Haşat etmek? •28

3.1K 166 16
                                    

Bölüm Parçası: Arctic Monkeys - One For The Road


Öncelikle düelloyu kabul etmesi beni şaşırtsa da yenilgiye doymaması beni etkilemişti. Neye güveniyor bilmiyordum ama galip ayrılacağım kesindi.

Ringe çıktığımızdan beri Begüm'ün sürekli düşen çenesine mi çalışayım yoksa nefret akan gözlerine mi bilmiyordum. Gerçi şu an bunu düşünmek için vaktim de var sayılmazdı.

Bir yumruk tokuşturmanın ardından maçı başlatan düdük çalmıştı.

Tuğra destek verircesine gülümserken Alper maça bile gelmemişti. Begüm'e mi güveniyordu yoksa başka bir sebep mi vardı bilmiyorum, gerçi beni ilgilendirmiyordu.

Ufak yumruklarla başladığımızda Begüm'ün acemi olduğu ama bana belli etmemek istediği belliydi. Sanki bir günde öğrenmiş gibi davranıyordu. Belime ayağıyla vurduğunda güldüm. O kadar zayıf bir vuruştu ki. Onu pes etmesi için yalvartacaktım. Şimdiden kazandığımı görüyordum.

Etrafımda dönerek koluna tekme attım. Bu arada çevik bir hamleyle ayağımı tutup beni yere serebilirdi çünkü yavaştım ama o bunu tercih etmedi.

Başarılı denebilecek bir sol kroşe attığında ondan beklemediğim için kafam yana savruldu. Ona yumruk attığımda geri giderek kurtuldu. Karşılık olarak yumruk attığında ıslık çaldım. Kafamdaki kasktan dolayı garip bir ses çıksa da onun duyduğundan emindim.

"Ben bu kaskı atayım mı? Yumruklarını anca öyle hissederim." dediğimde güldü.

"Daha yeni başlıyoruz." deyip karnıma dizini geçirecekken hamlesini önceden sezip geri çekildim.

"Bu muydu?" deyip sırıttım. Bu onu daha da hırslandırdı.

Boyu benden birazcık kısa olduğu için bir koluyla boynuma sarılıp diğer koluyla karnıma yumruk atarken hırsını çıkarmaya çalışıyor gibiydi. Çok geçmeden hakem bizi ayırdığında kafamı iki yana salladım. "Kuralları öğrenseydin bari. "

Yumruk atarken kendini fazla kaptırıp belime yapıştığında ondan kolayca kurtulup yumruğumu geçirdim.

Bir sol kroşe denemesini daha beceremediğinde ona -kesinlikle-kroşenin nasıl atılacağını öğretmek amaçlı vurdum.

"Çok acemisin, neden bu işe kalkıştın bilmiyorum. Beni müzikte yenemeyen sen bunda mı yeneceğini düşündün?"

Artık yorulduğu her halinden belliydi. Koluma ayağıyla vurmaya çalışırken bile çok yavaştı.

Yumruklarını bana sıralarken aparkat vurdum. O geri doğru sendelerken ne kadar hızlı vurduğumu fark ettim. O kask olmasaydı çenesi dağılacaktı.

Hazır dengesi bozulmuşken havada zıplayıp iki ayağımla karnına tekme attım. Yere düştüğünde daha kalkamayacağı için maçın bu kadar kısa sürmesine hayret ettim.

"Bu kadarlıksın," dedim. "En fazla beş dakikalık."

Ringin aşağısında beni bekleyen Tuğra'nın yanına gittiğimde bana sarıldı.

"Terliyim, şunu sonraya erteleyelim." dedim kaskımı çıkarıp ondan uzaklaşırken.

"Seni izlemek çok güzel." Ah, çok romantikti.

Soyunma odasına girmeden önce ona gönderdiğim öpücük ise kapıyı kilitlemeden önce yaptığım son şeydi. Sırtımı kapıya yaslayıp iç geçirdiğimde karşımda gördüğüm tanıdık sima ile göz göze geldim.

"Biliyor musun, Begüm'e bir şey olması umurumda değil." dediğinde baygın bir şekilde baktım.

"Bana niye anlatıyorsun?"

Beni umursamadan devam etti, "Ama aynı konumda sen olsaydın gerçekten
üzülürdüm."

"Buna sevinmeli miyim?"

"Ilgım bu tavırları bırak lütfen. Sende tekrar bir arada olmamızı istemez miydin?"

Dediklerinde ne kadar samimiydi bilmiyordum ama yanına gidip ona sarıldım. "Seni gerçekten özlemişim Eylül."

Dövüş KulübüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin