&5 *Yardım*

96 21 12
                                    


Multimedia: Ecrin solmaz

Multideki şarkıyı da dinlerseniz çok hoş olurr 


Rüzgar'ın dediği şeyle irkilip geri geri giderken duyduğum sesle arkamı döndüm. Yerde parçalanan vazoya baktım.

'İşte şimdi sıçtın Ecrin' diyen iç sesimi umursamamaya çalışarak odaya koşmaya başladım. Arkama bakmaya cesaret etmeden yardırdım diyebilirim. Odaya girdiğim gibi kapıyı kapattım. Nefes alışverişlerim düzensizdi. İki gündür iyi koşuyom ama. Miray'ı uyandırıp uyandırmamak arasında kaldım. Şimdi uyandırsam bi ton soru sorcak bu düşünceden vazgeçip yatağıma yattım.

Beni görmemiştir inşallah hem nasıl görcek be hayvan gibi koştum. Allah'ım o nasıl ekşın öyle.

Bu çocuk kim bilir neler karıştıyo. Sabah olsunda belki öğrenirim. Yüzüme vuran ayın ışığının altında gözlerimi kapattım.

---------------------------

Miray'ın dürtmeleri sonucu kafamı sıradan kaldırdım.

"Kankaa yeni çocuk gelmiş okula" sesi keyifli geliyodu. Kimmiş bu merak ettim aslında. Ama uyku daha önemli.

"Hoşgelmiş" diyip kafamı tekrar sıraya koydum. Kulağımda nefes hissettim.

"Ne duygusuzsun lan hem çocuk çok tatlı diyolar." dedi omzuma hafifçe vurarak. Tekrar başımı kaldırıp "Kendine yap o zaman Miray" dedim umursamayarak.

Kolumdan tutup beni okulun koridoruna sürükledi. "Bi bakalım lan çocuğa" gözlerini kısmış yalvarırcasına konuşuyodu. Dayanamıyorum bu kızın bu hallerine. Kabul ettim. Sanki başka çarem varmış gibi.

Okulu turladıktan sonra bahçeye indik. Nerdesin yeni çocuk senin yüzünden uykumdan ayrıldımm.

Burdada değilse sövcem artık. Gerçi sabahtan beri sövüyorum o ayrı bi mesele.

Miray kızın tekinin yanına geçip "Yeni gelen çocuk hangisi?" diye sordu karşıdaki bi kaç kişiyi göstererek. Kız Miray'ın gösterdiklerinin aksine yan tarafı işaret ederek " İşte o" dedi. Kızın gösterdiği tarafa baktım. Baktığım gibi ağzımdan bi "Oha" kaçtı.

"Rüzgar..."

Koluma atılan cimcikle Miraya döndüm. " Napıyon be acıttın" dedim inleyerek. Miraya bana Rüzgar'ı gösterip "Bu ne iş la ne arıyo burda" dedi. Tekrar Rüzgar'a döndüm. Bizi görmemişti. Bir elinde sigara diğer elinde telefon kulağında kulaklık kendi dünyasında çocuk. Gözlerimi üstünde gezdirdim. Siyah pantalonu, üstüne yapışan siyah tişörtü vücut hatlarını ortaya çıkarıyodu ve saçları; dağınık duruyodu ki bu onu daha havalı gösteriyodu.

Miray tekrar cimcikleyince dayanamayıp "Şunu kescek misin artık yok yani sabrım taşıyo da kolumu morarttın kızım." dedim bi hışımla. Bahçede ki bi kaç yüz bize dönünce Rüzgara baktım ama beni duymamıştı.

Miray konuşunca ona döndüm. "Daldın gittin o anda Rüzgarla ne hayaller kurdun bilmiyorum ama zil çaldı onu söylüycektim" diyip hızlı adımlarla sınıfa çıktı.

Sanırım bana biraz kırıldı. 'Sanırım mı?' diyen iç sesime 'kes sesini sende' diye karşılık verdim. Rüzgar'a bakma gereği duymadan Miray'ın arkasından sınıfa çıktım.

Sınıfa girdiğimde gözüm Miray'ı aradı. En arka sırada kafasını sıraya koymuş yatıyodu. Hemen yanına gittim. Kulağına eğilip "Özür dilerim " dedim fısıldayarak. Cevap vermeyince özrümü tekrarladım. Yine cevap vermedi bende yüksek sesle "Cevap vermiyon anladıkta insan bi kafasını kaldırır ne diyo bu diye bi bakar insafsız" dedim.

Siyah'ın AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin