Multimedya: Ezgi KayaGene ve gene... "hı-hı." dedim ve parlatıcımı sürdüm. "kızım hadisene!" annemin sesini duymamla irkilmem bir oldu. "kız kime diyorum ben!" annemin odaya girmesi ile birlikte susması bir oldu. bence gerçekten abartıyorlardı... çokta güzel olmamıştım... "heh! bitti anniş!" dedim ve duygusala bağlamadan kaçtım. duygusala bağlasaydı ooo... "anne ben iniyorum!" dedim ve annemi beklemeden aşağıya indim. Esma'nın arabasını görmemle bir oh çektim ve arabaya doğru ilerlemeye başladım.
Arabaya bindiğimde Esma kırmızı rujunu sürmekle meşguldü... "ooo... sonunda teşfik edebildiniz hanım efendi." dedi ve bana baygın bakışlarından birini attı. "ay geldik işte!" dedim ve kollarımı göğsümün altında birleştirdim. "kızım senin makyajın nerede." dedi. oysaki yapmıştım. " yaptım ya görmüyor musun?" dedim ve dikiz aynasına bir bakış attım. bence güzeldi. "sen bu gidişle evde kalacaksın cancağızım." dedi ve rujunu çantasına attı. "hıh. görürsün. kim evde kalıyor kim kalmıyor?!" dedim bende camdan dışarıya bakarken. Esma ise hiç bir şey demedi ve arabayı çalıştırdı.
Yani şu partilere gitmesek ölürdük! Bir üniversiteye geçmemle parti hayatımın başlaması... Bence mantıksız. Yani Esma olmasa gitmezdim... gider miydim..? yok canım ne gidecektim.****
Parti alanına geldiğimizde etrafta şöyle bir göz gezdirdim. Gerçekten de güzel bir yerdi. Esma ile birlikte orta okulun sonlarına doğru tanışmıştık ve gerçekten iyi bir DOST olmuştuk. Tabii bir de Aslı vardı... onu ise 5. sınıfın başında tanımıştım. İlk başta biraz soğuk olsakta daha sonradan bayağı bir kaynaşmıştık... O bana ailesinden bahsedince bende ona ailemden ve acılarımdan, mutluluklarımdan, sevinçlerimden bahsettiğimde artık 7. sınıftaydık ve zaten sonrasında Esma...
"inecek misin yoksa burada kalıp havasızlıktan fotosenteze başlamayımı düşünüyorsun?" Esma'nın sesi ile ona baktığımda kendime geldim ve kaşları havaya kalkmış cevap bekleyen Esma'ya baktım. "ben burada fotosenteze başlasam daha bir iyi sanki..." dedim ve dudaklarımı birbirine bastırdım. Esma ise 'hayattan bezdim.' bakışlarını bana yolldı ve konuşmaya başladı. "3 saniyen var." dedi ve açık olan kapıdan aşağıya inip kapıyı kapattı. Bu sefer ben 'hayattan bezdim.' bakışlarımı atarak arabadan indim.
Ev iki katlı ve büyük bir bahçeye sahipti. Cidden çok güzeldi. Fakat içeride dans eden, koklaşan, deli gibi yiyişen insanlar vardı. Üzerlerinde ise genelde kırmızı ve siyah kıyafetler vardı. 'ergenler...' diye geçirdim içimden. Benim üzerimde ise açık mavi straplez ve dizimden bir karışyukarıda olan elbisem ile lüks bir yemek davetine gidiyormuşum gibi duruyordum. Esma da siyah dar, göbeği açık bir elbise giymişti ve kendimi bir an garip hissettim. İçeri girdiğimizde benim gibi giyinen bir kız bile görememiştim ve arkamdan gelen fısıltıları duyuyordum.
"kız kafayı yemiş sanırım."
"burada böyle giyinilirmi be?!"
"sanırım yeni sarı dedikleri bu." Fısıltılarıduymazlıktan gelmek istedim fakat duymamak imkansızdı. "sen takma onları." Dedi Esma. "Hı-hı tamam." Dedim ve başım önde ilerlemeye devam ettim.
Mini bar olduğunu tahmin ettiğim yere geldiğimizde Esma bir sandalyeye oturdu ve bende onun yanındaki sandalyeye oturdum. "ne içersin!" müzik sesinden dolayı bağırmak zorunda kalmıştı. "bira." Dedim kılasik olarak. Daha önce sadece bir bardak içmiştim o da yılbaşında annemlerle. "Bize bir bira bir de votka." Dedi Esma barmene. Vay ansını evin içine mini bar. Bardak geldiği onda fondik yaptım. Zaten küçücük bir bardaktı. "kızım yavaş git valla geberip gidicen." Dedi Esma onu takan kim ki. "kızım küçücük bir şey ne olacak!" dedim ve 2.yide iki yudumda bitirdim.
Yirmi dakika sonra ise başım dönmüştü ve ayağımla müzüğe ritim tutuyordum. Kusma isteği ile ayağa kalktım ve başımın dönmesi ile birlikte kalktığım sandalyeye geri oturdum. Gülme isteği ile birlikte bir kahkaha patlattım. Esma ise bana sırıtarak bakıyordu. Lan kız o kadar içti bir bok olmadı kıza. "ben tuvalete gidicem." Dedim ve tekrar ayağa kalktım. Bu sefer dengemi sağladım ve ayağa kalkmayı başardım. Sanki yerler ayağımın altından kayıyordu. "gelmemi ister misin?" dedi ben ise gülerken başımı hayır anlamında sallayıp otur işareti yaptım. "sen bilirsin..." dedi ve tekrar şüpheli bakışlarını bana çevirdi.
