27.Bölüm- Parçalanmış hayatlar

965 48 20
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hastanenin kapısından içeri girdim ve nereye gideceğimi bilemeden bir süre etrafıma bakındım. Danışma yerine doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladım ve ellerimi stresle saçlarımın arasından geçirdim. Giray'ın titreyen o sesi, kulaklarımdan çıkmıyordu. ''Yusuf.'' demişti. Yusuf demişti ve ağlamaya başlamıştı. Delirecek gibiydim, ne olduğunu bilmiyordum. Sonra telefonu yüzüme kapatıp buranın adresini attı. Nasıl geldim, yolda ne düşündüm ne yaşadım hiç bilmiyordum. Tek bildiğim Giray'ın bana ihtiyacı olduğuydu.

''Yusuf...'' dedim titreyen ellerimi masaya dayarken. Görevli kızın gözleri bana döndü.

''Anlamadım.''

''Soyadını bilmiyorum.'' dedim ve yüzümü buruşturarak etrafıma bakındım. ''Yusuf isimli biri getirilmiş, kaçıncı kat?''

''Soyadını söylemeniz gerekiyor, hanımefendi.'' Başımı iki yana salladım ve merdivenlere doğru koştum. Kaybedecek tek bir dakikam yoktu. Hızla merdivenleri tırmanırken birinci katın koridoruna baktım. Boş koridoru atlatarak 3. kata tırmandım, sonra 4. kata... En son 5. kata çıktığımda, asansör kullanmanın daha mantıklı olduğunu anlamam için çok geçti. Gözlerim koridora döndüğünde, inip kalkan göğsümle, karşılaştığım iç acıtıcı manzaraya baktım. Giray yere oturmuş, dizlerini kendine çekmiş, tıp ki küçük bir çocuk gibi ağlıyordu. O an dünyam sarsıldı ve içimdeki her şey yıkıldı. Göz yaşları canımı bu kadar yakmamalıydı. Orada öyle çaresizce oturup ağlaması bu kadar canımı yakmamalıydı. Onun bu görüntüsüyle gözlerim dolarken, başını benim olduğum tarafa doğru çevirdi. Gözleri yavaşça gözlerime doğru çıkarken, hala derin nefesler alarak ona bakıyordum. Gözleri gözlerime değdiğinde, okyanuslarındaki o derin ışık gözlerimi kamaştırdı. Dolu ve kızarık gözleri gözlerime değdiği anda titreyen elleriyle yerden destek alarak ayağa kalktı. Öylece ona bakarken ne yapacağımı bilmiyordum. Ayaklarıma prangalar vurulmuştu ve bir adım dahi atmamı engelliyorlardı.

Canımın acısına baktım öylece... Canımın acısının canı çok acıyordu.

Gözlerinde ki kırıklık içimde ki her şeyi kırarken, göz yaşlarının arasından acıyla gülümsedi. Alt dudağımı dişledim ve bende ona aynı acıyla gülümsedim. O an gözümden bir damla süzüldü. Giray hızla bana doğru yürümeye başladığında, adımları kalbime basılıyordu. Yürürken göz yaşlarını bileğiyle sildi ama kısa sürede göz yaşlarının yerini yenileri almıştı. Aramızdaki mesafe kapandığında beni kendine çekti ve kollarını bana doladı. Yüzünü boynuma saklayarak ağlamaya başladığında, dudaklarım titredi. Dudaklarımın titremesi bütün vücudumu titretti ve o anda harekete geçip titreyen elimi başına dayayarak yüzünü boynuma daha çok bastırdım. Boynumda ki ıslaklık içimi çok acıtıyordu.

O ıslaklık, kalbime atılan en ıslak imzaydı.

Başını boynuma daha çok gizledi ve sallanarak ağlamaya devam etti. Derin bir iç çektim ve boynuna dudaklarımı bastırarak saçlarını okşadım.

SİYAHIN SEN TONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin