Not: Evet arkadaşlar yeni bölümle karşınızdayım. Okunma sayımızın 9k olduğunu gördüğümde gaza geldim ve bölümü tamamladım. Benim içime sindi, inşallah sizinde içinize siner. Bölümü yazdım ve kontrol ettim ama hemen atmak istediğim için hızlı yazdım, hata olabilir şimdiden kusura bakmayın :) Tekrar okuyup düzenleyeceğim.
Kısa bir hatırlatma, 13 marta YGS sınavım var. O yüzden bölüm kesinlikle o tarihten sonra gelecek. Yorumlarınızı bekliyorum, sizin yorumlarınız çok önemli. İyi okumalaar :)))))
Multimedia- Giray'ın çaresizliğini bana hissettiren en güzel gif :)
Kalbimden ruhuma akan soğuk su, içimi usulca titretti. Ruhumun küflü duvarlarına çarpan kalbim acıyla boynunu büktü. Kendime gelmeye başladığımda başımın ve bedenimin salladığını fark ettim. Göz kapaklarım açılmamak için isyan çığlıklarını atıyordu ama gözlerime giren keskin ağrı gözlerimi açmaya itiyordu. Usulca tek gözümü kısarak açtığımda, güneş ışığı gözlerimi delip ruhumu yaktı. Gözlerimi tekrar kapattığımda başım sert bir şeye çarptı. Biri beni kucağında mi taşıyordu?
"Hepiniz bunun hesabını vereceksiniz." diye bağırdı kollarının arasında olduğum kişi. Onu sesinden tanımıştım, Arastı. "Hepinizi buna pişman edeceğim." diye tekrar bağırdığında başımı Aras'ın göğsüne yasladım ve hafifçe yutkundum.
"Aras..."
"Hişşt..." dedi usulca ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Geçti güzelim. Güvendesin." Güvende değildim. Kalbim bu kadar kırıkken ve harabeye dönmüşken kendimi hiç bir şekilde güvende hissetmiyordum. Aras yanımda olan tek insandı. O bana gerçekten değer veren tek adamdı. Titreyen ellerimi usulca Aras'ın boynuna doladım.
"O bana tecav-"
"Hayır, Duru. Hiç bir şey yapamaz o sana. Sakın devamını getirme o cümlenin, geri dönüp onu pişman ederim." Gözlerim yanmaya başladığında yüzümü göğsüne iyice yasladım.
Ruhu kirli bir adamın, kirli ellerinden beslenmiştim. Kalbimi; ruhundan ellerine akan kirli istekleriyle beslemişti. Kalbimi avuçlarının arasına alıp patlatana kadar sıkmıştı. Ve kalbim ona dayanamayıp patlamıştı. Ona değil aslında, bu kadar karanlık bir hayata dayanamamıştı.
"Bana ne oldu?" diye fısıldadım, dudaklarımı yaladıktan sonra.
"Hastaneden yeni çıktın ve dinlenmen gereken yerde yaşadığın şeylere bir bak! Sana ne olmuş olabilir, yeni!"
"Bana bunu yapan kim, biliyorsun değil mi?" dediğimde bacaklarımda duran elleri kaskatı kesildi. Beni yavaşça yere indirdikten sonra belimden tuttu ve kendine yasladı. Arabanın kapısını hızla açarken bende omzunun üstünden okulun bahçesine bakıyordum. Kalabalık gözlerini bizden ayırarak okula doğru adımlıyordu.
"Biliyorum." dedi beni yavaşça arka koltuğa oturturken. Arka koltuğa yerleştiğimde oda hızla sürücü koltuğuna geçti ve arabayı çalıştırdı.
"Planın işe yaramayabilir." dedim ve başımı cama doğru yasladım. Bir kolunu sürücü koltuğuna koydu ve arka cama doğru bakarak arabayı geriye sürmeye başladı. O arada gözleri yavaşça bana kaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIN SEN TONU
ChickLitDar ve derin vadilerde sürtünerek büyüse de yara almayan ruhum, Gözlerinde okyanus barındıran adamın karanlığında boğuldu. Karanlığı, ruhunun en ücra köşelerine hapsetmiş genç adam, Geçmişinden gelip kalbine esen sert rüzgarla, kaybolduğu karanlıkta...