Merhaba günlük
Öncelikle sana uzun süredir uğramadığım için üzgünüm. Şu sıralar sana anlatacak çok şeyim olmasına rağmen son yazdıklarıma alakasız olacağı için başımdan geçenleri yazmadım.
Aslında buraya yine sana anlatmak için gelmedim. Daha çok kendimle konuşmak ve yüzleşmek için geldim.
Başında böyle olacağı aklıma gelmezdi. Başında, tek amacım Baekhyun'a acı çektirmekti. Ondan nefret ediyordum. Her gülüşünde onun o kaybolan gözlerinden bile nefret ediyordum. Mutlu olmasını istemiyordum. Onun yüzünden babamı kaybetmiştim. Bir insan nasıl kendi çocuğuna değilde başkasının çocuğuna daha çok değer verebilirdi ki?
Hiç bir zaman aile kavramının ne demek olduğunu anlayamadım. Aile, güç müydü? sevgi miydi? yoksa sadece anne ve baba dediğimiz kişilerle ismi konulmuş bir şey mi. Anlayamadım. Anlamak istedim ama engeller vardı. Annemi hiç görmedim. Babam 8 yaşında başka bir kadınla evlendi ve yanımdan gitti. İsmini bile unutup durduğum yaşlı bir kadınla kaldım. Tek başıma büyüdüm. Hep yalnızdım. Bende isterdim okul çıkışında koşa koşa anneme sarılmayı. Bende isterdim babamın sırtında, sokaklarda gezmeyi. Sınavlarıma çalışmadığım zamanlarda söylenip duran bir annemin, harçlığımı düzensiz harcadığımda bana öğüt veren bir babamın olmasını. Ama olmadı. Bunları hiç yaşayamadım. Okula tek başıma gittim, geldim. Babam bana hiç ders çalıştırmadı. Annem bana hiç yemek yapmadı. Evde anne/baba diyeceğim kimse yoktu.
Yağmur yağdığı ve şimşek çaktığı gecelerde tek başımaydım. Yorganımı kafama kadar çekmiş ve yağmurun dinmesini dilemiştim. Korkuyordum. Beni kucaklayıp korkmamam gerektiğini ve bunun sadece yağmur olduğunu söyleyen bir annem yoktu. Ertesi sabah benimle şimşek çakmasından korktuğum için dalga geçecek bir babam yoktu.
Ve bunları kimseye anlatamadım. Ailemin olmadığı gibi doğru düzgün bir dostumda olmadı. İçime attım. Belki ondandır kinim. Kimse beni dinlemedi. Çığlık atıyordum ama sesim çıkmıyordu sanki.
Bunları yaşadığımda 8 yaşındaydım ve o zaman "yalnızlığın" ne demek olduğunu anladım.
Sanırım sevgiyle öfkeyi birbirine karıştırdım. Çünkü Baekhyun'a olan hislerimin başka açıklaması olamaz. Bu zamana kadar bu kadar kıskandığım ve kin duyduğum bir kişiyi bu derecesine seviyor olamazdım.
Ona kötü davranmaya çalıştım, yapamadım. Çok duygusal biri ve hemen her şeye gözleri doluyor. Ufak bir kahkahasında bile kalbim o kadar hızlı atıyor ki korkuyorum. Çok bağlanmaktan korkuyorum. Yalnızlığa alıştım ve eğer Baekhyun ile olmaya alışmaya başlarsam kötü olabilir. Hayatımda kimse benimle sonsuza kadar kalmadı. Baekhyun beni sevmez. O da bir gün mutlaka gidecek. Ama elimde değil. Her saniyemi onunla geçirmek istiyorum, tüm vaktimi onu izlemekle harcamak, her duygusunu benim yanımda yaşamasını ve sadece beni sevmesini istiyorum. Sadece bana ihtiyacı olsun. Kötü bir şey olduğunda yanında sadece beni istesin. Aklına ilk ben geleyim. Onun her şeyi olmak istiyorum.
Günlüğüm, söyle bana, çoktan körü körüne bağlandım mı ona?
--
Sehun sonunda havaalanı kapısına kadar sürüklediği bavulu kapı girişinde durdurup arkasını döndüğüne iki farklı yüzle karşılaşmıştı
İfadesizin ifadesizi bir yüz ve dudakları büzük bir şekilde üzgün duran diğer bir yüz.
Sanırım bunların kim olduğunu açıklamaya gerek yok?
"Baekhyun, şu yüz ifadeni değiştirir misin? Cenazemi uğurluyor gibi tipin var." Sehun Baekhyun'u üzgün halindense mutlu halini görmek istiyor ve gitmeden onu böyle bıraktığını hatırlamak istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Plan is Over | ChanBaek
FanfictionChanyeol hatalar yapmıştı. Yaptığı şeylerin doğru olmadığını biliyordu ve bunların pişmanlığını yaşaması kendini aptal gibi hissetmesine neden oluyordu. Hayatında ilk kez, ilk defa bir şeylerin düzeleceğine inanmıştı. İntikam alabileceğini düşünmüşt...