ilk bakış.

16.4K 814 43
                                    

Alex 700 küsür yıllık hayatında ilk kez huzur içinde uyumuştu.lisa yaşıyordu onsuz geçen yıllar artık sona ermişti.yine de alex in içinde bir korku vardı ya marwinin dedikleri doğruysa ya lisa onu hatırlamaz ve istemezse bu seçenekleri düşünmek bile istemiyordu.lisa onu severek ölmüştü ve onu yeniden seveceğine emindi.aklındaki kötü düşünceleri unutmak için bahçeye çıktı.

Alexin evi şehirden oldukça uzak kimsenin kolay kolay uğramadığı ıssız bir ormanın içinde devasa bir evdi aslında kaleye benziyordu.alex burayı inşa ettireli yaklaşık iki yüz yıl olmuştu.iskoçyadaki kalesine benziyordu. Evini, insanlarını özlüyordu.marwinin söylediği tekrar kendi zamanlarına dönebilme umudu alexin aldığı en güzel haberdi nerdeyse.13.yy da terk ettiği kalesi, giderken orayı erkek kardeşi will e bırakmıştı.bu kararı verirken oldukça zorlanmıştı.will en az alex kadar kudretli büyük bir askerdi halkını başka kime emanet edebilirdi ki will de bu güveni boşa çıkarmamış klanı yaşadığı müddetçe bolluk içinde yaşatmıştı.ama yerine gelen diğer beyler onun kadar iyi yönetemediğinden zamanla ingiliz zulmüne uğramış ve yok olmuşlardı.yaşayan tek tük mcdonald vardı artık.alex yıllar içinde giderek zenginleşmişti.yaklaşık dört asır önce iskoçyaya geri döndüğünde yıkık kalesiyle karşılaşmıştı.alex onca yıllık hayatında belkide o günkü kadar acı çekmemişti. İngiliz bir asilzadeye ait olan kaleyi büyük bir servet ödeyerek geri almış ve geriye kalan birkaç mcdonald ailesini de kaleye yerleştirmişti.kale çalışanları kalenin sahibini tanımadan yaşamışlardı orda.alex bir kaç kez gittiği kaleye artık uğramaz olmuştu.ama yinede oraya sahip çıkmıştı.buna mecburdu çünkü emanet edebilceği bir varisi yoktu.

alex in 750 yıllık hayatına bir çok kadın dahil olmuştu.hepsi alex için gelip geçiciydi.bir veya bir kaç gecelik aşklardı bunlar.hiç biri lisa değildi.kimse onun yerini alamazdı.hiç biride ona bir varis vermemişti. Vermeleride imkansızdı.buda lanetin bir parçasıydı.lanet kırılana kadar asla bir varisi olamazdı.aslında alexde istemiyordu. Kendisi sonsuz yalnızlığa mahkumken sevdiklerinin ölümünü görmek istemiyordu.

Alex evinin kuzey kanadına doğru yürüdü burda ufak bir kulübe vardı.anahtarı yerleştirdi ve çevirdi.oraya alexden başkası giremediği için oda tozlu ve küflüydü.içeride atalarına ait antikalar, kılıçlar vardı.hepsi bir köşede bakımsızlıktan toz içindeydi.alex yavaşça kulübenin içine ilerledi ve karşısındaki duvarda asılı tabloya baktı.işte ordaydı lisanın tablosu ölmeden önceki ay kaleye gelen bir gezgin tarafından çizilmiş bir tasvirken ilerleyen yıllarda italyada yaşadığı dönemlerde oradaki bir ressama bu tabloyu yaptırmıştı.ressam tasvire bakarak çizmiş alexin anlatımıyla boyamıştı.alex için bu tablo kutsal bir emanet kadar kıymetliydi.ne zaman yalnızlığında boğulsa buraya gelir ve lisa ile konuşurdu.bu sayede ayakta kalmayı başarmıştı.

"sonunda lisa artık benimlesin evimize dönücez sensiz geçen yüzyıllarım sona erdi.seni seviyorum hep sevdim yüzyıllarca sevdim"alex hasretle baktı tabloya artık zamanı gelmişti.

Kulubeden çıkmış eve doğru giderken önüne marwin çıkmıştı.

"alex adresini buldum" alex gülerek baktı.

"büyü mü yaptın"

"ne büyüsü artık teknoloji diye birşey var büyüden de etkili"alex şaşkındı ama ardından gür bir kahkaha atmıştı.

"nerdeymiş"

"adres kayıtlarına göre adı şuan lisa cruıse bostonda yaşıyor şehir hastanesinde hemşire"alex dikkatle dinliyordu.demek hemşireydi.iskoçyada da insanların yaralarıyla ilgilenir şifacıya yardım ederdi.

"buğün yola çıkalım lisanın evine yakın bir otelde yer ayırttım"alex başıyla onaylamıştı.

İki saat sonra boston yolundaydılar.alex beyaz son model bmw siyle son sürat otoyolda gidiyordu.

Son Druid (efsane Leydiler Serisi 3)(TAmamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin