11.Bölüm

58 11 1
                                    


        Sabaha karşı hiç bilmediğim bir barın,tezgahında sızmış bir vaziyette kendime geldim. İçtiği bira sebebiyle oluşmuş göbeği ve sigaradan sararmakta olan bıyığıyla sırıtmakta olan herif beni sarsarak uyandırdı. Sarsmış olması sinirlerimi tepeme çıkarmış olsa da suratına bakmaya tenezzül bile etmeden ceketimi giyerek hızla oradan uzaklaştım. Beynimin patlama noktasına gelecek kadar niye içtim ben de bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa , bunu aylardır bir kaç kez yapmış olmamdı. Ben hem kendimi kaybedecek kadar içecek, üstüne üstlük paslı bir barın tezgahında sızacak bir adam olamazdım olmamalıydım da. Ancak tek başıma ayakta durabilmek düşündüğüm kadar kolay olmuyordu. Hiç bir zaman yalnız değildim ki, istesem de istemesem de birine sığınırdım. 

Ne olursa olsun bu kadın beni bırakmaz diye düşünürdüm. Hangi anne çocuğuna para verip nereye gidersin git yeter ki ben den uzak ol derdi ki. Annem beni terk etti desem çok komik olurdu öyle değil mi? Bazılarının o ana kuzusu dedikleri kişi ben değildim daha doğrusu dışarıdan gözüken oydu. Ancak benim durumum apayrıydı. İçimde bu dinmek bilmeyen acı ve bu aşkı kelimelerle anlatamıyordum. Ben her zaman ailesiyle kavga edip kapı çarpıp çıkan, bir saat sonra geri dönen biriydim.  

Şuan aydınlanmakta olan sokakta bir sağa bir sola giderek yürümeye çalışıyordum. Kendimi tükenmiş derecede yorgun hissettiğimden dolayı araba kullanmakta istemiyordum. Bu sebeple arabamı ara sokakta bırakarak, hızla adımlarla taksi durağına doğru yürüdüm. Sabahın o saatinde gazetesini okumakta olan taksiciyle göz göze geldik. Beni görünce gazetesini katlayarak kenara bıraktı. Ben de aracın kapısını açarak arka koltuğa yayıldım. Araba hareket ederken tek yapabildiğim gözlerimi kapatarak dinlemeye çalışmaktı.

...

Evin önüne geldiğimde lanet olası anahtarı bir türlü bulamıyordum. Pantolonumun ceplerini bildiğin parçalamıştım hala bulamamış olmak insanın sinirini daha da yükseltmeye yetiyordu. Çırpınışlarımın sonunda anahtarı fark etmemle beraber kapıyı açıp içeri girdim. Ceketi salondaki koltuğa fırlatıp kendimi hızla banyoya attım. Beni ancak soğuk bir duş kendime getirirdi.

Suyu açtım ve vücuduma ilk değen su damlası beni resmen kendime getirdi. Sinirli yapım rahatlayacağı yerde sanki daha da sinirleniyor olsa gerekti.O kadar kadar kafam bozuktu ki kendi açmış olduğum suya bile isyan edecek duruma gelmiştim. Çor yorgun olmam sebebiyle kısa bir sürede işime halledip çıktım. Bornozumu üstüme geçirip salondaki L şeklindeki koltuğa oturup dinlenmeye başladım. O sırada hiç hoşlanmadığım bir durum oldu ve telefonum çalmaya başladı. Arayan kişiyi görmek beni oldukça şaşırtmıştı. Bu kişi annemin işlerinde yardım eden kadından başkası değildi. Hiç uzatmadan telefonu aldım ve konuşmaya başladım.

"Aloo."

"Merhaba Korhan. Nasılsın oğlum."

"İyiyim Ayten anne sen nasılsın?"

O kadar sevecen bir kadındı ki bana hep oğlum derdi. Bu yüzden hiç yadırgamaz ben de ona Ayten anne derdim.

"Hayrola uzun zamandır görüşemiyorduk. Kötü bir şey yoktur umarım."

"Yok oğlum yok. Annen iyi merak etme. Ben de iyiyim çok şükür. Ben seni akşama müsaitsen eve çağırmak için aramıştım."

"Nasıl yani? Annem döndü mü?"

"Evet oğlum döndük. Bir kaç gün kalıp geri gideceğiz. Gelmişken seni göreyim istedim. Hem yemeklerimi özlemişsindir."

Katilim Sensin [ASKIDA] DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin