-14 -
Kahvesinden bir yudum daha alıp yutkundu. Sıcak sıvının ağzından gırtlağına geçişini bir kez daha izledim.
Gözlerimi ondan çekerek ellerimi kendi kahve kupama sarıp sıcaklığıyla gevşedim.
Bu sıcaklık adeta ruhuma işliyordu. Dün eğer birbirimize sarılmadan uyusaydık muhtemelen donarak ölmüş olurduk.
Sabah uyandığımda vücudumun canlı kalmasını sağlayan tek ısı Justin'in bedeniydi. Ve onunda bendim.
Hava gerçekten soğuktu ve camlar biz uyanana kadar adeta iç ve dış hava savaşına maruz kalmışlardı.
Kafamı bizi soğuktan ayrı tutan cam parçasına çevirdim.
Dışarıdaki havanın cam üzerinde yarattığı kristal şeklindeki buzları tek tek inceledim.
Hepsi soğuk, cani ama muhteşemdi. Sanat eseri havasını veren çizgiler ve geometrik şekillerden oluşmuş yıldız şeklindeydiler.
Elimin üzerine bir el daha eklenince başımı döndürdüm.
Kupanın açıkta kalan kısımlarına elini bastırdı. Kafası yere eğik ve omuzları sıkılaşmıştı.
Parmak uçları hafifçe gevşerken gülümsedim. Yanaklarım kızarırken dilimi kurumuş dudağımın üstünde gezdirdim.
"İçecek misin?"
Uzun ince parmaklarındaki gözlerimi dudaklarına çevirdim.
Benim dudaklarımın tam tersine hala canlı ve renkliydi.
"Evet. Yani ne hayır."
"Ah" Parmaklarını elimin üzerinden çekip kupayı önümden aldı ve yudumlamaya başladı.
"Hiç bir şey yemedin." Ellerimi birleştirip çenemin altına koydum.
"Buranın yemekleri ilgimi çekmedi tabi yemek denilebilirse."
Kafasını sadece sandviçten oluşan satış kısmına çevirip kaşlarını çattı.
"Sabahları normal kahvaltı yapma taraftarı olduğumu biliyor muydun?"
"Güzel." Bir yudum daha aldı.
"Ne gü-"
Ben soramadan masanın yanındaki sandalye çekilip biri oturdu.
Justin'e başıyla selam verdikten sonra bana döndü.
"Alice" Hafif başını eğerek selamladığında şaşkınlıktan bayılacaktım.
Mavi ve yeşilin her tonunu içeren gözler samimi bir şekilde bana güldükten sonra cebinden çıkardığı bir kağıdı Justin'e uzattı.
"Justin ben Brad'i tanı-" bir an duraksadım "yani adın bu değil mi Brad?"
Justin ciddi bir şekilde cevapladı.
"Adı seni ilgilendirmiyor Alice. Ve ağzını kapat bebeğim."
Dudaklarımın arasındaki boşluğu kapatıp onları izledim.
Bir kaç isim ve mekan hakkında konuştuktan sonra Brad gitti. Yani benim tanıdığım Brad.
---------------------------------------
Kollarımı kendime sarmış Justin'in peşinden koşarak ona yetişmeye çabalarken seslendim.
"Hey."
"Bekle."
Kafamı montumun içine saklayıp biraz daha hızlandığımda bir bedene çarparak geriye sendeledim.