&6 *Sana İhtiyacım Var*

85 19 2
                                    


Multideki kolaja bakın :)

*Bölüm Şarkısı: Fabienne Bergmans - Feelings*

MİRAY'IN AĞZINDAN

Ecrin Rüzgar'la konuşmaya gidince bende yurda gittim. Yurda girerken kapının önünde Alevle Egemen'in kavga ettiğini gördüm. Egemen'e göz gezdirdikten sonra önüme döndüm. Alev 'Bana bunu nasıl yaparsın' diye bağırıyodu. Umurasamadan yurda girdim. 

Odaya girdiğim gibi üstümü değiştirdim. Şu lanet olasıca formalardan kurtulunca insan rahatlıyo.

Ecrin nerde kaldı ki. Umarım Rüzgar'ı ikna etmiştir. Oda da hiç konuşmayan kız adı melisa yanıma gelip "Dışarıda biri seni çağırıyo" dedi.

"Ben mi?" dedim. Beni kim napar lan. 

"Evet sen" diyince melisa saçlarımı geriye atıp kapıya yöneldim. Odadan çıkınca kapıyı kapattım. Arkamı döndüğümde gözlerim irileşti. 

Egemen...

"Konuşabilir miyiz?" dedi dışarıyı göstererek. O Alev sürtüğüyle Ecrine yaptıklarını unutmadım. 

"Burda söyle çok işim var" dedim. Biraz korkuyorum beni kaçırır falan. Allah korusun.

"Olmaz gel hadi benimle"  dedi kolumdan tutup beni çekerek. Bırakması için ne kadar dirensem de bu kaslı vücuda karşı gelemedim. Egemen'in benle ne işi olur ki. Neyse bakalım öğrencez şimdi.

Bahçeye çıktığımızda ortada Alevi görmedim. Sonra Egemene dönüp

"Artık söyle derdin ne?" dedim.

"Ben sana bir şey itiraf edicem. Ama..." diyip durdu. Devam etmesi için elimle işaret ettim. "Ama karşılık vermemenden korkuyorun." dedi.

"Sıktı artık ama lafı ağzında gevezeleme de söyle"

"Ben... Ben seni seviyorum Miray" dedi.

"Ha" dedim. Beni mi seviyo kafasına taş falan düşmüş olmalı. Bu Alevle sevgili değil miydi lan. Noluyor be. Hala şoktayım.

"Se - Sen Alevle çıkmıyo muydun?" dedim şaşkınlıkla.

"Evet onunla çıkıyodum. Ama ayrıl..." sözünü kesip

"Ayrıldın ve hemen bana sevdiğini söylüyosun pek inandırıcı gelmedi. Git kendine başka oyuncak bul." dedim. Şaşkınlığım yerini sinire bırakmıştı.

Arkamı dönüp gideceğim sırada bileğimdeki elle durdum.

"Ben zaten seni seviyodum. Alevle olan öylesine bi şeydi." dedi beni kendine döndürüp. Böyle bi taş çocuğun beni sevmesine şaşırmıştım. Ama sanki sevgisi gerçek değil gibiydi.

"Kusura bakma ama en yakın arkadaşımı kısacası ailem olan kızı öldürüyodun. Şu an karşıma geçmiş... Güldürme beni" dedi. 

Belki Ecrin ölebilirdi. O zaman napardım. Bunun düşüncesi bile kötüyken ya gerçek olsaydı... Egemen'in sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

"Alev'in oyunuydu benide oyunlarına alet ediyodu. Ondan ayrılınca ne kadar doğru bi karar verdiğimin farkına vardım. Bana bi şans veremez misin?" dedi. Umutla söyleyeceğim cevabı bekliyodu. Ne desem bilmiyorum ama ilk Ecrin'le konuşmam kesindi.

"Düşünmem lazım" diyip hala bileğimdeki elini ittirdim. Hızlıca odaya çıktım. Odaya girdiğim gibi yatağıma oturdum. Vay bee Egemen'e bak sen. Kapıyı açılıp içeriye Ecrin girdi.

"Egemen'in burda ne iş...." sözünü kesip boynuna sarıldım. 

"İyi misin? Miray?" Ecrin sesleniyodu ama cevap vermiyodum. "Miray" dedi tekrar.

"İyim bazı şeyler oldu sadece" dedim. Kafamı omzuna gömdüğüm için sesim boğuk çıkıyodu. En sonunda birbirimizden ayrılıp benim yatağıma oturduk.

Olanları Ecrine anlattım. Şaşkınlıkla beni dinliyodu.

"Ne desem ki Egemen'e bana akıl ver" dedim. 

Ecrin derin bi nefes alıp konuşmaya başladı. " Bak şimdi bu senin vereceğin bi karar eğer onun sevgisine gerçekten inanıyosan ve güveniyosan doğru bi karar verirsin" dedi. Haklıydı. Ama ben sevgisine pek inanmıyorum açıkcası. 

Bu konu sıkmıştı artık konuyu değiştirmek için " Eee Rüzgar'la ne oldu? Kabul etti mi?" dedim. Ecrinin birden suratı asıldı.

"Kabul etmedi. Aslında söylemedim söylememe fırsat vermedi." dedi. Elimi omzuna koyup "İstersen bu iş için başkasını buluruz. Rüzgar'ın peşinde koşmak zorunda değilsin." dedim. 

Nerden bulcaksak artık. Ecrin memnun olmamışcasına kafasını salladı.

"Kanka Rüzhar gibi cesur, korkusuz... Birini nasıl bulucaz ki" dedi. Bunları sayarken bu özelliklerine hayranmış gibiydi. Hemen kolunu dürtüp "Kendine gel kızz" dedim gülerek.

"Ben zaten kendimdeyim burda yardım için uğraşıyorum sen lafı nerelere getirdin." dedi gözlerini devirerek.

"Ben yatıyorum" dedim. Ecrini yataktan kaldırıp yattım. Gözlerimi kapattım. Üstümde hissettiğim ağırlıkla gözlerimi tekrar açtım. Ecrin üstüme atlamış. Ezildim yemilen.

"İyi geceler" diyip yanağıma öpücük kondurdu. Ben konuşamıyorum. Neden mi? Üstümde bi ağırlık olup tam karnıma bastırınca konuşamıyorum.

Elimle Ecrine inmesi için işaret ettim. Hemen üstümden indi.

"Sonundaa Ecrin ölüyorum sandım bi an" dedim alayla. Şakacıktan hızlı hızlı nefes alıyodum.

"Ben o kadar ağır mıyım? Aşk olsun Miray" dedi Ecrin.

"Yok canım ne ağırlığı" dedim gülerek. Daha sonra Ecrin'de yatağına yattı. Bende kafamı yastığa koyup gözlerimi kapattım.

ECRİN'İN AĞZINDAN

Okul çıkışı kapının önünde duvara yaslanmış Rüzgarı bekliyodum. 15 dakika oldu. Nerde kaldı bu çocuk? Biraz daha bekledikten sonra okulun çıkış kapısında Rüzgar'ı gördüm. Hızlıca ona doğru yürüdüm. 

"Bi baksana konuşabilir miyiz?" dedim. Beni hiç takmadan yürümeye başladı. 

"Sana diyorum. Konuşalım. 1 dakikanı almaz" dedim. Sinirlenmemeye çalışarak. Ne değerli zamanı var ama. Aniden durup bana baktı "Hayır" dedi. Bi an kabul edicek sandım. Öküz...

"Bi dakika dinlesen ölür müsün?" dedim Rüzgar'ın önüne geçerek.

"Bana bak defol git yoksa seni öldürmek zorunda kalıcam" dedi tekrar arkasını dönerek. Gözleri alev almıştı. Bense sessizce gözlerine bakıyodum. Kahverengilerinden eser yoktu. Bu kadar sinilenmek zorunda mı? Arkasını dönmüş hızlıca ilerliyodu.

"Sana ihtiyacım var" diye bağırdım arkasından. Olduğu yerde durup bana döndü. Bi süre bana baktıktan sonra hızlı adımlarla yaklaşmaya başladı. Kolumdan tuttu ve beni hızlıca duvara yapıştıdı. Acıyan sırtımı takmamaya çalışarak gözlerine baktım. Gözleri bu kadar güzel olmak zorunda mı? Sanki...Sanki gözlerinde beni hapseden bir şey var.

Elleri hala kolumdayken öfkeyle konuşmaya başladı.

"En nefret ettiğim şey peşimde senin gibi yapışıkların gezmesi" diye bağırdı.

Yapışık mı? Gerizekalı. 

"Keyfimden mi peşinde geziyorum beni dinlemiyosun ki" dedim bağırmasına karşılık bende bağırmıştım. Derin bi nefes alıp, tekrar dışarıya üfledikten sonra ellerini kolumdan çekti ve bir adım geriledi. 

"Tamam. Söyle ne istiyosun?" dedi sıkılmışcasına. Bende duvardan doğruldum ve karşısına dikildim.

"Birini kaçırman lazım." dedim gülümsemeye çalışarak.

"Kimi?" dedi tek kaşını kaldırmış bakıyodu.

"Gidelim" dedim yanından geçip yürümeye başlarken. Görmesem bile arkamdan geldiğini hissedebiliyodum. "Nereye" diye sordu. Merak eder gibiydi sesi. Hiç arkamı dönmeden "Gidince görürsün" diyip gülümsedim.

İşte şimdi başlıyoruz...

***********


Siyah'ın AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin