2.BÖLÜM~ANİDEN~

31.1K 1.1K 117
                                    

Multimedya Erva Arslan

•Erva•

Sessizliğe o kadar çok alışmıştım ki sanki bedenimin bir parçası olmuştu.
Hayat bir dönme dolaptı. Ve ben en tepesinde bırakılmıştım. O dönüyordu
beni de beraberinde sürüklüyordu.

İşten geldiğimde günün yorgunluğu bedenimi usulca ele geçirdi. Çalışmak beni fazla yoruyordu. Okuldan arta kalan vakitlerde çalışıyordum. Bu yıl lise sondu. Eğitimim için birikim yapmam gerekiyordu. Üniversite okumam için para lazımdı. Bunların hepsi sırtımda birer yüktü ve benim bedenim fazla çelimsizdi. 

Üzerimdeki ıslak kıyafetler beni titretmeye başladığında kollarımla etrafıma sardım. Dışarıda yağmur yağıyordu. Islanmayı sevdiğim için aldırış etmeden yürümüştüm.
Yağmur bulutları şehrin üstüne çöreklendiğinde tüm kirliliği  temizlemeye çalışıyordu sanki iki odalı ufak evimizde adımlayarak odama ilerledim. Dolabımdan üzerime yeşil bir kazak siyah bir eşofman geçirdim. Kazağın tüylü kumaşı huylandırsada aldırış etmedim. Soğuk zeminde adımlayarak iki kanepenin olduğu salonumuza geçtim. Camın önüne kurulup yağmuru izlemeye koyuldum. Yağmur damlalarının birbiriyle yarışı beni gülümsetti.

Orada ne kadar öylece oturdum bilmiyorum ama yağmurun damlaların ritmik şekilde cama çarpışı içimde ufak olan sıkıntıyı körüklemişti. Derin bir soluk aldığımda evimizin rutubeti kokusunu soludum.

Evimizi sevsem de pek konforlu sayılmazdı. Bazen ıslak duvarların etkisi nedeniyle oluşan nemli rutubetin ağır kokusu hem midemi bulandırıyor hemde hasta ediyordu. Çoğu kez bunu yaşamıştım.

Birazdan babam gelebilirdi. Babamla birlikte yaşıyordum. Annemle babam ben henüz yedi yaşındayken ayrılmışlardı. Ayrılık sebeplerini bilmiyordum. Babam bu konuda hiç bahis ettirmiyordu.
Beni canımın parçasından ayırmaya hakları yoktu. Annem ufak kardeşimle birlikte evi terk etmişti. Hakları yoktu ama ayırmışlardı işte o zamanlar buna engel olamayacak kadar ufaktım. Yüreğimin sızısı halen ilk gün ki gibi sürmekteydi.

Annem giderken beni yanına alamayacağını ikimize birden bakamayacağını söylemişti. Ufak olsam da beni istememesi derin bir şekilde kalbimi acıtmıştı. Ne zaman beni sevmişti ki zaten ? Kardeşimi en son gördüğümde üç yaşındaydı. Şuan on sekiz yaşındaydım neredeyse on bir sene olmuş. On bir senedir ikisini de görmemiştim. Onlara ulaşmayı denedim ama bir türlü ulaşamadım. Hep bir yanım eksik büyümüştüm.
Bunları düşünmek gözümden ılık bir yaş süzülüp dudaklarımla buluşmuştu
genzimi ve damağımı geçmişin acı tadı kaplamıştı. Elimin tersiyle gözümdeki yaşı sildim.

Açılan kapının iç gıcır tatıcı sesiyle  kapıya yöneltim bakışlarımı, babam gelmişti. "Hoş geldin." Dedim az önceki hüznün üzerimdeki etkisini atmaya çalışarak gülümsemeye çalıştım."Hoş buldum." Bakışları beni bulmadan konuşmuştu. Ama yüzündeki bariz endişesi seçile biliyordu. Hızlı odasına yöneldi. Bu tedirgin halleri neyin nesiydi ?

Babam iyi biriydi ama bu aralar onda farklı şeyler vardı. Maddi durumumuz baya kötüydü. Babam hamaldı. Bizim mahalledeki Rasim amcanın beyaz eşya dükkanında çalışıyordu. Rasim amca vefat edince dükkanı kapattılar babamda işsiz kaldı. Duyduğuma göre kumar oynuyordu. Mahmut amcanın kızı Aynur yakın bir dostumdu. Bu konudan Aynur bahsetmişti. Babası annesine bahis ederken işitmiş burnuma kötü kokular geliyordu. Kesin başımıza bir iş açılacaktı içimdeki sıkıntı bir halat gibi boynuma dolanıp beni biraz daha nefessiz bırakmıştı.

Babamın sert sesi kulağıma düştüğünde düşüncelerimden sıyrıldım. Odaya tedirgin ifadeyle girdi. Karşımdaki kanepeye oturduğunda kahve rengi gözlerini gözlerimden kaçırmaya çalışıyordu.
Yaşıtlarına göre dinç bir yapıya sahipti. Siyah gür saçları ondan aldığım buğday bir tene sert yüz hatlarına sahipti. Henüz yeni aklar düşmüş kirli sakalarını sıkıntıyla okşadı. "Erva kızım." Sesinde bariz belli olan sıkıntı beni korkutmaya başlatmıştı."Efendim baba," dedim pürüzlü ve endişenin hakim olduğu sesim ile bir şey olduğu kesindi. Ve bu şey babamın yüzünü renkten renge sokacak kadar kötü bir şeydi.

Masumiyet (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin