bölüm 18

3.9K 66 10
                                    

Justin pov

Tiffayn ile eve girdiğimizde onu direk yatak odasına götürdüm. Yatağın üzerine dikkatle yatırdım ve banyoya girdim.

İşim bittiğinde tiffany hala uyuyordu. Bu durumdan korkmaya başladığımı hissettiğimde koşarak yanına gittim ve yüzüne yavaşça vurmaya başladım.

"Tiffany! Uyaaan"

Aradan 2dk geçti ve ben hala onu uyandıramıyordum. Gözlerimde biriken yaşlar firar etmek için yer arıyordu. Bende daha fazla dayanamayıp gözyaşlarımı serbest bıraktım.

"Seni lanet olası çabuk buraya gel dedim sana "

"Geliyorum justin bekle"

"Tiffany yarım saattir uyuyor ahmak "

Hıçkırıklarım arasından zorla konuşarak mark'a haber verdim. Bekledim.

Bu süre içinde tiffany'e o kadar çok seslendim yine de bir türlü uyanmıyordu. Ellerim ile yüzüne dokundum.

Soğuk....

Elleri, parmakları, kücük burnu, her yanı buz kadar soğuktu. Ve dudakları hareket bile etmiyordu. Tanrım....

Kapının sesini duydum ve mark'ın yukarı gelmesini bekledim. odanın kapısının tıklatılması ile 'gel' komutu verdim. Mark endişeli bir şekilde yanıma geldi. Çantasından bir şeyler çıkardı ve bana kenarda kalmamı söyledi.

"Nasıl oldu"

"Ben duştan çıktım. Geldiğimizden beri uyuyor"

"Justin onu hastaneye götürelim "

Endişeyle bana baktı. Ters giden bir şey olduğunu bilsemde sormadım. Korkuyordum. Ona bir şey olmasından delicesine korkuyordum.

Tiffanyi kucağıma alıp arabaya bindirdim. Mark arabayı hastaneye sürdü. Yaklaşık 5dk sonra hastaneye geldik.

Neredeyse yarım saat oldu ve tiffany odada bir makineye bağlı uyuyordu. Mark ise onunla ilgileniyordu.

Daynamayıp kapıyı açtım.

"Seni ahmak neden hala uyanmadı"

"Justin"

Bir şey söylemesini beklerken sadece adımı söyleyip başını endişeli ve kızgın bir şekilde sağa sola salladı.

"Ne var "

"Sikeyim neden hala uyanmıyor cevap versene!"

"Nasıl yaparsın böyle bir seyi"

Sessizlik içinde bekledikten sonra sesimin çıktığını düşünerek konuştum.

"Ne yaptım?"

"O h...a..ha..hamile justin"

"Ne!"

Sevinç ve üzüntü ile ona bağırdım. Ve bebeğime baktım. Melek kadar masumdu. Ve benim küçük bebeğimi taşıyordu, ama o yaşamıyacaktı. Tanrım ! Kafam karışık...

Mark'ı iterek dışarı attım ve bebeğimin yanına oturup saçlarıyla oynamaya başladım.

Elimi saçlarından çektiğimde bir tutamdan fazla saç teli elime geldi. Yüzümü buruşturdum. Her ne kadar inkar etsemde.
O ölüyordu... gözlerimin önünde eriyip gidiyor ve ben buna engel olamıyordum.

Kapıda beklerken tekrar zile bastım. Bu kez kapı açılmıştı. Kapıyı geç açan yardımcı merry'e ölümcül bakışlar atıp hala uyuyan tiffanyi odaya çıkardım. Hastanede birkaç kez gözlerini açıp yorgun olduğunu dile getirmişti.

Yatağına yatırıp odadan çıktım. Çok zamandır şirkete uğramadığımı fark edince üzerime takımlarımı giyip evden çıktım..

Tiffany pov

Gözlerimi tekrar açtığımda evde ve yatağımdaydım. Ayağa kalktığımda yastığımda birçok saç teli gördüm. Gözyaşlarımı tutamadım ve delice hıçkırarak ağladım.

Ayağa kalkıp önce yastığımı, aynanın önündekileri,her şeyi elime geçen her şeyi odanın bir kenarına fırlattım. Koşarak banyoya girdim ve makası elime aldım.

Aynada son kez kendime ve justinin dokunmaya kıyamadığı saçlarıma bakıp. Makasla saçımı düz bir şekilde kestim. Sarı saçlarım yere düserken onlarla birlikte düşen gözyaşlarıma bakıp zoraki gülümsedim.

İşim bittiğinde duş almak için suyu açtım. ..

"Justin bey"

"Efendim merry "

"Tiffany hanım odada bağırıp duruyor ve bir şeylerin kırılma sesleri geliyor"

"Hemen geliyorum"

Banyomu bitiremeden midemdeki şeylerin yukarı tırmandıgını hissedip klozetin başına çöküp yediklerimi serbest bıraktım.

Ağzımdaki acı tadı hissedip yüzümü buruşturdum. Sifonu çekip yüzümü yıkadım. Yerdeki saçlarıma bakıp tekrar ağlamaya başladıgım sırada kapı açıldı.

Gözleri aģamaktan kızarmış bir şekilde bana bakan justini gördügümde aglamam şiddetlendi.

"Justin"

"Ne yaptın sen?"

"Hic bir şey"

Beni kucağına alıp yatağa yatırdı. Yerdeki hersey toparlanmıstı.hayret etmiştim kesin merry yaptı. Diye düşünürken justin saçlarımı okşuyordu.

"Neden bunu bize yapıyorsun?"

"Ben hamileyim justin "

"Evet bebeğim. Minik çocuğumuzu taşıyorsun iki hafta olmuş"

"Ama bé..n..öleceğ"

Sözüm yarıda kaldığında justinin şeftali renkli kalp şeklindeki dudaklarının tadını hissettim. Uzun bir süre öpüştükten sonra nefessiz kaldığımız için dudaklarını serbest bıraktım.

"Tekrar söylüyorum ölmeyeceksin bu konuyu kapatmadan bir şey soracağım."

"Pekâla sor"

" beni sakın bırakma olurmu?"

"Seni asla bırakmayacağım"

"Söz ver "

"S..ö..söz veriyorum"

Deyip dudaklarına daha güçlü bir şekilde yapışıp alt dudağını esir aldım...

Sizi seviyorum. Iyi okumalar.

Sanırım tiffany kurtulacak. Istermisiniz?!😉☺☺

Hı! Bide hani sayfanın sonunda yıldız işareti var bi tane içi boş. Ona dokunursanız ve yanındaki yorum şeyisine dokunup birkaç cümle yazarsanız sevineceğim. Hemde çooook.

Hikayeye kapak yapmak isteyen yorum yazabilir. Yada özelden. Ve son olarak bölümleri kendilerine ithaf edilmesini isteyen yorum yapsın.

Eyvallah ben kaçar ^_^ ^^ ;) :) ☺😂☺😂😂☺

Eyvallah ben kaçar ^_^ ^^ ;) :) ☺😂☺😂😂☺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
HEY DADDYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin