SÇ=BÖLÜM-3

30 11 1
                                    



Aras'ın yanına giderken telefonum çaldı ve açtım. "alo. He Aslı." Dedim. "Demir gelmiş! Kantinde!" dedi ve benim küçük çaplı bir çığlık atmamı sağladı. Hemen yüzüne kapattım telefonu ve kantine doğru yürümeye başlayacaktım ki lanet Aras aklıma geldi ve onun odasına yürümeye başladım...
Kendimi rahatlatmak amacı ile büyük, büyük ve daha büyükkk bir nefes aldım. Kapıyı 2 kere tıklattım. "gel" dedi. Ben de nefesimi vererek içeri girdim. Yüzünde ise o alaylı sırıtması vardı. "beni çağırdınız?" dedim soru sorarcasına. "evet bir sorun mu var? Kiminle buluşacaktın." Dedi ve beni süzmeye devam etti. Şu an da cici kızlığımı bozmadım ve devam etmeye çalıştım. "yok hocam. Zaten ben de kantine gidiyordum. Arkadaşımla." Dedim Demir'i kast ederek. "hangi arkadaş bu?" dedi bu sefer de. 'lan sanane angut kafa!' diyip üzerine atlayasım gelmişti ki tabi ki de öyle bir şey yapmadım. "Demir. Diye bir arkadaşımve bunun sizi ilgilendirdiğini zannetmiyorum." Dedim dişlerimin arasından. Gerçekten, artık sinirlenmeye başlamıştım. "doğru beni ilgilendirmez." Dedi ve gözlerime bakmaya başladı. "başka bir sorunuz yoksa ben çıkıyorum." Dedim ve arkamı döndüm. "dur." Dedi ve benim ona dönmemi sağladı. Yüzündeki pis sırıtma ile "çık." Dedi ve Benim öfkelenmemi daha doğrusu kulaklarımdan duman çıkmasını sağladı. "pes yani gerçekten pes. Cidden pes(!)" diye söylenerek kapıdan çıktım ve zihnimde ki düşünceleri atarak kantine Demir'in yanına yürümeye başladım.

****

Aşağıya Demir'in yanına inerken gerçekten heyecanlıydım. Aslı'nın 'Demir gelmiş!" demesi ile bir birlikte benim çığlık atmam bir olmuştu.

Kantine geldiğimde kantin bomboştu. Gözlerim bir kez daha Aslı ile Demir'i ararken karnımın acıktığını hissettim. Kantinden bir tost aldım ve boş kantinde bir masaya oturdum.bir dakika şimdi bu angut kafa Aras! Beni kovmuşmuydu! Beni! Ezgi'yi! Evet sanırım kovulmuştum... matematik dersine de girmemeye karar verdim. Bu gidişle okulda kalacaktım... Aman! Ben çalışırım! Çünkü ben adamım!
"ooo. Derslerden de kaçmaya başlamışız..." işte şu anda aradığım ses buydu... "Demir!" dedim ve koşarak Demir'in üstüne atladım. O da bana sıkı sıkı sarıldı. 1 yıldır görüşemiyorduk. "eee. Ne o ders sıktı mı?" dedi Demir. "kovuldum." Dedim ve paytak adımlarla masaya ilerledim. Tabii Demir de. Bir kahkaha patlattı. "nasıl yani hoca seni... İnek olan seni..." dedi yalandan şaşırmış taklidi yaparak. Ben de gözlerimi devirdim. "asıl sen ineksin." Dedim ve kollarımı göğsümde birleştirdim. "tamam tamam kızma." Dedi ve eklemeyi de unutmadı. "inek!" dedi ve kahkaha atmaya başladı. Ben de dayanamadım ve kahkahayı bastım. Bir dakika oldu olmadı ve birden ciddileştik ve gülmeyi kestik. Sonra Demir'i ne zamandır görmediğimi fark ettim ve tekrar sarıldım sıkı sıkı...
****
"tamam. Görüşürüz...." Dedim ve kendimi arabadan atarak eve doğru yürümeye başladım. "ben geldim!" diye bağırdım ve odama doğru yürüdüm. "sen mi geldin kızım?" diye sordu annem her zaman ki gibi... "yok ben tüpcü Mustafa bey!" diye bağırdım lavaboya girerken. "ben teyzene gidiyorum akşam dönerim. Bir şey olusa ararsın!" diye bağırdı ve kapının sesi geldi. Bende elimi yüzümüm yıkadıktan sonra salona geçtim ve koltuğa uzanarak gözlerimi kapattım.

Ne kadar zaman geçti bilmiyordum fakat telefonumun zil sesini duymamla gözlerimi aralamam bir olmuştu... telefonu elime alarak açtım. "nevar?" dedim kim olduğuna bakmadan. "kalk kızım kalk! Gidiyoruz!" diye bağırdı Esma. "of... nereye?" dedim koltukta doğrulup kafamı kaşırken."ananın gözüne!" dedi bezmiş bir sesle. "iyi selam söylersin bay..." dedim ve koltuğa tekrar uzandım. "of! 5 dakikaya ordayım!" dedi ve telefonu suratıma kapattı. Ben de odama geçtim yatağa uzanıp boş boş tavana baktım. Birkaç dakika sonra kapı öldürisiye derecede çalmaya başladı ve hemen kapıya koşup açtım.
Açmamla birlikte Esma'nın sendelemesi bir oldu. Beni kolumdan tutarak odaya sürükledi ve büyük poşetten siyah bir elbise çıkarttı. "bune?" dedim elbiseyi kastederek. "elbise." Dedi ve yüzüme fırlatıp konuşmaya başladı. "sadece 5 dakikan var!" diye bağırıp dışarı çıktı. Ben ise ne olduğunu anlamadan elbiseyi giyiverdim. Kapıda açılmıştı zaten. "heh. Aferin birde şu topukluları giy." Dedi ve elime tutuşturdu. "ya. Sen bir söylesen nereye gittiğimizi." Dedim ve Esma'ya bakmaya başaldım. "partiye..." demesiyle benim bağımam bir oldu. "hayatta1 gitmem ben o partiye!" dedim ve Esma'dan uzaklaşmaya başladım geri geri. "of... kızım alt tarafı bir parti..." dedi ve baygın bakışlar gönderdi. "hani artık o tür partiler olmayacaktı! Sen duymadın her halde Aras hocayı!" dedim ve geri geri çıktım. "cidden mi?" dedi ve 'hayattan bezdim' bakışları atmaya başladı. Ben ise ne demek istediğini anlamadığım için uzaylı görmüş köylü gibi suratına bakıyordum Esma'nın. "sen cidden malsın. Aras da o partiye eğlenmek için gelmişti. sadece orada stajyer olduğu için resmi bir şey olmadığı için gelebiliyor. Bu arada da bizi uyarmadı... sadece seninle dalga geçti. Yani o da gelebiliyor bu partilere." Dedi Esma açıklamada bulunarak. Ben ise 'seninle dalga geçti.' Dedikten sonrasını unutmuştum. "demek ki benimle dalga geçersin ha!" dedim ve Esma2nın elinde ki ayakkabıları alarak bir hışımla giydim. "sanki dalganın denizde olduğunu bilmiyor gerizekalı! Ama ben de Ezgi değilsem ona dalganın götünde değil denizde olduğunu öğreticem!" diyerek söylendim. "yürü kız! Gidiyoruz bu gece kafa dağıtma sırası bende!" diyerek kapıya yürüdüm. "aferin de... Aslı ile Demir'i bekliyoruz. Onlar da geliyor." Dedi ve mutfağa gidip oturdu.

****


Yeniden o aynı iki katlı basık eve geldiğimizde arabadan indim ve Demir'in koluna girerek onunla birlikte yürümeye başladım. İçeriye girdiğimizde sigara ve ter kokusu fazla sarmamıştı etrafı. Evin içinden geçip arka bahçeye çıktığımızda gözüme ilk çarpan şey o olmuştu... Aras...

*****************************************************
Farkındayım kısa oldu biraz ama malum. Sınavlar sınavlar...

SEÇİM SENİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin