Gözlerimi açtıgımda iğrenç hastane kokusunu burnuma çektim justin odaya geldi ve yanıma oturdu.
"Bebeğim... iyi misin?"
"Bana ne oldu bay bi... justin"
"Düstün ve başını çarptın. Ve biz 10 gündür burdayız. Uyuyordun. "
"O kadar oldu mu?"
"Eveet. Ama boşver şimdi evimize gidiyoruz"
Yüzü solmuş ama belli etmeyen justin'e baktım. O gülüyodu. Ama her zamanki icten gülüş değildi bu farklıydı.
Hastane işlerini halledip arabaya bindik. Eve doğru giderken ben müzik dinlemek için kulaklık taktım. Yarım saat olmadan eve geldik ve içer girdik. Harika bir masa vardı ve yemekler harikaydı. Kosarak masaya oturdum ve justinin gelemesini bekledim. Çok geçmeden mery ile konusup yanıma oturdu.
Ben iştahla yerken o ise bana bakıp gülüyordu. Ama üzgün gibiydi. Ne olduğunu sormaya niyetim yoktu çünkü kızabilir.
Fazla geç olmadan oturduğum yerden kalktım.
"Bebeğim bir şey mi var nereye?"
Tanrım noluyor bu adama böyle? Ne bu ani ruh değişimi. Anlamıyorum. Endiseli bakarken sordu.
"Odama bay bie-"
"Justin"
Dedi sözümü keserek. Odaya çıktım ve yatağıma büyük bir özenle girdim başım ağırıyodu çünkü. Yatağa yattım ve gözlerimi kapattım.
♡♡♡♡♡
"Tiiiiiffff uyaaann tif uyan"
Justin beni delice sallıyordu ama bir saniye. Ben neden kalkamıyorum.
Gözlerimi açmaya çalıştım ağlayan justine ne olduğunu sorarcasına baktım ve bana sarılıp"Seni kaybettim sandım. Bundan sonra benle uyuyacaksın tif"
"Şey bir sorum olacak"
"Evet meleğim"
"Ben acıktım yemek yiyebilirmiyiz?"
Dedim sırıtarak. Bana tekrar sarıldı ve aşağı yemek yemeye indik ne olduğunu anlamadan masadan koşarak banyoya koşup kapıyı kitledim. Tanrım yediğim şeyler boğazıma tırmanyor.
"Tiffany?"
Dedi aģlamaklı sesle. O sırada tüm yediklerimi çıkarmış ve yüzümü yıkayıp aynaya bakıyordum. Ardından çıktım ve justin sanki beni kırmak istemezcesine hem sıkı sarılıyor hemde başımı öpüyordu.
"Hadi uyu istersen dinlenmelisin"
Odaya çıkıp yatağa yattım ve etrafa bakıp uykuya daldım. Uyandığımda yanımda biri vardı.
"Sende kimsin?"
"Bebeğim benim justin"
"Justin kim?"
Tanrım başım çok ağrıyo. Ve adını justin olarak öğrendiğim adam konuştuklarımızdan sonra beni zorla arabaya bindirip hastaneye görürdü. Onlar doktorla kapıda konuşurken bende merakıma yenilip onları dinledim.
"Ne? Hayır ne oluyor? Nasıl yani?"
Gibi sesler ile irkilip daha çok dinlemeye başladım ve duyduğum seyle öylece kaldım.
"Tiffany hafıza kaybı geçirdi. Bir süre hiçbir şey hatırlamayacak üzgünüm ama bu kısa sürebilir endişelenmeyin. "
Ne yani ben... anlamıyorum ve gözlerim tanrım noluyo bana böyle....
♡♡♡♡♡♡♡♡♢Tiffany pov
Uyandım ve etrafa baktım. Hayret eve gelmişiz. Güçlük çekerek yataktan kalktım
Aşağı doğru inerken justin ve tanımadığım bir adamın konuşmaları daha doğrusu bağrışmalarını duyunca bekleyip dinledim.
