sevvalilhan526senin için
Justin pov
Duyduklarımı daha yeni sindirirken tiffany hala ağzı açık bana bakıyordu. Acaba neye şaşırmısı?
İyileşecek olmasına mı yoksa ikiz bebeklerimizin olacak olmasına mı? Şahsen ben ikisinede şasırmıstım.
Doktor biz bakıp sırıtırken doktora baktım ve derin bir nefes alıp sevinçle sordum
"Tif iyileşecek mi?"
"Evet. Fakat ailesinden birinin kanı gerekli"
Yüzümün düştügünü hissettim. Sevdiğim kadın ah tanrım. Olamaz! O yaşamalı fakat ailesi yok.
"Ama annesi veya babası yok"
Usulca konuştum. Tiffang ise hala üzgün ama umutla etrafa bakıyordu. Bir şey düşünüyormuş gibiydi.
"Peki kuzenim olsa olur mu?"
Güçlükle ama umudunu kaybetmemiş tiffany'i süzdüm. Doktor basını onaylar şekilde sallayınca sevincten zıplayarak kucagıma sarıldı.
"Senin kuzenin mi var?"
"Evet jaxon"
"Hadi o zaman yanına gidip biraz kanından almalıyız"
Ben gülünce o da güldü. Onu kucağıma alıp arabaya götürdüm ve jaxonun evine doğru yol aldık.
●●
Yaklaşık yarım saat sonra iki katlı müstakil ve sevimli bir eve geldik. Kapısına kadar tiffany'i kucağımda yaşıdım.
Zile basıp beklemeye başladık. Ama kimse açmadı. Bir süre sonra kapıyı yakışıklı olarak nitelendirebileceğim bir çocuk açtı.
Bize baktı ve tiffanyi kucakladı ve iceri götürdü. Koltuğa oturdu. Bana bakıp
"Sen kimsin?"
Tok ama nazikçe sorduğu soruya gülümseyerek cevap verdim.
"Tiffany-"
"Beni evlatlık alan justin bieber "
Tiffany zorlukla konuştu. Ona baktım jaxon tatmin olmuş gibi görünüyordu. Sırıttım. Hemen konuya girdim.
"Jaxon bak tiffany kanser"
"Biliyorum. Haberim var"
"Ve kana, ailesinden birinin kanına ihtiyacı var iyi olmak için"
Yüzü düştü. Kesin vermeyecekti. Tanrım! Cevabını beklerken tiffany tekrar bayıldı.
Jaxon endişeyle ayaga kalkıp kapıyı açtı ve arabaya binip hastaneye sürdük.
●●●●
"Tiffany nasıl. Doktor"
"O iyi yanına girin fakat biliyorsunuz o..."
"Tamam. Mark kapa çeneni"
Ona kızgınca baktım. Anlamış olacakki siktir olup gitti. Odaya girdiğimizde tiffanh uyuyordu. Tanrım! Bu iyi değil.
"Sen kan verecek misin jaxon?"
"B..ben bu kadar kötü olduģunu bilmiyordum. Hadi verelim!"
Zafer kazanmıscasına güldüm ve mark'a haber verdim. İkisini de ameliyathaneye sokup beni dısarı attılar.
Aradan bir saat falan geçti. Mark ve jaxon dışarı çıktı. Jaxon bana bakıp ağlayacak kadar üzgünce omzuma dokundu.
Mark ise bişe demiyordu. Jaxon kulağıma yaklaştı ve fısıldadı.
"Ben gidiyorum. Mutlu olun!"
Tanrım! bir de bu eksikti. Öğrenmişmi tiffany ile aramda olanı. Neyse bu beni bağlamaz. Tiffany'e odaklanalım. Jaxon giderken mark bana baktı.
"O öldü justin,"
"Ne diyosun! Piç kurusu hani kurtulacaktı!"
Gözyaşlarım sel misali akarken. Tiffany nin sesi geldi. Cırlıyordu. O ölmedi ama....
"Bebek öldü justin! Bebek öldü,"
"Tiffany!"
Koşarak yanına girdim bana elleri kan içinde bakıp ağlamaya başladı.
Bayılmadan önce son kez sesini çıkarmaya başladı. Ve fısıltı halinde konuştu,
"Bebeğimiz öldü justin, minik ellerini sevemeden, onun kokusunu içime cekemeden öldü."
Bu bölüm acıklıydı.
Uzun bir aradan sonra merhabaaa.....
Yorumlarınız ve oylarınız tabii birde sizler ❤ BEN