Part 20

78 3 1
                                    

Sabah uyandığımda fırtınanın sert etkisi geçmiş yerini sakin bir yağmur almıştı. Yorganımı üzerimden çekip ayağı kalktım. Mutfağa doğru ilerleyecekken masamda bir not buldum. Notu elimi aldım ve okumaya başladım.

"Dışarı çık"

Sanırım Michael bana bir sürpriz hazırlamıştı. Dolabımdan birkaç parça eşya çıkardım ve üzerime geçirdim. Merdivenlerden aşağı indim. Montumu ve anahtarımı alıp dışarı çıktım. Arabamım üzerinde bir not daha buldum ve elime aldım.

"Algan Tepesi"

Oldukça büyük uçurumdu. Beni gerçekte ne beklediği merak ediyorum.
Sürücü koltuğunun olduğu tarafa yönlendim. Kapıyı açıp oturdum ve Algan Tepesine doğru sürdüm.

15 dakikalık bir yolculuktan sonra tepeye ulaştım. Arabamı park edip anahtarımı alıp kapıyı kilitledim. Tam adımımı atmışken bir notla daha karşılaştım.

"Tepeye çık"

Hiç düşünmeden tepeyi çıkmaya başladım. Attığım her adımda heyecanım daha da artıyordu. En sonunda tepeye çıktığımda etrafıma bakındım. Fakat kimse yoktu. Yerde birkaç içki şişesini görünce Michael olmadığını anladım. Michael asla içmezdi. Benim de içmediğimi bilirdi. Yani Michael olması imkansızdı.

Ama ben merakıma yeni düşüp yerdeki notu aldım. Bu diğerlerine göre daha uzun ve özenli yazılmıştı.

"Bunu ikimiz iyiliği için yaptım. Canım yanıyordu. Seni Michael'le gördükçe yaram daha da derinleşiyordu. En sonunda katlanılmaz hale geldi. Seni özleyeceğim.
Sevgilerle Luke"

Ellerim titriyordu. Luke benim yüzümden ölmüştü. Hiç düşünmeden uçurumun kenarına doğru koştum. Aşağa baktığımda Luke'un kanlı ve hareketsiz bedenini görünce çığlık attım. Gözümden yaşlar süzülürken hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Benim için ölmüştü. Benim yüzümden ölmüştü. Bunu kaldıramazdım. Böyle yaşayazdım. Ben de atlamalıyım!

Birkaç kez atlamayı denedim. Fakat kafamda bir sürü şey vardı. Onlardan kurtulmadan atlayamazdım. İçki şişesini kavradım ve hiç düşünmeden kafama diktim. İçki boğazımı yakıp geçti. Normalde asla içki içmezdim. Çaresizdim. Acı bir tadı vardı. Fakat verdiği his şahaneydi. Son damlasına kadar içtiğimde şişeyi sertçe yere atıp kırdım. Diğer şişeyi kavrayıp onuda tek dikişte bitirdim.

Başım dönüyordu. Fakat düşüncelerimden uzaklaşmıştım. Dengemi kaybedip yere düştüm. Gözüme keskin bir cam parçası kestirip onu elime aldım ve bileğimin üzerinde gezdirdim. Ve bileğime sertçe bastırıp derin bir yara açtım. Kan bileğimden süzülürken hıçkırıklarım daha da arttı.

Kalan son şişeye uzandım fakat bir türlü tutamadım. En sonunda kavrayıp tekrar kapama diktim.

Artık bileğimdeki kesik acımıyordu. Yenisini açmaya hazırdım. Cam parçasını alıp tekrar bileğime bastırıp öncekinden daha derin bir yara açtım.

Artık hazırdım. Uçurum kenarına doğru ağır adımlarla ilerledim. Mantıklı düşünemiyordum. Heryer bulanık görünüyordu. Kollarımı iki yana açtım. Bir adım daha attım. Rüzgarı kollarımın altında hissediyordum. Hızlı bir şekilde yere çakıldım. Başımda inanılmaz derecede bir acı vardı. Bedenimi kıpırdatamıyordum. Gözlerimi araladığımda Luke'un kanlı bedenini gördüm. Sonra gözlerimi kendi bedenim üzerinde gezdirdim. Korkunç görünüyordum. Sadece ölümü bekliyordum. Son bir kez siyah bulutlarla dolu geceyi andıran gökyüzüne baktım. Başımdaki keskin ağrı artınca gözlerim istemsizce kapandı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 22, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Marie   || Michael Clifford ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin