Ali
Gözlerimi cennetten geldiğini düşündüğüm bir koku ile açtım. Selin kollarımda kafasını göğüsüne yaslamış uyuyordu. Sonra biraz kıpırdandı ve uyandı. "Günaydın sevgilim" dedi.
- Kuru bir günaydınla yırtamazsın gel buraya dedim ve üzerine çıktım. Selin kahkaha attı.
- Sessiz ol biri duyacak, annen bizi böyle görürse ne yapar , biliyor musun?
- En fazla seni öldürür.
- Ölsem üzülmezsin yani? Dedim.
- Çık ne üzüleceğim sana ben? Dedi.
- Dudaklarımı da özlemezsin yani?
- Özle-
Selin'in lafını dudaklarımla böldüm ve yavaşça ona sürtünmeye başladım. Selin inlemeye başlayınca daha da hızlandım. Ama daha fazla devam edemezdik çünkü herkes çoktan kahvaltıya inmiş olmalıydı . Bu yüzden bir kaç dakika daha devam edip Selin'e "Durmamız lazım, kahvaltıya inmediğimiz için birazdan gelebilirler." Dedim ve üzerinden kalkmak için hamle yaptım. Selin'in beni onaylaması gerekirken "Umrumda değil." Dedi ve beni kendine çekip dudaklarıma yapıştı. "Selin" diyerek geri çekilme çabam Selin'in üzerime çıkıp karnıma oturmasıyla son buldu. Bana "Umrumda olmadığını söylediğimi hatırlıyorum." Dedi ve karnımdan biraz daha aşağı kayıp oraya oturdu. Beni tahrik etme niyetindeydi ve bunu şüphesiz başarıyordu. Ama bunu kesmesi lazımdı yoksa yakalanacaktık. Tekrardan "Selin dur artık." Dedim ama Selin duymadı bile. Durmayacağını anladığımda sesimi çıkarmayıp işin zevkini almaya karar verdim. Selin dakikalarca durmadan aşağı,yukarı,sağa ve sola hareket etti üstümde. Sessizce inlerken birinin bizi duyma ihtimalini azaltmaya çalışıyordum fakat iyice sertleştim ve altımdaki şişlik arttı. Selin bunu farkettikçe daha da tahrik ediyordu. Artık dayanamadım ve üstüne çıktım.
Onu öptüm ve geceliğinin eteklerini yukarı çektim. Kilodunu aşağı indirirken gözlerinin içine onay istemek için baktım. Kafasını onay istediğimi anlayıp olumlu anlamda salladı. Ben de boxerımı aşağı indirip sertçe içine girdim. Verdiğim ani acıyla çığlık atacakken ağzını ellerimle kapadım ve içinde gitgellere başladım. Bunu yaparken sessizce "Benimsin,sadece benim." Diye defalarca tekrarladım.İşimiz bittiğinde Selin odasına gitti. Ben de kahvaltıya indim. Kahvaltıda bir sessizlik hakimdi. Güneş Hanım'da sebebini çözemediğim bir gerginlik hakimdi. Ama sorgulamadım. Birkaç dakika sonra Selin de sofraya geldi. Güneş Hanım Selin'e huzursuzca baktı. Neyi vardı bu kadının? Kahvaltı bittiğinde Selin odasına çıkmak için ayaklandı. Ancak babam "Seninle konuşmamız gereken bir mevzu var Selinciğim. Otur lütfen." Dedi. Bizi anlasa bu kadar sakin konuşmazdı babam. Bir şeyler döndüğü kesindi. Babam sofradakilere baktı artık kalkmaları için . Hepimiz kalktık. Ama ne olduğunu öğrenmem lazımdı. Selin çok gergin görünüyordu.
Herkes sofradan kalkıp uzaklaştığında ben de gizlice kapının arkasına geçtim ve onları dinlemeye başladım. Babam Selin'e " Başına gelenleri biliyorum kızım." Dedi. Selin'in başına ne gelmişti ki?
Güneş Hanım da konuşmaya başladı. "O hapisten dün çıkmış. Yaşı küçük olduğundan ve hapiste uslu durduğundan iyi hal indirimi almış."
Selin ses vermedi. Babam tekrar konuştu. "Merak etme kızım o Kaan denen şerefsiz artık sana bir şey yapamaz. Biz yanındayız. Yanında hep korumalar olucak. Geceleri de dışarı çıkmak yok. Bizden izinsiz hiç bir yere adım atmayacaksın.Anladın mı?" Dedi itiraz istemeyen bir ses tonuyla.
Selin cevap verdi: "Ben artık büyüdüm ve kendimi koruyabilirim. Kaan'a gelince onu görürsem anında öldürürüm. Bana tecavüz etmek bir yana, karşıma bile çıkamaz." Dedi.
Ne demekti bu. Selin tecavüze mi uğramıştı? İyi de o çok küçüktü. Hangi şerefsiz yapmıştı bunu Selin'ime ? Onu bulmalıyım ve yaptıklarının bedelini ödetmeliyim. Selin bunca zaman nasıl bu kadar güçlü kalabildi? Aklım almıyor. Kim yaptı bunu benim bakmaya kıyamadığım sevgilime?Vote önemli değil ama hikayenin gidişatı için yorum ve öneri yaparsanız sevinirim. Bu gece bölüm yazacağım büyük ihtimal. Hepinizi öpüyorum.