"Sen aklını mı kaçırdın doktor? Ben Tiffany için sırf ona aşık olduğum için onu gözümün önünde tutuyorum ve sen bana ona zarar gelmesini istemiyosan onu bırak mı diyorsun? Sikeyim!! Bunu asla yapmam,"
"Justin ani kararlar verme, Tiffany'e olan aşkını biliyorum ama bu ona zarar veriyor. Sen ona zarar veriyorsun ve o seni sevmi-"
"Kes sesini piç kurusu! O beni sevmeli sevecek anlıyomusun? Beni anlıyomusun ha ? cevap ver banaa! Biz birbirimizi seveceğiz anlıyomusun beni?"
"Justin sakin ol! Ben gidiyorum sakinleşince beni bul"
"Siktir ol ve git!"
Tanrım ne dedi o doktor öyle? Ne yani justin bana aşık olduğu için mi beni evlat edindi? Iyide bunu bana neden söylemedi.
Bunları düşünüp odaya yürümeye başladım. Gülüyordum çünkü bu imkansızdı justin? Ve birini sevmek? Ha ha ha !
Odama adımlarken justin'in çalışma gördüm ve odasına girdim eşyalarına baktım. Bir çekmece gözüme carptı. Gecen sefer birşeyler karalayıp koyduğu cekmeceydi bu. . Koşarak açtım ve içindeki dosyaları kurcaladım.
Tanrım! Bu da ne böyle! Iyide bunlar benim son üç yıl hatta dört yıl önceki fotoğraflarım ve karakalem olarak çizilmiş hallerim. Bunların justinde işi ne? Tanrım nasıl bir oyun bu?
"Tiffany bebeğim uyandın mı?"
Tanrım lanet olsun! Justin tam zamanında. Kosarak odaya çıktım.kapıyı kitledim ve justini bekledim.
"Tif hadi ama hafızan geçici olarak gitmişti ve neyseki geri geldi. Yani beni tanıyosun bana ses ver güzelim"
Kapıyı kırarcasına tıklarken korkakca uyumuş numarası yaptım. En sonunda kapıyı actı ve yanıma geldi. Beni sarstı. Ama gözlerimi açamıyordum o kadar korkuyordum ki. Resmen bir psikopat beni seviyordu semek? Ha ha resmen delirmiş gibi bir seydi! Ve kolumu sıkıyodu. Tanrım bunu hak edecek ne yaptım ben sana! En sonunda gözlerimi açtım ve justine baktım sesi degişiti ve gözleri kızarmıştı ağlıyordu.
"Juzzy neyin var? Ne oldu?"
Dedim uykulu gibi yaparak anlamasın diye, ve o bana bakıyordu.
"Bebeğim Tiffany"
Dedi ve bana sıkıca sarıldı ne oluyo buna ya!
"Iyi misin? "
Dedim sarılmasına karşılık vererek sonra durdu ve birçok kez özür dileyip agladı sonrada öylece dizimde uyuyakaldı. Bense ne olduğunu bilmeden onun yüzünü okşuyor saçları ile oynuyordum.
En sonunda ağzımdan istemeden bir cümle çıktı.
"Seni seviyorum juzzy ve beni sevdiğini biliyorum. Keşke bunu bana söyleseydin belki seninle sevgili olurdum ama sen artık benim babamsın ve ben bunu bilip burada yaşayamam üzgünüm 18 yaşina girmeme az kaldı. Sonra da gidecek ve asla geri dönmeyeceğim. Neden bilmiyorum ama seni sevmeme rağmen burda kalamam bunu istemiyorum."
Dediklerimi bitirdim ve justinin yüzünden elimi çekip kapıya yürüdüm ama o ses beni geri çevirdi.
"Ne dedin sen?"
Lanet olsun! Herşeyi duydumu yani kesinlikle şıctım! Bittim ben.....