Masumiyet (Tamamlandı)

34.BÖLÜM~YILBAŞI~

Multimedya-Er&Bat Dans müziği-

•Batuhan•

Minik kar taneleri tüm şehri kaplamıştı. Bembeyaz bir pamuk tarlası gibiydi. Onur'un şirketinin terasına çıkmıştım. Hem Temiz hava alıp hem sigara içmek iyi gelecekti. İnsanlar buradan minik sincap gibi gözüküyordu. Hepsini yeni yıl telaşı sarmıştı. Sahi bu gece yeni yıldı. Bu yıl biraz farklıydı.
Sevdiğim kadın vardı. Ben pek umursamam yeni yıl, hediye acaba Erva hediye bekler miydi ? Ben beceremem öyle hediye filan sormakta kabalık olurdu. Ne diyecektim kıza sana yeni hediyesi alıyım mı?  Olmaz en iyisi bizim çocuklara danışmak onların birde çenesini çekmek vardı. Sıkıntıyla soludum dudaklarımın arasından süzülen sıcak duman soğuk havanın etkisiyle yok oldu. Bu aslında pek çok açı çeksemde hayatımdaki pek çok şey açıklığa kavuşmuştu.

Annemin ölmedeğini öğrenmiştim. Onu tekrar öldürmüştüm kendime
her ne kadar piç desemde değilmişim bir babam varmış ve en büyük düşmanlarımdan biriymiş yakında baba katili de olacağım. Bu kendi kendime söylendiğime acı bir şekilde söyledim. Bir sigara daha icmeliyim. Cebimdeki sigara paketinden bir dal daha aldım. Sigarayı yakmak için çakmağı çaktığım da arkada bir ses işitim. Hızla döndüm ama hiç kimse yoktu. Tekrar çakmağı çaktım.
Yanan ateşin minik ısısı bile üşüdüğümü hissetirmişti.

Sigaramı soğuktan kurumuş dudaklarımın arasına aldım.
Bir yılbaşı akşamını hatırladım.
Ne kadar aptalmışım demeden edemedim kendime geçmişin acı ama tatlı hatırası zihnime hücum ettiğinde gülümsedim.

Kocaman kahve rengi gözlerini üzerime dikmiş beni ikna etmeye çalışıyordu. "Batuhan lütfen benim için hem ne olucak ki şansımızı deneyeceğiz."

"Su saçmalama bizi oraya almazlar şu halimize bak bir istersen." Minik elerinle ellerimi tutmuştu. Soğuktan buz kesmiş elerini avuclarımda iyice sıktım.

"Soğuktan donacaksın sen hala saçma salak olan bir çekilişe takmışsın." Suratı düşmüştü soğuktan burnu kıp kırmızı olmuştu. "Tamam deneyeceğiz. Nasıl yapacağız bu işi söyle bakalım. Hadi surat asma."
Hemen kahveleri mutlulukla ışıldadı. "Bak şimdi çok basit yeni açılan iş merkezine gideceğiz. Ve noel babanın sırasına gireceğiz oda bize hediye verecek."

"Tabi oda bizi bekliyordu. Ve o iş merkezi bizi içeri almayacak."

Su'yun isteği üzerine iş merkezinin önündeydik. Şansımız nasıl yavar gitti Bilmiyorum ama kalabalığın arasında oraya sızmıştık. Uzun bir kuyruk vardı.
Herkesin elinde yeni yıl poşetleri çocukların elinde yeni son model oyuncaklar. Ama Su'yun gözü başka bir şeyde idi. "Öyle nereye bakıyorsun?" Diye sormuştum.

"Şu kızın üstündeki gibi pembe bir kabanım olsun isterdim. O zaman geceleri üşümezdim."

"Ben büyüğünce sana ne istiyorsan alacağım.  Şu aptal yeni yıl alışverişini bile birlikte yapacağız. "

"Gerçekten mi ? O zaman hemen büyümelisin."

"Şu noel baba aptallık ama bence ve şu yeni yıl gelenekleri."

"Hayır eğer gece yarısını kiminle birlikte girersen bütün yılın onunla geçermiş. Ve bu gece yan yana olmalıyız."

"Ben zaten senin hep yanında olacağım bu geleneğe gerek yok."

Biz konuşurken sıra bize gelmişti.
Bize tuhaf bakışlar atan bir noel baba vardı. Beyaz takma sakalı terlemiş alını kırmızı kıyafetin içinde zorlandığı oldukça belli oluyordu. Bizim buraya ait olmadığımızı anlamıştı. Ama pekte umrumda değildi. Gözleri bu şey bitsede buradan gitsem diyordu. İkimizide dizine oturturdu. Bana bakıp. "Önce hanımlar değil mi ?  Delikanlı." Dedi. Kendine has yapmacık noel baba sesinle güldü. "Ho ho ho bu yıl ne istersin güzel kız." Hüzünle Su'yu süzüyordu. "Bir ev isterdim. Ama imkansız bu yüzden bir bebek." Dedi onun gözleri ışıldamıştı. Benim yüreğim sızlamıştı. Ona bir bebek verip bana döndü bu kez.
"Ho ho ho peki sen ne istersin bu yıl ?" Ne isterdim sahi ? "Babamı."
Deyivermiştim birden sonra adamın ve bazı insanların tuhaf bakışlarını hissedince.