"Miley"
"Justin "
Tanrım! Justinin bir kız arkadası gelmişti. Tam karşımda duruyordu ne yapacağız biz şimdi.
"miley senin burda ne işin var?"
"Sevgilimi özledim ve birkaç gün kalmak istedim. Olmaz mı"
"Ne sevgilisi biz ayrıldık."
Justin kekelerken bile çok tatlı oluyordu! Ama sorun şu ki bu sütük beni tanımıyor ve bana çok kötü bakıyordu.
"Justin bu kız kim?"
"Ben tiffany edward efendim"
"Kim dedin sen?"
Tanrım! Bu kadına ne oldu böyle adımı söylediğimde üzerime yürümeye ve bağırmaya başladı. Iyi ki justin oradaydı ve mileyi tuttu ve koltuğa oturttu.
Bende yanlarına gitmek istemediğimden odama çıktım. Az sonra kapı sesi geldi ve ne olduğunu anlamak için aşağı baktım. Justin evde yoktu. Ama miley sinirli ve bir o kadar üzgün bir şekilde etrafa bakıyordu. Sanki bir şey bekliyormuş gibi. Ben biraz daha aşağı indim merdivenlerden ve gözgöze geldik.
Tanrım! O kadar çok korkuyorum ki bu bakışlar pek de iyi bakışlar değil. Ayağa kalktı ve bana doğru yaklaştı.
"Seni küçük sürtük. Demek justini benden ayıran tiffany sensin"
"Ne ayırması ne diyorsun sen? Ayrıca sensin sürtük"
Dedim sürtük lafını vurgulayarak ve bana alaycı gözlerle bakmaya devam etti. Az sonra kapı çaldı ve justin içeri girdi.
"Miley git burdan"
"Ne.. neden justin?"
"Seni sevmediğimi sana iki yıl hatta üç yıl önce söyledim ve sen beni nasıl buldun?"
"Zor olmadı. Pattie beni seviyor justin tiffanyden daha çok"
Dediğinden hiçbirşey anlamama rağmen burada bir şeyler döndüğünün farkındaydım ama öğrenmeye niyetim yoktu. Çünkü çok üşeniyordum.
"Meleğim sen odana çık. Ben bu sürtükle ilgileneceğim"
"Peki babacık"
Justin bu söylediğime gülümsedi bende onu yanağından öperek odama çıktım. Yaklaşık beş dakikadır telefonla yatağın üzerinde oturuyordum.
Sam'dan mesaj var
Bildirimi görünce nedensizce gülümseyip hemen mesajı açtım. Okuduklarım saçma olsada biraz idrak etmeye çalıştım.
#ben seni seviyorum tif. Okula geldiğin ilk günden beri. Sana o gün bunu itiraf edecektim ama yapamadım. Hasta olduğunu duydum ve cok üzüldüm. Eğer baban izin verirse bu zamanlarını benimle geçir istiyorum#
Ne yani tanrım! Sam beni mi seviyor. Ama ben justini seviyorum. Ve o hayatta onunla birsey yapmama izin vermez. Hem zaten bende istemiyorum
#bana bak sam ben justin sana kızımın etrafında dolasma demiştim. Seni piç kurusu kızımı bir daha göremeyeceksin#
En iyi bu olur diye düsündüm belki telefonun justinde olduğuna inanır ve konuyu uzatmaz. Zaten aşağı da birseyler dönüyor.
Biraz daha daynamayacağımı anladığımda bağırma sesi ve kapının sertce carpmasını duyarak ışık hızinda aşağı indim.
Justin yerde oturuyordu ve aģlıyordu. Yanına koşarak gittim ve yere çöküp ona sarıldım. O da bana sıkıca sarılıyordu.
"Neyin var justin"
"Miley..."
Hıçkırıkları yüzünden sesi çıkmıyordu ama ben anlamaya çalışmıştım. O sürtüğün adını söyledi. Ne alaka o şimdi.
"Miley anne.."
"Annene ne oldu justin"
"Tiffany annem öldü"
"Ne?"
Kendi ailemin ölüm haberi bile beni bu kadar üzmemişken justinin dağılmış hali beni mahvediyordu. Annesi üzerine bir de beni kaybetmesi onun için hiçte iyi olmayacak.
"Sürtük annemin ölümünü görmüş"
"O bunun için mi geldi"
Evet anlamında basını salladı. Nası öldügünü merak ettiğim için sormak istedim. Ama ben sormadan o anlattı.
"Tiffany annem hastaydı tıpkı senin gibi. O gitti beni bıraktı. Tıpkı senin beni bırakacağın gibi"
Hıçkırıkları arasına konuşurken söylediği sözler canımı yakmıstı. Bende onu bırakmak istemiyordum ama yapacak bir şey yoktu.
Ve gözlerimdeki yaşları sertbest bırakıp ağlamaya başladım...Teog bitti.
Kurtulduk.
Özgürüz artııık
😁☺😁😊😁😁☺👍👍👍✌✌✌💞💞💞
