6-Özlem

845 32 7
                                    

10:13

Kapı tıklamasıyla uyandım.Dışarda ki her kimse çok sert vuruyordu.Yavaşça yatakta doğruldum.Bucky'ye baktım.Hala uyuyordu.Uzanıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.Ayağa kalktım ve üzerime bir şal aldım.Hızlı adımlarla aşağı indim ve sertçe kapıyı açtım.Steve olmalıydı.Fakat gördüklerim karşısında donakaldım.Ekibim buradaydı.Joseph, Elizabeth,Bendis, Minerva, Jackson ve Rick.Mutluluktan sırıttım.Şaşırmıştım,hepsi bana sırıtıyordu."Çocuklar?"Joseph'e sarılmak için öne atıldığımda bir el beni engelledi.Bu Bucky'di.Kolunu belime doladı ve beni geri çekti.Arkadaşlarıma ters ters bakıyordu.Beni kendine çekti ve yanağıma bir öpücük kondurdu."Sana da günaydın prenses"sinirlendiği belliydi.Şimdi karşımda bana gülümseyen suratlar yerine şaşkın bakışlar vardı.İç çektim."Tanıştırayım,eşim Bucky."Jackson şaşkınca "Ne?"dedi.Elizabeth yutkundu."Sanırım evde kaldım."kız aniden yere yığıldı.Bayılmıştı.Rick eğilip onu kucakladı."Bence bu konuyu içeride konuşmalıyız."dedi.Kapı eşiğinden çekildim ve girmelerine izin verdim.

Koca salonda bütün ekip oturuyorduk.Bucky hepsine ölümcül bakışlar atıyordu.Beni koluyla sarmıştı.Oda da ki herkesin gözü Bucky'deydi.Az önce baygınlık geçiren arkadaşım ayılmış boynunu suluyordu.Ortam da gergin bir hava vardı.Sessizliği bozan Bendis oldu."Ne yani şimdi evli misiniz?"Bucky alaycı bir şekilde güldü.Kafamı evet anlamında salladım."Hayatım da duyduğum en saçma olay.Erkek görmeye tahammül bile edemeyen kız evlendi."bu sefer konuşan Josephti.Elizabeth ofladı."Joseph ağzının üzerine kürekle vurasım var."Joseph göz devirdi."Kolunu temizlemesi zor değil mi?"dedi Jackson.Bucky'ye döndüm."Hayır.Bazen gıcırdıyor sadece."Bucky'nin suratında ki sinirli ifade hâlâ geçmemişti.Tekrar sessizlik oluşmuştu."Eee?Neden geldiniz?"Hepsi birbirine baktı.Kimin konuşacağına karar vermeye çalışıyor gibiydiler.Jackson konuşmaya başladı.

"Baban deliye döndü.Bir çok kısıtlama getirdi.İsyanlar başladı.Bizde şey...seni geri ge-"Rick Jackson'ın lafını böldü."Baban bizi de sürdü."Gürültülü bir şekilde kahkaha attım.Ortamda ki gerginlik bozulmuştu.Herkes gülüyordu.

Öksürük sesiyle ortam tekrar sessizliğe büründü.Elizabeth saçını düzeltti ve konuşmaya başladı."Merhaba yakışıklı,seni tekrar görmek ne hoş."Steve göz devirdi ve Bucky'nin yanına oturdu."Alışabildiniz mi eve?"Bucky geriye yaslandı."Alıştık sayılır.Elpis çok beğendi."Steve'e karşı gülümsedim."Çocuk odası çok güzel olmuş.İçeriye girince kendimi cennete girmiş gibi hissettim."Ne demiştim ben?Bakışlarım tekrar diğerlerine kaydı.İşte şimdi büyük bir şok  geçiriyorlar."Çocuk odası derken?"Derin bir nefes aldım."Hamileyim."Rick içmekte olduğu suyu Bendis'e püskürttü."NE!?"Joseph hayretler içerisinde bana baktı."Umarım babasına benzemez."Bucky Joseph'e öldürücü bakışlar attı."Geldiğiniz iyi oldu.Elpis sizi çok özlüyordu.Malum hamile kadın kimi özlerse çocuğu ona benzermiş.Bende bundan korkuyordum ki haklıymışım da."Sanırım Bucky ile Joseph çok iyi anlaşacaklar.Minerva yutkundu."Baban son günlerde sürekli birine karşı hazırlık yapıyordu.Bize bunun kötü bir güç olduğunu söyleyip durdu.Adamın ismi Alexande-"lafını böldüm."Alexander Morphan."Ve tekrar o mükemmel sessizlik."Bu ismi bir yerde mi duydun?"gülümsedim.

"Gemideyken bana bir mektup geldi.Alexander'dan.Dediğine göre Dex benim babam değilmiş.Babam oymuş."Bucky saçlarıma oynamaya başladı.Minerva geriledi."Ephesus hapse girmeden önce sürekli onunla konuşuyordu.Tehdit olarak görüp zindana attık."İşte şimdi sinirlenmiştim.Olduğum yerden fırladım.Ellerimi saçlarıma götürdüm ve arkamı döndüm."İşte bu yüzden bilip bilmeden bir şey yapmanıza kızıyorum!!"Artık en iyi adamım yoktu.Dexten çok bana babalık yapmış olan adam yoktu.Geri döndüm ve tam yerime oturacakken salonda koca bir delik açıldı.Bir çeşit portal gibiydi.Sarı kıvılcımlar çıkıyordu etrafında.İçeriden iki adam çıktı.Tahminen ikisi de 35 yaşın üzerindeydi.Birinde kırmızı bir pelerin vardı.Diğerinde ise siyah bir asker üniforması ve yine siyah bir maske."Strange?"dedi Steve.

Saşırmıştım."Bu adamı zamanda yakaladım, sizi tanıdığını söyledi."dedi Strange."Boynunda ki taş bana ait"Strange adama ters ters baktı.Diğerleri silahlarını çıkarmış siyahlı adama doğrultmuştu.Oturduğum yerden yavaşça kalktım."Kendini tanıt."Maskesinin altından bakışlarını göremiyordum ama bana baktığı kesindi.Yavaşça eli suratına gitti ve maskeden kurtuldu.Şimdi karşımda yeşil gözlü,beyaz tenli,30 lu yaşlarda bir adam duruyordu.Dudağının kenarı kıvrıldı.Yüzüne yarım bir gülümseme yerleştirdi ve konuşmaya başladı."Ben Alexander Morphan.Çoğu kişinin tabiriyle zamanın efendisi."Tahminim doğru çıkmıştı.Elimi havaya kaldırdım ve silahlarını daha sert tutan ekibine indirmeleri işaretini verdim."Memnun oldum bay Morphan.Ben Elpis Thanork.Thanork krallığının son veliahtı."Ortamda sessiz bir gerginlik vardı.Kimse bir şey demiyor ,kıpırdamıyordu.Sessizliği bölen Alexander oldu.Bucky'yi işaret etti."Seni tekrar görmek çok güzel hayalet."Bucky'nin kaşları çatıldı.Her ne dediyse damarına basmıştı.Steve daha da verilmişti.Bucky yumruğunu sıktı."Artık o ismi kullanmıyorum."Ölümcül bakışlar atıyordu.Alex yarım gülümsedi."Seni oradan kurtaramadığım için üzgünüm."Bucky gevşedi ve yerine oturup başını ellerinin arasına aldı.

Herkes bir kenara sızmış öylece boşluğu seyrediyordu.Tekli koltuklardan birinde babam diğerinde Strange oturuyordu.Bucky bir şeyler hatırlamaya çalışır gibiydi.Elimle onu dürttüm.Bakışları beni buldu."İyi misin?"Kafasıyla onayladı."Bucky'yi nereden tanıyorsun?"bu sefer konuşan Steve'di."Hydra'ya sızmıştım.Kış askeri projesini çalmam gerekiyordu.Orda arkadaşın Bucky ile tanıştım.Kısa sürede yakınlaştık ve bana senden bahsetti.Onu ortam çıkaracağıma söz vermiştim.Fakat Dex beni buldu ve tüm işlerim yarım kaldı."Bucky gerilmişti.Gerginliğini almak için elini tuttum ve okşadım."Neden buradasın?"Joseph dik dik Alex'e bakıyordu."Karımı ve çocuklarımı geri almak için."Joseph alaycı bir şekilde sırıttı.

"Bay Morphan,annemi kaybettik."bana sert bir bakış attı."Onu da mı sürdü?"Gözlerim dolmaya başladı.Bu konuyu konuşmaktan nefret ediyordum."Annem intihar etti."Yüzünde ki şok ve gerginlik büyüdü."Annen böyle bir şey yapacak bir kadın değildi."ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.Alt dudağımı sertçe ısırdım."Yatak odasının terasında gördüm onu.Her zaman ki beyaz elbisesi vardı üzerinde.Dexle kavga ediyorlardı.Onu anneme vuracakken durdurdum.Annemse bana 'onu çok sevdiğimi söyle'dedi ve kendini kalbinden hançerledi.O sırada bana çok mantıksız gelmişti.Şimdi herşeyi daha iyi anlıyorum."sözlerim biter bitmez odadan hızlı adımlarla ayrıldım.Kendimi yatak odasına attım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.Annemin yokluğu bende büyük bir boşluktu.Kapı açıldı ve içeriye Bucky girdi.Buğlanan gözlerimden etrafı zar zor görüyordum.Çoi geçmeden kendimi Bucky'nin kollarında buldum.Bana sımsıkı sarılmıştı.Kollarımla onu sarmaya çalıştım ama cüssesi beni engelliyordu."Her şey düzelecek."Bu cümlesi beni rahatlatmıştı.Bucky'den ayrıldım.Gözlerimi gözlerine kitledim.Fakat bu kilitlenmeyi arkada gördüğüm adam bozmuştu.Yavaşça ondan sıyrıldım ve yatağa oturdum.Alexander da yanıma yerleşti.

Bucky ayakta ikimizi süzüyordu."Aileden geriye kimler kaldı?"ortada aile diye bir şey yoktu."Jessica savaşta öldü.Tibet sürgün edildi.Ephesus zindana atıldı."Başını ellerinin arasına aldı.

"Hepsi benim hatam.Sizi yalnız bırakmamalıydım."Ortama sessizlik hakimdi.

Bucky Barnes - Yabancı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin