bölüm 4

652 72 16
                                    

Umarım bu bölümü beğenirsiniz. yorumlarınızı esirgemeyin Can'lar. İyi kötü ne varsa hikayemin Nasıl göründüğünü bilmek isterim. (Çok şükür bugünde kendimi kanatları kırılmış hissediyorum)
Mutlu okumalar🎈

yüzümde bir taş ağırlığı hissediyordum sanki ama,  kemalin dağılan yüzü benim yüzümde taş hissetmemden daha ağırdı.

" yaralarına bakayım iyi görünmüyorsun" dedim.

ona yaklaşıp işini iyi yapan bir hemşire gibi yaralarına dokundum. yüzünü buruşturmasından canının çok yandığı belliydi ama erkekliğine toz konudurmamak gibi bir çabası da vardı. o da ellerini kaldırıp yüzüme dokundu. benimde ellerim aynı hizada onunu yüzünde geziyordu. sakallarının
ardında gizlenen şişliklere  ve akan kanlara dokunuyordum. oda yüzümün şişen kısmında parmaklarını gezdiriyordu. birbirimize yaklaştık. neredeyse adamı öpecek gibiydim. yıllardır bu kadar yakınlaştığım yastığımdan başka bir şey yoktu. ama bu gerçekti. bir ara dudaklarının kenarlarında gezmeye başladım. geniş ağzının beyaz inci gibi dişlerinin tüm marifetlerini bana göstersin istiyordum. evet istiyordum. yeter artık ulan dünyanın en güzel nimetlerinden faydalanamadan kuruyup gidecektim.. o kadar yakınlaştık ki mavi gözlerinin en dibinde kendimi görebilirdim eğer gözlüklerimi takmış olsaydım tabiki. sayabilecek olsam kirpiklerini sayacak kadar yakındık.  o an gözlerimi kapattım. daha fazla dayanamayacaktım. dudaklarının dudaklarıma değdiğini hissettim. alt dudağımı dişlerinin arasına alıp çekti. bu gece ayçaya eşlik edecektim galiba. ellerini yüzümden çekip ona yakınlaşan bedenimde gezdirmeye başladı. belimi kavradı. ve daha şehvetli öpmeye başladı. kendimden geçiyordum resmen. bu adama karşı koyacak gücüm yoktu. hoş böyle bir isteğimde yoktu. gömleğinin düğmelerini tek tek açmaya başladım. gömleğini üzerinden çıkartırken yüzümü avuçlayıp daha hızlı öpüşmeye başladık. yüzümde ki morluk olmasa belki daha fazla ileri gidebilirdi ama canımın yandığını biliyordu. ellerim kaslı vücudunda gezmeye başladı. vücut ısısı karda donarak ölecek bir insanın bile kan akışını hızlandıracak cinstendi.  gittikçe edebsizleştiğimin farkındaydım ama yıllardır sakladığım bekaretimi bu adama vermeyecektim de;  gidip serhata  yada kıro patronuma mı verecektim. daha sittin sene beni bunun gibisi öpmezdi.

"duru telefonun çalıyor duru"

üzerinden çekilip içine tükürdüğümün  telefonuna baktım.  o da doğrulup çıkardığım gömleğini elinde buruşturup kanayan yerlerine pansuman yapıyordu.

"efendim!"

"kızım nasılsın?"

" bomba gibiydim sen arayana denk pimi elimde patladı anneciğim"..

tabiki bunu içimden söyledim. bir şeyler karıştırdığımı hissetseler direkt gözümün yaşına bakmaz beni öldürürlerdi.

"iyiyim annecim sen nasılsın" dedim.

" bizde iyiyiz ayça evlenmiş hiç söylemiyorsun"!

siz nereden gördünüz?"

e kızım faceden gördük. sende varsın resmilerde çok güzel olmuşsun biran durup düşündüm bu benim kızım mı diye! talibin çıkmıştır inşallah"..!

"anne yapma yine ya kapatıyorum çok yorgunum uyumak istiyorum gerçekten lütfen"! 

annem yine  beni  hiç duymadan taramalı tüfek  gibi,  konuşma startını vermişti. yüzyıl düşünsem aklıma gelmeyecek düşünceleri vardı.

 " aman kızım bak;  ben seni doğurduğumda yumurtalıklarında bir milyon tane yumurtan vardı. ergenliğin de geçti gitti 300 de  öyle bitti yani.. kalanlarda her yeni yaşında ölüyor. Bu gidişle anne de olamayacaksın. Boyuna göre bidon da bulmak zor olur turşunu kurayım.. aman kızım sen beni zorlama böyle şeylerle evlende rahatlayayım". 

Aşk olsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin