"Sadece küçük bir ayrıntı."

755 57 11
                                    

On bin olmuşuz! Ağzınızı yüzünüzü yerim sizin lan! Çok tatlısınız olum! Hepinize teşekkür ederim bu arada başlamadan cast e bakın. Zoeyi esmer anlatmış olabilirim o konuda özür dilerim ama daha olgun birşey istediğim için değiştirdim. İyi okumalar. Keyif alın olum!

Sakin ol.

Gelirken seni kimse görmedi. Şimdi neden biri görsün?

Sakin ol. Başını öne eğ, kimseyle göz göze gelme. Ya da hayır hayır, etrafındakilere bak. Birinden şüphelenirsen zamanında kaçabilirsin.

Ama sakin ol. İçinden ona kadar say.

Bir, iki, üç, dört, bi dakika, annem intihar etmiş.

Böyle birşeyden nasıl haberim olmaz. Bunu benden saklama nedenlerini anlayabiliyorum da peki ben nasıl bir aptalım da yıllarca kanser yalanını yiyebilmişim? Ciddi anlamda gerizekalı olduğumu düşünmeye başladım. Ally'nin bile Britney'in kızı olduğunu anlayamamışım. Gerçi yalan dolanda anne kız çok iyilerdi. Neyse en azından Ally'in düşmanca davranışlarının sebebini de öğrenmiş oldum.

Çok şey öğrendim bugün. Mesela buraya bir daha asla gelmemeliyim. İçimde Britney'e karşı büyüyen bir öfke varken bunu nasıl başaracağımı bilmiyorum. Hem beni öldürmeye çalışıp hemde benim evimde yaşaması yenir yutulur bir şey değil. Saçlarından tutup alev alana kadar kafasını evin duvarlarına sürtmeyi çok isterdim.

En kötüsü de içimi yakıp kavuran annemin intihar etmiş olduğu gerçeği sanırım. Brit gibi biri bile kızı için bu kadar çok şey yapmışken benim annem beni bir saniye bile düşünmeden nasıl intihar edebilmiş? Yıllarca hiç hissedemediğim sevgisine yine de sığınırken şimdi ortada kaldım. Ne babam var ne annem ne de korktuğum zaman sığınabileceğim başka biri. Bitmiş durumdayım. Yıllarca annem olsaydı nasıl olurdu diye düşünürken şimdi annemin o yılları isteyerek benden ayrı geçirdiğini bilmek iğrenç hissettiriyordu.

Yanımdan ağlayan bir çocukla geçen kadın bana çarpınca bir an durup kendime geldim.

"Bu yönden değil aptal, geri dön."

Beynimdeki seslerden biri emir verince dediğini yapıp geri döndüm. Düşünürken dalmış ve yanlış yere gitmiştim. Dikkatli olmam gerekirken bilinçsizce ortada geziyordum.

Dylan'ın çantasını yere bırakıp kızıl saçlı kızdan biletimi aldım. Bir kez daha Dylan aptalına küfredip bilete baktım. Uçağın kalkmasına daha vardı. Uçak bileti bulduğum için çok şanslı olmalıydım. Tüm gün başıma gelen en iyi şey buydu belki de. Gerçi o çok iyi şey yüzünden de resmen soyulmuştum. Alt tarafı bir bilet. Nasıl bu kadar pahalı olabilirdi?

Dışarıyı görebilceğim bir yere oturup başımda ki şapkayı indirdim. Çok az insan vardı, kim Jason'ın adamı olabilirdi ki? Köşemde oturan yaşlı kadın ve torunu mu, sürekli telefonla konuşan, iş adamı olduğu kırk metre önceden fark edilen adam mı yoksa arkamda bıraktığım yeni evli manyaklar mı? Tehlikede hissetmiyordum. Gerçi şu iki aydan öğrendiğim birşey varsa oda hislerimin hiç bir zaman doğru çıkmadıydı. Mike'da olduğu gibi, Chris'te olduğu gibi yada Justin'de olduğu gibi.

Şapkamı tekrar başıma geçirip etrafı kontrol ettim. Kimsenin beni izlemediğinden emin olunca rahatlayıp ellerimi cebime attım. Çok uykum vardı. Ciddi anlamda zor bir gün geçirmiştim. Kendi evimde yaşadığım korku dolu dakikalar ömrümden bir kaç yılı yemiş olmalıydı.

Elim cebimin derinliklerinde ki kağıda dokununca çıkarıp baktım. Buruşmuş kağıdı açınca Ally'nin verdiği numara olduğunu fark edip düzgünce katladım. Kotumun dar cebine koyup tekrar ellerimi ceplerime yerleştirdim. Tam arkama biri oturduğu zaman karıştırmak için Dylan'ın çantasını almaya eğilmiştim. Otururken öyle sallamıştı ki nerdeyse düşüyordum. İçimden küfür savurup bir defter alınca doğrulup oturdum. Defterde binlerce not vardı. Ama çoğu sayfada sadece saat ve mekan isimleri vardı. Bazı sayfaların üstü karalanmış bazılarına yıldız atılmıştı. Çantadaki diğer defterlerinde bundan farkı yoktu. Ne olduğunu anlamaya kafa yormayıp tekrar çantaya eğildim. Tam arkamda oturan öküz tekrar sallanınca yere düşmekten kıl payı kurtulmuştum. Bilerek yapıyor gibi tam eğildiğimde sallanıyordu. Çantamı yerden alıp, kalkarken düşen şapkamı tekrar başıma geçirdim. Oturduğum yeri geride bırakıp oturmayı bilmeyen öküzün yanından geçerken bir an için birinin adımı söylediğini sandım. Tanıdık bir ses tekrar "Zo." diye seslenince şaşkınlıkla durup bir saniye bekledim. 'Zo.' Bana birtek o böyle hitap ederdi. Nerdeyse unuttuğum sesin kime ait olduğunu hatırlayınca hızımı arttırıp yürümeye başladım. Arkamdan geldiğini fark edince daha hızlı hareket edip beni kaybetmesi için sürekli yolumu değiştirdim. Kalbim duyduğu sese anlam veremediğim bir tepki verip hızla atmaya başlayınca bana yetişip omzumdan tuttu.

Sadece Bir Dans.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin