- 36 -
Elimin altındaki yumuşak çimenleri bir kez daha okşarken temiz havanın tadını çıkardım.
Bu gece yıldızlar çok yoktu. Her biri başka bir köşeye çekilmişti. Hepsi ayrı yas içindeydi.
Her biri kendi ömrünü yaşayıp tek tek yok oluyordu.
Başımı sola yatırdıktan sonra gecenin karanlığına rağmen parlayan saçlarını inceledim.
Kolları başının altında gözleri kapalıydı.
Yüzündeki tebessüm burada olmaktan mutluluk duyduğunu belirtiyordu.
Onun bu haline gülümsedikten sonra yeniden gökyüzüne döndüm.
"Umarım bu yaramazlığımız bize pahalıya patlamaz." dedim.
Normal olarak Justin'in yatağında dinlenmesi gerekiyordu ama o kısa uykumdan beni uyandırarak dışarı çıkmak istediğini söylemişti.
Tabi ki de ona engel olamamıştım.
Ana binanın arkasında bulunan yeşil alana gelmek için öncelikle Bayan Tickles'ı aşmamız gerekmişti.
Bacaklarım titreyerek yürüdüğüme yemin edebilirdim.
Oysa Justin bunu rutin olarak yaptığı bir işmiş gibi yapmıştı.
"Yani ceza alıp almayacağımızı mı soruyorsun. O zaman kesinlikle ceza alacağız." dedi gülerken.
Sesinde her zaman bulundurduğu alaycı tını vardı.
"Ama buna değer." Yerinden doğrulduktan sonra başını karnıma koydu ve bana bir yastıkmışım gibi sarıldı.
Sakin kalmak için ellerimi ondan uzak tutarak başımın altına sabitledim.
"Senin için değer." derken kıkırdadım.
Başını karnıma sürterek rahat bir pozisyon aradı.
Buradan bir itfaiye geçmesine ihtiyacım vardı. Belki sert su beni rahatlatırdı.
"Sanırım acıktım Alice."
Güzel eğer karnımdan kalkarsan senin için içeri gidebilirim.
Ve birde o parmaklarını belimden çekmen gerek.
"Senin için bir şeyler alabilirim." Vücudumu yukarı kaldırdım ama o kafasını bastırarak beni yatırdı.
"Hey bu şekildeyken senin için yiyecek getiremem."
"Gitmene gerek yok. Aç değilim."
"Aç değil misin?"
"Gitme fikrin karnımı doyurdu."
"Saçmala Justin. Bir kaç dakikada dönerim."
"Hayır gitme." dedi. Çenesini göğsüme dayadı ve gözlerime baktı.
Nefesini ağzımın içinde hissediyordum. Karnımdaki kasılmayı yok saydım.
Bu şekildeyken göğüslerimin tam üzerinde bulunuyordu. Sakin kalmalıydım.
Sakin ol. Ondan çekinmene gerek yok. O senin erkek arkadaşın.
"Ah." dedi ardından parmağını burnuma dokundurdu.
"Kızardın." Dişlerini göstererek güldü.
Yerimde huzursuzca kıpırdandım. "Hayır kızarmadım."