‘’Hayır Harry çek ellerini bu sefer olmaz.!’’ Kaçıncı kez bunu söylüyordu hatırlamıyorum sanırım bıkmamıştı pes etmediğimi anlayınca elleriyle beni durdurmaya başladı. ‘’Olacaklardan kaçamazsın bebeğim, hemen şimdi olmazsa başka sefere kesin olacak’’ . Rüyanda görürsün türünden bir bakış fırlatıp elindekileri yere düşürmüştü. Fırsat bu fırsat deyip hemen kaptığım gibi odadan çıktım. Peşimden koşarak geliyordu. ‘’Seni yakalayacağım piç kurusu buraya gel’’ ve söyleniyordu da. Onu dinlemeden evden çıktım ve Michael i aradım ikinci çalışta açtı. ‘’İstediklerini aldım. Ya şimdi ya hiç dostum.’’ Onu göremesem de başını sallayarak beni onayladığını anladım telefonu kapatıp aramızdaki mesafeyi iyice açtım. Michael beni görünce yüzünde büyük bir gülümseme oluşmuştu. Gidip kocaman sarıldım. Sigaranın kokusu hala üstündeydi bundan nefret ediyordum. Benden ayrılıp yüzü ‘’hani nerede?’’ ifadesini aldı. Cebimden çıkardığımda gerçekten bir an mutluluktan ağlayacağını düşünmüştüm. Elimdekileri ona verip eve geri döndüm. Kapıyı açmaya korkuyorudum aslında kapının ardındakinden korkuyordum. Tek hamleyle kapıyı araladığımda ortalıkta olmadığında tuttuğum nefesimi verdim. Koşarak odaya çıktım. Yerde çökmüş başını elleri arasına almıştı. Ağladığını düşününce kendimden utandım. Yanına çöktüm ellerini çekip yüzünü kavradım. Sinsi sinsi güldüğünü farkedince iş işten geçmişti beni altına almış yumrukluyordu. ‘’Harry. Edward.Milward.Styles. Neden benimle uğraşmaktan vazgeçmiyorsun senden nefret ediyorum hem de çok çok.’’ Artık yorulmuştu ve üstümden kalkıp tekrar eski şeklini aldı. Yanına çömelip elini tutmayı denedim. Önüne gelen kahverengi kıvırcık saçlarını saçının arkasına sıkıştırdım. Kulağına doğru eğildiğimde irkildiğini hissettim. ‘’Mona.. Benden nefret etmiyorsun? Değil mi?’’ Emin olmak için tekrar ediyordum. Ama bana cevap vermek için başını kaldırmıyordu bile elini daha da sıktım ve küçük küçük öpücükler verdim. Rahatsız olmuşçasına kıpırdandı. Kafasını kaldırıp bana döndü ‘’Harry..’’ ‘’Senden nefret edemeyeceğimi biliyorsun şapşal.’’ Yüzündeki gülümseme dudaklarımın kıvrılmasına neden oldu. ‘’Ah. Lütfen bana o bakışı yapma’’ Dudaklarını büzüp anlamamazlıktan geldi. ‘’Ne bakışı Haz.’’ Gözlerim dudaklarına kaydığında ne olduğunu anlamış gibiydi yanakları al al olmuştu bu beni güldürmüştü. Susmam için elini yumruk yapıp omzuma vurdu. ‘’Bir an beni öpeceğini sandım Mon.’’ Kahkaha atmaya devam ediyordum ki. Bozulduğunu anlayınca sustum. ‘’Kapa çeneni gerizekalı neredeyse kendimi bildim bileli seninle arkadaşım ve artık şu şakalarından vazgeç olur mu? İkimizde senin..’’ Söylemesini bekledim ama söylemedi neden bilmiyorum onunlayken utanmıyordum ‘’Sen Gaysin’’ diyebilirdi. Ayağa kalktım ve onunda kalkması için elimi uzattım. Beraber aşağıya indik. Elini hala tuttuğumu farkettim ve bıraktım.
*
‘’Harrehh?’’
‘’Mona?’’ Kesin hoşuma gitmeyecek bir şey söyleyecek di sadece o zamanlarda adımı böyle okuyordu. Oturduğum koltukta biraz daha gerildim ve elinde ki telefonuyla yanıma oturmasını izledim.
‘’Diyorum ki.. Artık sosyalleşmenin vakti gelmedi mi?’’
‘’Şuan sosyalleşiyorum. Bak televizyon izliyorum.’’ Dalga geçer gibi söylediğime pişman olmuştum. Yüzündeki psikopat Mona ifadesi geri gelmişti. Kasılmış çene hatlarıyla bana döndü.
‘’ Hayır seni Moron. Yaşıtında ki erkeklerden bahsediyorum. Artık kim olduğunun farkındasın eğer korkuyorsan seninle bende Gay Bar a gelebilirim?’’
İlk başta şaka yaptığını düşünmüştüm ama yüzündeki ciddi ifade hiç bozulmamıştı bir cevap bekler gibi bana bakıyordu haklıydı ama gerçekten hazır değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We are a secret, can't be exposed.(Larry Stylinson-1D Atty 2013 En iyi BoyxBoy)
Fiksi PenggemarAşk nedir ? İki kişinin birbirini sevmesi midir sadece? Diye vurguluyordu Harry. Hayır ona göre Aşk iki kişinin birbirini kabullenmesiydi ne olursa olsun nasıl olursa olsun. Ve onlayken her şeyi unuta bilmeliydi. Denizi kıskandıran mavi gözlerine ba...