Bu bölüm biraz saçma olabilir
Şimdiden uyarıyorum...Tiffany pov
Gözlerimi zorlukla açtığımda justinin yanımda olmadığını ama yanımdaki komodinin üzerinde bir meyve suyu ve çikolata olduğunu gördüm. Bu beni gülümsetmişti. Çikolatadan bir parça alıp dudaklarıma götürdüm.
"Mmm... fıstıklı en sevdiğim"
Mırıldandım ve yataktan kalktım. Duşa girmek için banyo kapısına yöneldim. Kapıyı açıp iceri girdim. Sıcak suyu açıp küvete dolmasını bekledim. Yatağa doğru dönüp cikolatamdan bir parça daha alıp banyoya yöneldim ve suyu kapattım.
Suyun keyfini çıkardıktan sonra havluya sarılıp yatağa oturdum. Nedensiz bir şekilde bugün huzurlu hissediyordum. Çikolatam bitmişti ve bende hemen dolabın kapağını açıp kıyafetlerimi giydim ve saçımı kuruttum.
Saclarımı topuz yapıp merdivenlere yöneldim. Aşağı inip mutfağa gittiğimde masa kahvaltılıklar ve kreplerle düzenlenmişti. Ve tabakta bir not vardı. Hemen notu elime aldım ve okudum.
#ben akşama kadar yokum ama gelince sana ödül vereceğim babacığını bekle tif..."
Not beni gülümsetmişti. Yemeğimi hemen yedim ve aksam ne olabileceğini düşünmeye basladım.
Ama dün olanlar.... tanrım! Justin gelmeseydi...
Her neyse biz akşamı düşünelim. Televizyon izlemek icin kumandaya uzandım ve bir film açıp izledim.**********
Sıkıldığımı hissettigim an kalkıp odama cıktım aksama kadar justinin gelmesini bekleyemezdim ama onsuz dışarı çıkmam yasaklanmıştı, ama canım çok sıkılıyordu.
Evde dört dönüp dururken evde hiç girmediğim daha doğrusu gerek duymadığım catı katı aklıma geldi.
Belki eğlenecek bir şey bulmak ümidiyle catı katının kapısın anahtarını almak için alt kattaki anahtarlığa gittim.
"5,6,7.. ve işte buldum 14"
Evde ondört tane oda vardı ve hepsinin-justinin odası hariç- odaların anahtarı kapının yanındaki anahtarlıkta mevcuttu.
Istediğimi aldığım gibi sinsice gülerek catı katına koştum ve kapıyı acıp iceri giridim.
Catı katında bir salon ve bir oda vardı. Salon kahverengi mobilyalar ve yeşil bitkilerle süslenmişti. Dikkatimi kırmızı kapılı çatı katının tek odası cekmişti. Oraya doğru yaklaştım ve kapının kulbunu indirdim.
Lanet olsun!
Kapı neden kilitli ki! Hemen etrafa bakıp anahtarı aramaya basladım. Kendimi her ne kadar sharlack holmes gibi hissetsemde anahtarı bulamadım.
Şöminenin yakınındaki tekli koltuģa oturup saçlarımı karıştırdım. O odada ne olduğunu bilmeliydim çünkü merak ediyordum.
Ayağa kalkıp şöminenin üzerindeki kutuya ve fotoğraflara baktım. Bunlar justinin küçüklük fotoğrafları ve annesiydi sanırım. Kutunun icine baktım ve işte anahtar!
Elime aldığım anahtarı kapıya yönelttim ve kapıyı açtım. Ve kulbu indirdim.
İçeri baktım. Ve gördüklerim... tanrım bunlar da ne böyle!
İceri girip kapıyı kapattım ve gördüklerimi idrak etmeye çalıştım. Birçok kırbaç,kelepçe,ip ve göz bandı ile dolu bir oda ile karşılaştım.
Justin bunlarla ne yapıyor olabilirdi. Elimi ışığı açmak için lamaya götürdüm ve yaktım. İçeride birde benim fotoğraflarım vardı.
Tanrım benim fotoğraflarımın burada ne işi var! Justin bir psikopat ve ben ona aşık oluyorum. Tanrım çok korkuyorum ben bu korkuyla justinin yanında yaşayamam.
Derken kapı sesi geldi. Ve koşarak kapıyı kitleyip anahtarı kutuya koydum ve şöminenin önünden geçip aşağı inmek için merdivenlere yöneldim justin bana sesleniyordu.
"Meleğim babacık geldi. Nerdesin?"
"Geliyorum justin"
Aşağı indim ve çatı katını kitleyip anahtarı cebime soktum. Justine sarılıp yanağını öptüm. Hiçbir sey bilmiyormuş gibi davranmam gerekiyordu.
Ama yüzümden ne kadar korktuğum kesinlikle belli oluyordu.ve justin bunu fark etmiş olacak ki bana değişik ve anlamayan gözlerle baktı.
"Neyin var? Neden bana böyle bakıyorsun?"
"Nasıl?"
"Tiksinir ve iğrenir gibi,"
"Neden justin? Neden?"
"Ne neden?"
"Neden kırbaçlar ve göz bantları ile dolu bir oda var bu evde"
Çığlıklarım ile yüzüne nefretimi kustum. Bağırdım nedenini bilediğim bir sekilde ona kızıyordum.
"Bak tiffany sana benim odama girme şansını kim tanıdı ha ?"
"Justin b..be..ben sey bi..-"
"Kes sesini tiffany artık sana ceza verme zamanı geldi"
"Ne ceza-"
"Kapa çeneni"
Kolumdan tuttu ve çatı katının anahtarını alıp kapıyı actı. Gözleri dönmüştü ve benim bağırmam onu etkilemiyordu. Elini itiyordum ama kolumu daha çok sıkarak canımı yakmaya başladı.
Ağlıyordum hemde deli gibi hıçkırarak.Kırmızı kapılı odanın önüne geldiğimizde kapıyı açıp beni yatağın üzerine fırlattı. Ve ellerimi yatağın iki tarafına bacaklarımı ise yatağın uçlarına ayırarak bağladı. Çekmecelerden birini karıştırdı ve göz bandı ile bana yaklaşıp gözlerimi bağladı. Ağlıyordum ama hiç bir işe yaramyordu.
Eline bir kırbac alıp üzerimde gezdiridi ve yavaşça vurdu. Canım yanmamıstı. Sonra çamaşırlarımın tamamını çıkardı ve kendisi de soyundu.
"Justin yapma lütfen ne olursun korkuyorum justin"
"Kapa ceneni cezanı çek"
Üzerime çiktı ve içime sertçe girdi. Bagıramıyordum. Sesim kısılmıştı. Işi bittiginde içimden çıkıp beni ayağa kaldırdı. Göz bantını ve ipleri cıkarıp beni ilerideki masaya dayadı ve bagladı. Eline aldığı kırbacı birkaç kez şaklattı ve sadistçe gülümsedi.
"Her vurduğumda benimle say tiffany"
Delice aglayıp başımı salladım. Ve kırbac tenime değdiğinde ayaklarım yerden kesildi ve çığlığı bastım.
"Say dedim"
"Bir"
Dedim güçlük içinde ağlarken ve bir kez daha sertçe vurdu.
"Iki"
Tanrım çok acıyordu ama o bana bakıp gülüyordu. Ve bir kere daha
"Üc"
Sanırım bitti diye düşündüm ama yanılmıştım.
"Sonuncusu tif"
Ve kıbacı geriye dogru genleştirip öyle bir sert vurdu ki ayaklarım yerden kesilmiş agĺamam şıddetlenmişti.
"Dört"
Dedim güçlükle ve beni bagladığı yerden kaldırdı ama daha fazla dayanamadıgımı hissedip kendimi yere bıraktım...
Bu bölümü hangi kafayla yazdım bilmiyorum
Grinin elli tonunu izleyince böyle oluyor sanırım...
💞💞 oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım.