Esiyordu.
Rüzgarın sıcak tonları yüzünü okşuyordu.
Hoşuna gidiyordu saçlarının dalgalanması, rüzgarın her teliyle dans etmesi.Sabaha kadar uyumamasından ötürü hafiften kapanıyordu gözleri ama uyumak istemiyordu uyuyamazdı da zaten.
Pembe, kenarları eskitilmiş minderinden yavaşça kalktı Yağmur. Balkonundan yemyeşil ağaçlarla dolu manzarasına tekrar bakıp derin bir nefes aldı ve günün ilk ışıklarının yüzüne vurmasıyla kararını ters yönde değiştirdi. Uyumaya karar verdi.
Gri duvar kağıtlarıyla renklendirilmiş, sarı giyinme dolabının kapının sağ tarafında durduğu, dolabın aynasına karşı konumlandırılmış açık kahve tonlarındaki yatağına yavaşça uzandı. Gözlerini uykunun şefkatli kollarına bıraktı.
Ruhu acıyordu Yağmur'un. Ara ara gördüğü rüyalarla uyanıp canının yanmasına canı yanıyordu. Yatağında doğruldu ve sırtını arkaya yaslayıp düşünmeye başladı. Hiç mi geçmeyecekti? Bitmeyecek miydi bu acı? Bir yerde okumuştu
"Gözyaşı ömürden önce biter."
Bunu içinden defalarca geçirdi umutla umutsuzluk arasında baygınlaşan gözlerini yumdu. Öylece uyuyakalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O KIZ ANNEME BENZİYOR
Genç KurguBakmaya kıyamayacağın kadar güzel, akıl erdiremeyeceğin kadar zeki, ve seni senden çok sevecek kadar yürekli. ama 'o kız annene benziyor'sa? Annesi trafından daha 5 yaşındayken terkedilmiş, anne özlemiyle yaşayan genç ve yakışıklı bir erkek; tüm s...