öncelikle herkese selamlar:) en son paylaştığım bölümle birlikte 5 bin okunmaya ulaşmış bulunuyoruz. daha bir buçuk aylık bir hikaye olmasına rağmen vote yorum okunma sayısı beni çok mutlu ediyor. emek veripte okuyan ilgilenen yeni bölümü merakla bekleyip özelden yazan herkese çok teşekkür ederim:)bu bölümü de 5 bin olmamızın şerefine paylaşıyorum mutlu okumalar sevgiyle aşkla kalın:)multimedya ceviz serhat:)
Bu bölümü @gülçinsarar @yeşimburçak arkadaşlarıma ithaf ediyorum. Bölümün kombin hikayesi gerçektir arkadaşlar😊😊😊
"kaktüsten gelin çiçeği mi olur duru"
"benden gelin oluyorsa kaktüsten de gelin çiçeği olur"..
"Çok güzelsin çok bir kere öpebilir miyim duru"?
"Öp kemalim öp" derken, gözlerimi sıkmış dudaklarımı büzmüştüm. Annemin sesi rüyamı bölmüştü.
"Bak bak dudaklara bak"!! ay biz bu kızı eksik yaptık. biz bu kızı besmelesiz yaptık efendiğğğ" bu cümleleri duyarken, büzdüğüm dudağıma annemin ev terliğiyle vurması filmin en güzel yerinde araya giren reklam gibi olmuştu."Anne Nasıl girdin odama Allah aşkına bir rahat bırak"!!
" rahat mı? Maşallah hep rahattasın zaten bundan sonra hazır ol da olacaksın bitti senin rahatlık devrin. Kalk temizlik var. Akşam Serhat'lar gelecek. Pislik içinde bulmasınlar bizi.
............kendimi paralayarak uyuttuktan sonra gecenin yarısında uykumdan telefonumun sesiyle sıçrayarak uyandım. gelen mesajın kaktüsten olduğunu görünce ve büyük harflerle yazılmış olması yine düşünceli adamıma olan aşkımı pekiştiriyordu. okuduklarımdan sonra içimde, sanki hiç dinmeyecek bir yara kanamaya başladı. ne kadar çaresiz ve mutsuz olduğunu hissetmemek imkansızdı. kafama takılan tek soru, eşi olacak şahısın hala ismini bile bilmiyorum ve öğrenmekte istemiyorum. evimi nereden bulmuş olmasıydı. nasıl olsa bunu da zamanla çözerdim. uykudan uyandığım gibi çarşafımı ayaklarımla itip yataktan kendimi annem sayesine sürükleyerek kaldırdım. saate baktığım da daha sabahın en erken saatleriydi. raporlu olmama rağmen işe gitmeye karar verdim. böylelikle annemle daha az karşılaşıp daha az tartışmak zorunda kalacaktım. geceden cevaplamadığım mesajına sinirlenmiş olması gerekiyor ki ısrarla kemal aramaya başladı. telefonunu açmak ya da sesini duymak bile istemiyordum. Israrlı aramalarına dayanamayarak yerle yeksan olmuş gururumu okşayan bi mesaj attım. Üstümü başımı toparlayıp evden apar topar çıktım. Tek kolla çevirdiğim direksiyon beni şirketime götürüyordu. Arabayı park edip indiğim gibi asansöre bindim. Ofisimin olduğu kata geldiğim de, sevgili patronum mehmet bey, çiçeği burnunuda damat gibi sıratarak yanıma yaklaştı.
"oo duru hanım sizi buralarda görmek ne hoş"!
hoş bir o kadar boş karşılamasına zam ayının yaklaşmış olması nedeniyle gülerek karşılık verdim.
masama yerleştiğim de tek kolla yapabileceğim tüm işleri yapıp, akşama serhatların gelecek olmasını unutturmaya çalıştım kendime. zaman daraldıkça nefes alış verişlerim zorlanıyordu. düşlediklerim ve yaşadıklarım birbirine o kadar tezattı ki, çok korkuyordum aileme karşı koyamayıp serhatın o sarı dişleriyle dudaklarımın buluşmasından. en kötü ihtimal ile ayağıma taş bağlar, yok yok o taşı boynuma dolar kendimi denize atardım. böylesi daha garanti olurdu.
ayça arayıp, şirkette olduğumu öğrenince yanıma geleceğini söyledi. bu kıza kesinlikle maaş bağlamam gerekiyordu. varı yoku tek düşüncesi mertle evlenip alacağını alıp vereceğini verdikten sonra tamamen ben olmuştum. elinde iki kahveyle ofisten içeri daldı. beti benzi solmuş gözleri şişmişti. sanki gece evden kaçıp sevgilisinin nişanlısı tarafından ailesine deşifre edilen ben değildim de o gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk olsun
RomanceOtuzuna gelipte hala evlenmemiş ve tüm arkadaşlarını evlendirmiş biri olarak, bu gidişle mezar taşına, "eremedi muradına" yazacak olan durunun, yazılarından, tek dostu Ayça dan ve bir de anne babasından başka bir şeyi yok! Pardon teğet geçilemeyecek...