"Gerçek bir manyak"

1.4K 57 8
                                    

Sanki ilk defa bu kadar huzurlu uyumuştum. Hücrelerime kadar onun kokusuyla dolmuştum.

Ben uyanmadan kalkmış çıkış işlemlerini halletmiş en son beni uyandırmıştı.

"Günaydın."

"Günaydın. Rahat uyudun mu?"

Gülümseyip başımı salladım.

"İyi en azından birimiz uykusunu alabilmiş."

"Ne demek bu şimdi?"

Saçlarını odada ki küçük aynada düzeltirken güldü.

"Çok sıcaksın. Sabah olana kadar seninle haşlandım diyebilirim. Ayrıca elin kolun hiç durmuyor. Gece kaç kere bu yüzden düşme tehlikesi geçirdim biliyor musun?"

Seninle haşlandım. Bu iki kelimeyi duyduktan sonra yüzüme düşen aptal gülümsemeyi anlatmama gerek var mı?

Daha önce de birçok kişiyle uyumuştum. Ama bu sefer, nasıl desem. Huzurluydum. Onu diğerlerinden farklı kılan neydi?

Ben aptal aptal sırıtırken gülerek bana yaklaştı. Tam o sırada içeri gelen Adam önce benim sonra onun gülümsemesinin düşmesine neden oldu.

Justin le aralarında geçen mistik bi kaç bakışmadan sonra Justini geçip yanıma geldi.

"Nasılsın?"

Uzattığı çiçegi alırken başımı salladım. Kırmızı bir demet gül. Gülleri sevmediğimi hala bilmiyor muydu bu çocuk? Yarım bir gülümseme gönderip teşekkür ettikten sonra beraber yatağa oturduk. 

Odadaki hava fazla sinir bozucuydu. Adam Justin e gözlerini dikmiş, Justinse huzursuzca az önce düzelttiği saçlarıyla oynuyordu.Sanırım konuşması gereken bendim.

"Justin, bizi biraz..."

Başını evet dercesine salladı. Dışarı çıkıp kapıyı kapatana kadar sessizlik oda da hakimiyetini sürdürdü. Konuşmadan önce ellerimi tutup gözlerime baktı.

"Üzgünüm. Herşey benim suçum. Bebeğim, beni affet. Lütfen bitmesin."

Ellerimi ellerinden kurtarıp gözlerimi duvarda ki klasik manzara tablosuna diktim.

"Adam. Buraya kadar gelmemiz bile mucize. Sana katlanamıyorum. Beni sürekli aldatmana dayanamıyorum. Artık kalbimin kırılmasından bıktım."

"Zo, söz veriyorum bir daha asla içmem. Sensiz hiç bir yere adım atmam. Sorunlarım var biliyorum. Lütfen bunları birlikte çözelim. Sensiz yapamam. "

Son cümleyi bir fısıltı gibi söylemişti. Öyle ki, az daha duyamıyordum.

"Arkadaşın olarak her zaman yanında olabilirim. Ama tekrar...olmaz Adam."

Zoraki bir gülümsemeyle bana baktı. Pes etmişti. Hem sevindim hemde benden bu kadar kolay vaz geçmesi kalbimi daha da kırdı.

"İyi olmana sevindim."

Arkasını dönüp giderken, şimdi hiç birşey hissetmediğimi fark ettim. Bi süre çiçeklerimle yanlız kaldım. Sonra Justin i bulmak için bende odayı terk ettim.

Sıkı sıkı direksiyonu kavradı. Sanki yerinden sökecekmiş kadar sıkıydı. Gözlerini yola dikti ve huzursuzca soludu. Bu kadar canını sıkan ne düşünüyordu bilmiyorum ama benden kurtulmak için can attığına emindim. Huzursuzdu çünkü. Başına bela olmuştum. Brit gitmeseydi ona ihtiyacım olmazdı. Keşke gitmeseydi. Acaba eşyalarını toplamış mıydı? Beni görmeye gelir miydi?

"Neyin var?"

"Hiç. Biraz, Brit işte."

Sessiz kaldı. Saçma aile sorunlarım umrunda değildi.

Sadece Bir Dans.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin