Bölüm şarkısı; Kesinlikle, Teoman- Bana Öyle Bakma. 'Yazar'ın ağzından' olan kısımlarda açıp dinleyin.
Ve Giray'ın hayal kırıklığı dolu bakışlarını bu adamda gördüm sanki. Affetmek isteyipte affedemeyen, sarılmak isteyipte sarılamayan... Bir bakışta göstermiş hepsini.
Ve diğer bölüm şarkısı: Enrique İglesias- Why not me.
Ayrıca yabancı şarkının sözlerini alta bırakıyorum, bu şarkı içime işliyor. Ve tamda bu bölüme uyuyor. İyi okumalar!
''Gecelerden kaçıyorum sensiz. Duvarda gölgelerle, Aklımı kaçırıyorum, yıkılmamayı deniyorum.
Beni sevdiğini söylemiştin, şimdiyse sadece bir arkadaşsın diyorsun...
Kalbimi bin parça ettin.Biliyorum, azad edemem ruhumu...
Gerçek aşka yakalandı çünkü.
Ve yalnızken ben,
Gözlerim kapalıyken,
En güzel masalı anlattın sen.
Uyandığımdaysa hayallerim yıkılmış duruyorlardı başucumda.Ama neden..
Söylesene,neden ben değilim?
Neden böyle olduk biz?
İhtiyacın olanın ben olduğunu biliyorum canım.
Neden, neden, neden?Seni sevmek istiyorum!
Keşke bilsen aşkımın ne kadar büyük olduğunu. Öyleyse neden ben değilim? ''**** (Yazarın ağzından)
Ağır adımlarla yürüyordu çocuk. Beyninde ki boşlukla ve kalbinde ki sızıyla nasıl baş edebileceğini düşünüyordu. Ayakkabı tabanı her yere değdiğinde kalbinde ki baskı artıyordu. Nereye gittiğini bilmeden bilinmeze yürüyordu. Oysa gitmek istediği tek yer vardı. Görmek istediği tek insan, ölene kadar bakmak isteyeceği bir çift göz, ve dudaklarını dudaklarına yaslayarak onun nefesini içmek istediği tek kadın vardı. Kalbini harlayan, ateşe suyla giden o kadın... Ah o kadın, suyun yangını körüklediğini bilmiyordu. Çocuğun yangınını su gibi olan güzelliğiyle körüklüyordu ve bundan haberi yoktu. Ait olduğu tek kadındı o, gözlerini ona açmış, ondan sonra sımsıkı kapatmıştı. Ne başka birini gördü, ne başka birini duydu. Duymak istemedi daha doğrusu, çünkü sırılsıklamdı ona.
Sırılsıklam yanıyordu kalbi.
Gözlerine baktığında başkasının gözlerine bakmak istemiyordu mesela. Veya onun kokusunu hissettiğinde bir daha başkasının yanında nefes almak istemiyordu. Birde tenine temas ettiğinde... Ah, işte o zaman; kalabalıkta yürürken bile başkasına temas etmemeye özen gösteriyordu. Çünkü silmek istemiyordu vücudundaki izini.
Onu vücuduna damgaladığı bir iz haline getirmek istiyordu, parmaklarını o izde dolaştırarak gözlerini kapatmak istiyordu. Gözlerini kapatmak ve o anı doyasıya yaşamak...
Adımlarını hızlandırırken, ona deli gibi kırgın olmasına rağmen gözlerinin önünden gitmeyen gözlerini unutmak istiyordu. Ama unutamıyordu, çünkü ezberlemişti. Unutmak zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIN SEN TONU
ChickLitDar ve derin vadilerde sürtünerek büyüse de yara almayan ruhum, Gözlerinde okyanus barındıran adamın karanlığında boğuldu. Karanlığı, ruhunun en ücra köşelerine hapsetmiş genç adam, Geçmişinden gelip kalbine esen sert rüzgarla, kaybolduğu karanlıkta...