"Furkan bu kızın burda ne işi var ?" dedi Yağmur.
Furkan sessizliğini bozmak istedi ama kendisi de bilmiyordu Ela'nın burada ne işi olduğunu.
Ela küt ve platin sarısı saçlarını kuşağının arkasına eliyle iterek yanlarına doğru geldi.
"Merhaba, sizi görmek ilginç."
Furkan dişlerini sıkarak konuştu.
"Umarım tesadüftür ve tek kelime daha etmeden gidersin."
Ela çantasını sağ eline alarak sahte bir gülüşle " Furkan önceden böyle sinirli değildin. Yağmur san acıyı gelmiyor mu yoksa?" deyince Yağmur sakladığı şeytanın pençelerini göstermenin zamanı geldiğini düşündü.
"Evet gayet sakin bir kişilik ama böceklerden pek hoşlanmıyor kendisi. "
Ela gözlerini bayarak Yağmur'a baktı.
"Oturup seninle tartışmak isterdim ama sevgilim bekliyor. Hem Furkan'ı böyle çok tanıyorsan ondan uzak durmalısın. Dediğin gibi böceklerden hoşlanmıyor."
Yağmur ellerini masaya koyarak ağır ağır kalktı yerinden. Sandalyesini iterek Ela'ya doğru yürüdü. Kolundan tutarak " Bende seni özledim canım biraz hasret gidermeye ne dersin?" diyerek onu restoranın dışına çıkardı. Ela sessizce onu takip etti. Yağmur kolunu bıraktığında , kollarını birbirine bağlayarak konuştu.
" Söyle ne söyleyeceksen. Seninle harcayacak zamanım yok. " dedi.Yağmur gayet sakin görünüyordu.
" Biliyor musun kafanı asfalta sürterek kıvılcım çıkarmak istiyorum. Ne çok konuşuyorsun öyle. Yakında evleneceğiz." derken bir yandan da elini Ela'nın yüzüne tutarak konuşmasına devam etti. " Ve sen de bizim huzurumuzu kaçıracak kadar bile bir tehlike teşkil etmiyorsun gözümde. Furkan senden vazgeçti. Sende kabul et bunu ve sevgilinin yanına git. Beklemesin kıyamam. " deyip arkasını döndü ve tekrar restorandan içeri girdi. Furkan'ın yanına geldiğinde hiç bir şey olmamış gibi davranmaya devam etti. Furkan'da üstelemedi. Kahvaltılarını yaptıktan sonra yine tek kelime etmeden restorandan çıktılar. Ağır adımlarla arabaya yürüyüp ön koltuğa binip emniyet kemerini taktı Yağmur. Furkan'da arkasından binerek arabayı çalıştırdı. Sessizliği bozan radyonun sesi olmuştu. Ne çaldığına ikisi de dikkat etmiyordu ama gerginliği bir nebze olsun azaltmıştı. Furkan arabayı bir piknik alanında durdurduğunda Yağmur Furkan'a açıklama bekleyen gözlerle baktı.
"Konuşacağız. " dedi Furkan ve arabadan indiler.
Furkan Yağmur'un elinden tutup onu bir banka oturttu ve sonra kendisi oturdu.
Yağmur ona dönerek " Ne konuşacaksın ? Ya da ne konuşacağız mı demeliyim?"
Furkan oturduğu yerde biraz kıpırdandıktan sonra söze girdi.
"Annem hakkında ne biliyorsun?"
Yağmur bu soruyla afalladı. "Na-Nasıl yani?" Furkan derin bir iç çekti. "Benden bir şey saklamanı sevmiyorum. Sence ben senin gördüklerini göremiyor muydum?"
"Yani Kemal'le ilişkilerini de biliyorsun ?"
Furkan onaylarcasına başını salladı.
"Babamı kandırdığını, hatta Kemal'i kandırırken benim onun çocuğu olduğumu söylediğini de biliyorum."
Yağmur şokla açılan ağzını kapatırken ne diyeceğini düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O KIZ ANNEME BENZİYOR
Teen FictionBakmaya kıyamayacağın kadar güzel, akıl erdiremeyeceğin kadar zeki, ve seni senden çok sevecek kadar yürekli. ama 'o kız annene benziyor'sa? Annesi trafından daha 5 yaşındayken terkedilmiş, anne özlemiyle yaşayan genç ve yakışıklı bir erkek; tüm s...