BÖLÜM-4

19 7 0
                                    

                        SEÇİM SENİN - Bölüm '3'

"onun burada ne işi var be!" dedim Aslı'nın kulağına doğru tıslarken.

"ne bileyim kızım ben. Hem çocuk stajyer gelemez mi? bu arada sanırım bizimle dalga geçmiş..." dedi ve konuşmasına geri döndü. Ben de oflayarak onun olduğu tarafa bakmamaya çalıştım da nereye kadar... Başımı o tarafa çevirmemle bakışlarımı kaçırmam bir oldu. Resmen göz göze gelmiştik... Ben böyle işi...

"ben işeyip geliyorum." dedi Esma. Sanırım sıkılmıştı ama zannetmiyorum. Esma ve sıkılmak... Hem de böyle bir ortamda... İmkansız. 

"dur kız bende gelicem." dedim ve Esma'nın peşine takıldım.

 "Hee... gel gel. Sen tutarsın ben işerim." dedi ve gözlerini devirerek yola devam etti. Tabii ben de peşinden. Lavaboya girdiğimizde, makyajından tut kusana kadar bir çok insan vardı. Esma makyajını yaparken ben de aynada kendimi süzüyordum. Yani gerçekden de bu benmiydim. Nedense kendimi güzel bulmuştum. Erafıma baktığımda ise benden daha havalı ve güzle insanların olduğunu hatırlayınca hepsi bana bin basar hatta belki iki bin basar. O yüzden fazla aynaya bakmamaya çalıştım ve Esma'nın makyajını bitirmesini bekledim.

Esma makyajını bitirince bende peşinden gittim. Masaya geri döndüğümüzde Arasların masasına baktım fakat Aras yoktu.

 "Merhaba." o sesi duyduktan sonra arkamı dönemedim bile. Dönersem... sıçtığımın resmiydi ve ben sıçtığımın, resmini istemiyordum.

 "merhaba..." dedi Esma da. Garibim hiç bir şeyden haberi yoktu. Aslı kolumu dürtükleyince hiç tepki vermeden yürümeye devam ettim.

"Ezgi!" Aslı arkamdan seslenince durmak zorunda kaldım ve yavaştan da yavaş olarak arkamı döndüm. Yüzümede zoraki bir gülümseme yerleştirdim ve Aslı'ya bakarak cevap verdim. 

"efendim canım arkadaşım(!)" dedim sert bir tonda.

"sen de bize katılsana, canım arkadaşım(!)" dedi gözleri ile Aras'ı işaret ederek.

"üzgünüm ama hacalarımla aynı masada içki içmiyorum." dedim ve Aslı'ya gözlerimi büyüttüm. 'Seni evde dövücem.' bakışlarını almıştı fakat anlamamazlıktan geliyordu. Tam arkamı dönüp gidecektim ki...

"Şu anda öğretmenin sayılmam ve bu arada gerçek bir öğretmen değilim sadece stajyer bir öğretmenim." dedi ve beni o saniye kapak etti.

"Beni ilgilendirmiyor." dedim ve yürüyerek arabanın yanına gittim. Demir zaten kesin bir yerlerde kafayı bulup sızmıştır ya da... neyse 'ya da' sı yok.

Arabanı yanına geldiğimde gök gürledi ve yağmur yağmaya başladı. Hava çok soğuk değildi fakat çok sıcakda değildi. Bu yüzden de Esma'yı bulmaya karar verdim ve tekrar büyük villaya doğru ilerledim. içeriye girdiğimde burnuma dolan içki kokusu ile birlikte burnumu kapatmam bir oldu. Tabii bir de sigara. Bahçeye çıktığımda millet yağmuru aldırmadan dans etmeye ve içki içmeye devam ediyordu.

"Yolunu mu kayıp ettin bebek. Sana yardım etmemi ister misin?" dedi bir erkek sesi. Ben de hemen arkamı döndüm ve refleks olarak bacak arasına tekmeyi geçirdim. Çocuk acı ile inlerken ben de şaşkın bakışlarımla hızlı bir şekilde oradan uzaklaştım ve biraz önce oturduğumuz masaya doğru ilerledim. Masanın yanına geldiğimde bizimkileri göremedim başkaları vardı. Ben de içeri girmişlerdir düşüncesi ile birlikte içeri girdim ve etrafta göz gezdirdim. Biraz ilerde onları görmüştüm ki gözüme Demir takıldı. Araba anahtarının Demir de olduğu aklıma gelince o tarafa doğru yürümeye başladım.

"Demir. Bizimkiler nerede?" dedim Demir'in yanında dururken.

"offf. Ne bileyim ben! Hadi onları boş ver de dans et!!" dedi ve elimi tutarak beni etrafımda döndürdü. Ben demedim mi ama.

"aaa... Bırak beni be! Manyak mısın?" dedim ve elinden kurtulmaya çalıştım. Tabii bırakır mı? yok. En sonunda şarkı bittiğinde bıraktı ve içkisinden bir yudum daha aldı.

"oyy... bacacıklarım- bacacıklarım... Bittin oğlum sen(!) öldün sen(!) Geberdin sen(!) Seni cehennemlerde çürütüp, cennette ki yasak elmayı yedirip götünden çarptırıcam(!)" dedim ve cebinde ki araba anahtarını aldım. Daha sonra da arabaya doğru uçtum. Evet ben bir kuşum ve kanatlarım yok. O yüzden, ben de yürüdüm.

Arabanın yanına geldiğimde, kimsecikler yoktu. Karanlığın arasından bir kafa gördüm ve daha sonra bir vicut ve ayaklar ve... sanırım... bir insan görüyordum. Yüzü tanıdıktı... tabii ya.. bu şeydi. Yoh YOH. Öyle dep,ğil. Şu partideki bana laf atan çocuktu... selam mı versem acaba diye düşünmedim değil açıkcası... Ne diyom la ben! Çocuk bana bakıp sırıttı ve daha çok yaklaştı. Tabii benim paçalarım ve de arkada olan hassas tarafım tutuştu. Ben hemen arabanın kilidini açtım ve arabaya yerleştim... yerleşmesine de... ben araba kullanamıyordum ki. İşte şimdikinin sıçtığımın portresidir... Hemde ne portre... 


                                                                              ****

    BİLİYORUM BAYAĞI BİR KISA, FAKAT HEM KİTABI DÜZENLEMEK ZOR HEMDE AYRİYETEN CİCİ KIZ'I YAZMAK BİRAZ ZOR OLUYOR...

SEÇİM SENİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin