İçeri girdim. Justin masada oturmuş bir şeyler karalıyordu. Yanına gittim ve koltuğa oturdum. Bana bamadan kağıtlarını çekmeceye koyup kitledi. Merak etmiştim ama önemi yoktu. Giydiğim hırkanın altından görünen bacaklarıma baktı ve pis pis sırıttı.
Hemen hırkayı düzelttim ve ayağa kalkıp tekrar oturdum. Justin beni izliyordu ve rahatsız oluyordum. Yaptıklari ve yapacakları yanlış seylerdi. Tanrı beni asla affetmeyecek.
"Ah güzel tiffany sen neden burdasın neden seni evlat edindim biliyor musun?"
"Hay..hayır bay biebe..r.."
"Sana bana bay bieber deme dedim"
Bağırmadı. Adeta kükredi ve bir hamlede hırkamı cıkardı. Üzerim tamamen cıplak kalınca çok korktum. Gözlerimi kapattım ve beklemeye başladım.
"Babacık sana zarar vemeyecek tiffany korkma benden"
Yüzü değişik bir hal almıştı. Neydi bu ani duygu değisimi.
Beni saçımdan tuttu ve elini belime koyarak odaya getirdi. Tanrım şimdi bittim ben!"Hadi uyu tif yarın okulun var"
Şaşırdım bütün kelimeleri ağzıma tıktı ve gitti.bende pijama giyip yumusacık yatagıma yattım.
Yazar pov
Tiffany sabah erken kalkıp kahvaltısını yaptı. Okul için hazırlandı ve cantasını alıp okula gitti. Yolda dolabını buldu ve eşyalarını yerleştirip sınıfa girdi. Sınıfa göz gezdirirken yeni gelen ve yakışıklı bir çocuk gördü. Yanına oturup Ders boyu onu izlemişti.
Tiffany pov
Tanrım ne kadar yakışıklı bir çocuk bu. Dedim kendi kendime.
Ders boyu hatta teneffüste bile onu izledim. Bircok kez gözgöze geldik ve bana gülerek baktı. Ders zili ile sınıfa gitdik. Adının sam olduğunu ögrendiğim çocuk bana çıkışta bir şeyler yapamayı teklif etti. Bende olabilir demiştim ama justinin kızmasındam korktuğum için numaramı vermiş beni aramasını söylemiştim. Acaba gitsemmi? Justin kızar mı?Zzzzzzzźzźzzzz
Sonunda zil çaldı. Artık özgürüz. Kosarak taksiye binip eve gitmek istedim ama bu iki güçlü kol beni bırakmadı. Arkama döndüğümde onunla karşılaşmayı beklemiyordum ki şaşırdım.
"Sam?"
Dedim sorgular bir ifade ile belime sardığı ellerine bakarken. Sonra ellerini çekti.
"Tif sana bir şey itiraf etmem gerek"
"Tabiki"
"B..be..ben se-"
Sözü yarıda kaldı. Derken yere düştü. Ben olayın şokuyla justin ve dudağı patlak sam'a baktım. Noldu ki şimdi? Derken justin bana kötü kötü baktı ve zorla arabaya götürdü. Yol boyunca bağırmaya çalıştım ama yapamadım sesim çıkmıyordu. Eve geldiğimizde yardımcı kapıyı açtı. Justin saçımdan beni sürükleyerek salona fırlattı ve adının mery olduğunu bildiğim yardımcısına gitmesini söyledi. 5 dk boyunca yerde çömelip öylece etrafa bakıp ağladım. Dizlerimi kendime çektim ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Az sonra justin sinirli bir şekilde bana doğru geldi.
Korkudan geriye çekilerek uzaklaşmaya çalıştım. Ama o daha da çok yaklaştı ve saçımı kavradı.
"Bana bak seni küçük sürtük. Seni bir daha o çocukla yada başka bir çocukla görürsem seni öldürürüm. Artık okuldakilerle mi sürtüyorsun ha? "
Şaşkınca ona baktım. Bu kadar sinirli olması ve beni kıskanmasını istemiyordum. O benim babamdı!
Ve bana sürtük demişti. Sinirle ayağa kalktım ve koşarak odama çıkıp kapıyı sertçe kapayıp kitledim. Yatağa oturup burdan gitmek için planlar yapıyordum ki o lanet ses yine kendini belli etti."Tif aç şu kapıyı. Beni delirtme"
"Açmıyorum. Git burdan ve biliyomusun burdan kaçacağım.lanet olsun beni neden evlat edindin nefret ediyorum senden!"
"Kes sesini tif aç kapıyı diyorum aç"
O kadar sert vurdu ki kapı artık kırılmış ve ben olaydan etkilenip ve korkup gözlerimin karardığını hissettim derken yere düşmüştüm....
Son gördüğüm şey justin'in koşması ve " bebeğim... " diye bağrışı olmuştu...