Tuvalet zannetiğim bir kapıyı açmamla kapatmam bir oldu. İçeride bir yatak vardı ve üzerinde...- devamını getirmek istemiyordum. Hemen o görüntüyü hafızamdan silmeye çalıştım ve başka bir kapıya yöneldim. Kapıyı açmamla birlikte bir rahatlama oldu. Sonunda tuvaleti bulmuştum. Kapağı kaldırıp kusmaya başladım. Kusmam bitince rahatladım ve sifonu çekip soğuk su ile yüzümü yıkadım.
Kapıyı açtım ve kendimi dışarı attım. Müzik sesi o kadar çok yüksekti ki resmen 'haydi! Ne duruyorsun dans et ve rahatla!' diye haykırıyordu. Esma'nın yanına vardığımda ağızım 'o' şeklini aldı ve sevinç çığlıklarımı atarak Aslı'nın boynuna atladım. "kızım dur! Manyak mısın?" dedi ve bana sarılmaya başladı. Onu gerçekten çok özlemiştim.
Aslı'nın babası ile annesi ayrıldıkları için babasının yanına gitmişti. Babası Ankara'da kalıyordu ve Aslı'da yılda 2-3 kere gidip geliyordu. Tam tamına 15 gündür görüşemiyorduk ve anlatacak o kadar çok şey birikmişti ki...
"Oha! Ne ara döndün istanbul'a!" diye bağırdım. "bu sabah." Dedi ve birasından bir yudum aldı. Bende eksik kalır mıyım? Aslı gelmiş be! "bana da orta boy... hatta büyük bir bir bardakta bira!" dedim ve elime almamla büyük bir yudum almam bir oldu. "kızım yavaş!" dedi Aslı. "alıştım kızım kaç yıllık fondikciyiz!" dedim ve kahkahayı bastım. Onların gülmediğini fark edince ise bende gülmeyi kestim ve biramdan bir yudum alıp sustum. Aslı ile Esma ise birbirlerine baktılar ve kahkaha atmaya başladılar. Bende kahkaha atmaya başladım ve hareketli bir yabancı şarkı çalmaya başladı ben gözlerimi kapattım ve kendimi müzüğe bıraktım...*****
"kızım tamam. Hadi eve gidiyoruz." Dedi Aslı. "yavv... tamam... iyiyim been.." dedim ve dans etmeye devam ettim. Başım dönüyordu fakat öylesine rahattım ki... sanki her şey toz pembe. "kızım bu kafayı yemiş." Dedi Esma içkiden dolayı hıçkırarak. "aynen kızım bunun kafa üçyüz beşyüz de seninki de maşallah!" dedi ve beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı Aslı. Anladığım kadarıyla Aslı gayet iyiydi. Fakat Esma... sadece ayağı takılıyordu ve konuşurken dudakları ndan çıkan sözcükler süğüşüyordu. "Tamam. Bu kadar yeter! Esma anahtarları ver!" dedi Aslı sıkılmış bir şekilde. "çan-tamda ön- gözün- de..." dedi hıçkırarak. Bu benim amaçsızca kahkaha atmamısağlarken Aslı'nın sadece göz devirmesine neden olmuştu. Bu gün cumartesiydi ve pazartesi ders vardı."şimdi size bir şarkı söyliçe!" diye bağırdım arabada ki sessizliği. "Ezgi..." dedi Aslı göz devirerek. Ben ise onu uımursamadım ve şarkı söylemeye başladım.
"kuyruhum yok kuyryuğum yok yüzerim derede! Gu vak vak vak! Gu vak vak vak! Yüzerim dere-" ağzıma yediğim şaplak ile sustum. Resmen sızmış olan Esma'yı bile uyandırmıştım. "lan ona kulamın dibinde car cir cor cer!" dedi ve tekrar kafasını cama dayadı. Ben ise küçük bir çocuk gibi dudağımı büzdüm.
"geldik. İn." Dedi Aslı. "deldik sıç!" dedim ve kendi kendime gülmeye başladım. "off. Kızım senin motorun soğusun azıcık." Dedi ve Esma'nın kolundan tutup eve doğru sürükledi. Eve girdiğimizde anneme yakalanmamak adına kendimi odama attım ve yatağıma girdim. Yorganı kafama kadar çektim ve gözlerimi kapattım. "kızım geldiniz mi? Bu ne hal!" annemin sesi koridorda yankılanıyordu. Sanırım Esma'nın üzerindeki kusmuktan ve iğrenç içki kokusundan dolayı böyle bağırmıştı.
Hep Esma yalan söylemişti. Biraz da Aslı söylesin değil mi? Ben de artık azar işitirken daha doğrusu sevdiğim bölgenin terlikler ile kızartılması durumunda yalan söylerim bu şekilde herkes eşit bir şekilde yalan söylemiş olur. 'amin cümlemize. Ne çok konuştun kızım sen!' içsesimi duymazlıktan geldim kendimi uykuya teslim ettim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİM SENİN
Teen FictionEzgi'nin parti hayatının başlangıcı olan üniversitede Esma ve Aslı ile geçirdiği süreç, mücadeleleri ve SEÇİMLERİ...