"Hakkım olan herşeyi sen aldın!"

1.3K 55 4
                                    

Ayağım çok acıyordu. Yeni bir ayakkabı almanızın tek kötü yanı buydu. Ne olursa olsun ayağını vuruyordu. Oflayıp düz yürümeye çabalarken yemekhanenin koridoruna ilk adımı attım. Bugün Jessie yi hiç görememiştim. Hatta okulda bayıldığım günden beri ondan haber alamamıştım. Bir kez olsun ne bir mesaj atmıştı, ne aramış nede ziyaretime gelmişti.

Belki bilmiyordur diyerek kendimi avutuyordum sürekli. Umarım öyledir diyerek başımı yerden kaldırınca, etraftaki herkesin bana baktığını fark ettim. Kıyafetimde ya da saçımda bir sorun mu vardı? Çünkü tüm koridor bana bakıyor hatta fısıldaşıyordu. Adam ın adını fısıltılar arasından duyabildiğimde ayrılığımızın çoktan duyulduğunu ve bu yüzden fısıldıştıklarını anladım. Yemekhaneye girincede tüm bakışlar bana dönünce içten içe tırsmaya başladım.

Tüm yemekhaneyi saniyeler içinde tarayıp Jessie yi bulunca gülümseyerek yanına yaklaştım. Ama gülümsememe karşılık alamamıştım hatta yanında ki bi kaç sadece göz aşinalığımın olduğu kızlardan da ezici bakışlar yemiştim.

"Hey."

Gözlerini yemeğine dikti. Bana bakmaya tenezzül bile etmiyordu.

"Hey."

"Bir sorun mu var? Çünkü bi kaç gündür beni hiç aramadın."

Yanındaki kızlara dönüp baktım. Bana niye böyle bakıyorlardı? Bunların sorunu neydi böyle?

"Adam a yaptıklarından sonra, seninle konuşmak istemiyorum Zoey."

Adam a napmıştım? Sadece ayrılmıştık  çünkü kimseye söyleyememiştim ama beni çok kez aldatmıştı. Biraz fazla içince ne bok yediğini bilmiyordu.

"Ne demek Adam a yaptıklarından sonra? Ben bi kaç gündür nerdeydim biliyo..."

Elini kaldırıp lafı ağzıma tıkadı.

"Adam ı Justin le aldattığını biliyorum Zoey. Herkes biliyor. Ve ben senin gibi bir sürtükle daha fazla arkadaş olmak istemiyorum."

Kalbimin atışları zayıflarken sanki felç geçiriyordum. Ben Adam ı aldatmamıştım. Justin le onu aldatmamıştım. Hayır,  bu ahmak dedikodu değildi sorun. Benim gibi bir sürtükle arkadaş olmak istemiyordu. Bunu bana nasıl söylerdi, bana nasıl sürtük diye hitap ederdi?

"Adam ve ben..."

Tüm sinirimin onun üzerinde toplandığımı fark ettim. Hiç birşey anlatmama, hiçbirşey açıklamama gerek yoktu.

"Ne var biliyor musun? Canın cehenneme."

Masa da ki yemek tepsisini tutup yere savurdum. Yemekhane sus pus halde bizi izlerken ayakkabılarıma lanet ederek oradan çıktım.

Lanet olsun.

Başıma onca şey gelmişti ve en iyi arkadaşımın umrunda değildim. Bana sürtük demişti. Hiç bi boktan haberi yokken Justin le Adam ı aldattığımı düşünüp bana sürtük demişti. Böyle birşeyi nasıl düşünürdü? Beni hiç mi tanımamıştı.

Bunca şeye rağmen birde derse girecektim. Ah hayır bunu kaldıramazdım.O ahmağı da düşünmekten vazgeçip okulu asmaya karar verdim.

Bugün Justin i de görmemiştim. Hayır tabiki bundan memnundum. Ondan kaçmak için en saçma kapılardan geçip en saçma sınıflara girmiştim. Ondan korkuyordum. Daha doğrusu endişeliydim. Sapkın biri olabilirdi ki bu büyük bi ihtimaldi. Dün aceleyle ondan kaçıp eve girince tüm pencereleri kapıları kapatmış hatta kilitlemiştim. Babam gelene kadar telefonumu elimden ayırmamıştım. Açıkçası, bu konunun nasıl çözüleceğini çok merak ediyordum.

Sadece Bir Dans.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin