizi idam edecek.
-Olamaz buradan çıkmalıyız.
-Duvarlar çok sağlam nasıl yapmayı planlıyorsun.
-Bir dakika biz buradan yapamıyorsak başkası dışarıdan yapabilir.
Son derece güven veren bir gülümseme belirdi suratımda. Ve gözlerimi kapatıp Karla ile telepatiye geçtim. '' Karla acil yardıma ihtiyacımız var bize şeytan taşını yollaman lazım.
Çok geçmeden zihnime cevap yolladı. '' Nasil ölacak ve ne oldü? ''
-İdam edilmek üzereyiz acil çabuk ol ben geçit açacağım ama sadece 1- 2 saniyeliğine taşı içine at.
-Pekala ama...- Sözü yarıda kesilmişti çünkü başına çuval geçirilmiş iki gardiyan bizi almak için geldiler ve ellerimize kırmızı halkalar geçirdiler ve ellerimiz birbirine yapıştı. Biz yürürken Perseus a sakin kalmasını işaret ettim. Bizi duvarlar sivri mızraklarla kaplıyken yerlerin bazı bölümleri kızgın demirlerle kaplıydı. Ellerimizdeki halkaların bir tanesini çıkardılar ve onu sağ eli benim sol elime yapıştı. Sürekli Perseus bana bakıyordu bende ona gardiyanlardan birtanesi tok sesiyle '' Bakışmayı kesin sıradanlar''. Sonra kapının arkasından büyük bir alkış yükseldi ve arkamızdan iki gardiyan dan birisi kapıyı açtı diğeride bizi sert bir şekilde öne doğru ittirdi . Hafif tökezledikten sonra düşmeden yürümeye devam ettik , Perseus fısıldayarak '' taş nerede neden hala gelmedi
-Karla gönderecek geçit nerede açılacak bilmiyorum ama
Başını şüpheli şekilde yana yatırdı ve sonra arenaya girdik. Arenada milyonlarca , trol, elf ve birsürü sihirli yaratık alkışlıyorlardı. Alkışları kendimize sanıp minnetarca eğildik. Sonra tam güneşe arkasını vermiş bir gölge gökyüzünde belirdi koskocaman kanatlar ve kanatlara oranla oldukça minik bir beden her ne kadar siyah gözükse bile saçlarının çarpıcı kızıllığını görebiliyordum. Seyircilerin üzerinde bir tur attıktan sonra bize 200 metre kadar bir mesafede yere indi. Sesi ne kadar çocuksu olsada giyinişi ve kelimeleri 30 yaşında bir kraliçeninki kadar olgundu.''Demek bugünkü öğle yemeğim bu ikisi , hımmmm bana yeteceğini sanmıyorum''
Seyirciler bir anda sessizliğe büründü. Ayaklarını yerden kesip ağır bir şekilde seyircilerin üzerinde süzülmeye başladı. Herkez gözlerini Lilith den kaçırıyordu . En sonunda Lilith seyircilerin arasından bir tane , mavi tenli , beyaz dağınık saçlı ve mavi gözlü bir yaratığı tutup bizim yanımıza fırlattı. Perseus ile ben zıplayıp yaratığı yakaladık. Boyuna ve bakışlarına bakınca oda bir çocuktu.Yere indirdiğimizde kocaman gözleriyle seyircilerin arasından aynı ona benzeyen bir yaratığa baktı , galiba kardeşiydi ve ağlıyordu.
Lilith yere inince parmağıyla beni işaret edip '' Senin kalbin lezzetli görünüyor o yüzden ikinizden başlayacağım'' dedi ve kalabalığa dönüp alkışlayın dercesine ellerini havaya kaldırdı. Ve alkışlar tekrar yükselmeye başladı. Benim gözüme arenanın köşesinde bir parlama dikkatimi çekti ve içerisinden kırmızı siyah bir taş yere kumun üzerine düştü ve bunu kimsenin farketmediğini umarak Perseus a söyledim '' Taş geldi arenanın köşesinde savaş başlayınca oraya doğru koşacağız. '' Perseus Lilith in kanatlarından gözlerini ayırmadan başıyla onayladı. Lilith havada iken elinde bir alev topu çıkardı onu bize doğru fırlattığında biz koşmaya başladık. Koşarken Lilith sürekli ateş topu fırlatıyordu. Sonra iki elini duvara doğrultup ellerini geriye attı ve aniden bir duvar önümüze baraj kurdu bizde kayarak durduk. Öbür tarafa doğru koşmaya devam ettik minik çocukta çıkardığı garip çığlıklarla bizi takip ediyordu. ''Kaçmayınn bugün canım kızarmış sıradan istiyor gelinn ''bir saniye bile durmadan devam ettik. Arkamızdan Lilith in kanatlarının rüzgarını hissetik ve ayaklarımız yerden kesilip bizi tam 2 metre ileriye attı.''Şu kırmızı kelepçeler bizi zorluyor.'' Yaratık kocaman mavi gözlerini kelepçeye çevirip 4 ayak üstünde kelepçenin yanına geldi ve dişlerini gösterdiğinde şok olmuştuk. Tam 5 sıra sivri dişleri vardı . Tek ısırıkla kelepçeler koptu. Ona bakıp başımla teşekkür ettikten sonra ''Perseus onu oyala ben taşı alacağım '' Perseus '' Tamam acele et''dedip duvardaki mızraklardan birini söküp Lilith e fırlattı. Lilith kıvrak bir hareketle mızrağı savuşturup kanatlarıyla birsürü rüzgar dalgasını Perseus a yolladı. O sırada ben kayarak taşı aldım Gür bir sesle Perseus a seslendim.''PERSEUSSS!!!!!'' birbirimze koşmaya başlayınca yaratık beni , Lilith ise Perseus u kovalıyordu. Tam 30 saniye sonra ortada buluştuk. Lilith taşı görünce ''Şeytan taşıı kurnazca '' Yavaş yavaş üzerimize uçarken biz ışınlanmaya çalışıyorduk. Sonra Lilith in omuzuna saplanan bir ok onun dikkatini dağıttı , sinirli çığlığı tüm arenada duyulan Lilith arkasını dönünce mavi yaratığı gördü ve öfkelendi. Yaratık ''Gidin çabuuk'' dedi ve Lilith yaratığı havalandırıp uzağa fırlattı ve Lilith saniyesinde dönüp bize uçmaya başladı . O sırada bizde taşı tutmuş kelimeleri söylüyorduk '' Şao, Pi , Devilo'' Lilith tırnaklarını tam bize saplayacağı anda taş çalışıp bizi başka bir yere ışınladı.
Bir şelalenin dibinde bulmuştuk kendimizi , Su üzerimize akarken suyun içinden mavi yaratıklar çıktı arenadakinin aynısıydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRIÇANIN KIZI (DEGISTIRILIYOR)
FantasíaFANTASTİK #2 Bir insanin döktüğü her gözyaşı , bir mutluluğun bitmesi demekti. Sakın ve köle gibi yaşadığım hayatı bir ışık değiştirdi. Ormanda duyduğum tek bir haber beni benden uzaklaştırdı. TANRIÇA SERİSİ 1.KİTAP