- 15 -
Gözlerim kapalıyken duyduğum acı bastırılan bir şeyle daha da artıyordu.
Gözlerimi hafifçe açmaya çalıştığımda üşüdüğümü fark ettim.
"Alice." Sesi beni hem korkutmuş hemde güvende hissetmemi sağlamıştı.
"Justin." Güçlükle fısıldadım.
"Tanrım iyisin seni uyarmıştım neden dinlemek nedir bilmiyorsun?"
"Justin ben-" gözümden yaş düştüğünde sesim titredi.
"İyisin tamam mı? Bir şeyin yok."
"Özür dilerim ben seni incittim ve sende haklıydın." Gözlerimi açtığımda eliyle alnıma bastırıyordu.
"Ne saçmalıyorsun sen?" Beni hafifçe doğrulttu.
"Başını vurdun biliyorum ama bu kadar saçmalayacağını düşünmemiştim." Yüzü endişeliydi.
Beni doğrultup arkamda olduğunun farkına yeni vardığım ağaca yasladı.
"Konuş benimle." Elini alnımdan çekince yarayla havanın buluşmasından dolayı canım acımıştı.
Elindeki kanlı pamuğu atıp yanındaki çantamdan bir yenisini çıkartıp bastırdığında acıdan dişlerimi sıktım.
"Hastaneye gitmeliyiz."
Başımı iki yana salladım. Ondan ayrılmak ve aramızda bir soğukluluğun olmasını istemiyordum.
En son arabadaydım ve.
Nasıl buraya gelmiştik? Etrafta kafede yoktu.
"Ne oldu?" Elimi başıma götürüp gözlerimi kaçırdım.
"Ağaca çıkmaman konusunda ciddiydim bebeğim kendine bir bak."
Kafam iyice karışırken bana yalan söylemesinden kuşkulandım.
"Bir kafe vardı oturduk hatta sen Brad'le konuştun."
Kaşları çatılırken bana biraz daha eğildi.
En son arabada yaşadıklarımız aklıma gelince kanım damarlarımda tempo tuttu.
Rahatsız olduğumu anlamışcasına geri çekildi.
"Brad kim?" Bana endişeyle sorduğunda korktum.
"Kafede konuştun sonra biz arabada." Bir süre durup gözlerine baktım.
"Gerçekten sert düşmüşsün Alice doktora gözükmelisin daha uyanalı 1 dakika oluyor ne kafesi Brad'de kim?"
Nefesimin hızlanmasına engel olamadan içimdeki korku büyüdü. Yanlış mı hatırlıyordum? Hepsi rüya mıydı?
Kafe.
Brad.
Ona çarpmam.
Dudaklarını vücudumda hissetmem.
Bana tokat atması.
Hepsi rüya mıydı?
Sevinmeli miydim yoksa üzülmeli miydim?
Bana endişeli bir şekilde bakmaya devam ederken kafam darbenin etkisiyle karışmış bir şekle bürünüp hatırlamış gibi tebessüm ettim.
"Ah evet ağaç. Uyarmıştın üzgünüm."
Kafasını aşağı yukarı sallayıp gözlerini büyülttü.
"Hadi kalk hastaneye-" Kolumu elinden kurtarıp ayağa kalktım.