Ben, Nino, Myléne ve Bay Tom Eiffel Kulesi'nin tepesine tırmanmaya başladık. Nino telefonunu başındaki şapkaya bantlamış, bu olanları kayda alıyordu. Alya Paris'te olmadığı için o burada yokken olan akuma facialarını Ladyblog'u için videoya alma görevini Nino'ya vermişti. Tepeye yaklaştıkça PainedKisser'ın sesi daha net duyuluyordu.
"O Marinette denen kız Adrien'ım ile yan yana oturmuş fotoğraf çekiliyorlardı demek. Bu sefer başaracağım, senden intikamımı alacağım. Geçen sefer Ladybug yalanımı ortaya çıkardı ve Adrien'la olma şansımı yok etti. Ama bu sefer başaracağım! Adrien benim olacak!" dedi ve şeytani bir şekilde güldü.
"Marinette ve beni fotoğraf çekilirken görmüş demek."
"Siz Marinette ile mi buluştunuz? Hem bu kadar zamandır neredeydin sen dostum?!" dedi Nino.
"Şimdi zamanı değil. Ladybug'ın yalanını ortaya çıkardığını söyledi. Bir dakika... Lila? Bu Lila!" dedim ve telefonumu çıkarıp operasyon için açtığımız gruptan diğerlerine mesaj attım.
Adrien: Bu Lila! Hani bir ara Ladybug'la çok iyi dostuz deyip yalan söyleyen.
Nathaneal: Şimdi neden akumatizelenmiş?
Adrien: Marinette ve beni fotoğraf çekilirken görmüş.
Chloe: Adribalım ne demek fotoğraf çekiliyordunuz?
Nathaneal: Gitti gül gibi kız elden T^T
Adrien: Şimdi bunun sırası değil. Hadi planı uygulayın!
yazdı ve telefonu kapattım. Dikkat çekmekte bir numara olan Chloe hemen planı uygulamaya başladı. Yüksek bir yere çıkıp PainedKisser'a bağırdı:
"Hey! LiarKisser! (Yalancı Öper :D) Senin bize yalan söylediğin zamanları unutmadık! Ne oldu? Adrien'ı elde edemeyince çok mu kıskandın?"
"Sen duygunun etkisinde değil misin be?!" Bunun üzerine Chloe dudağındaki ruju sildi.
"Değilim! Ne yapacaksın? Bana makyaj mı yapacaksın?"
"Hayır, seni parçalara ayıracağım!"
"Bir kere benim babam Paris'in Belediye Başkanı! Hele bana birşey yapmaya kalk! Şu akuma olayı bitsin seni hapse attıracağım!"
"Sarışınlar aptal olur derler ya, haklılarmış." Ben suratımı astım ve bizimkilere fısıldadım.
"Ben de arada kaynadım ama -,-"
"Gel de parçalayabiliyorsan parçala beni!"
"AAAARRRGHH!" Rujunu Chloe'ye doğrulttu. "Korku!" Ruj Chloe'ye duğru uzadı. Nathaneal Chloe'yi itti ve rujun ona değmesine engel oldu. Son anda o da rujdan kurtuldu.
"Kaçın!" diye bağırdı Max. Hepsi birden rujlarını silip koşuşturmaya başladılar. PainedKisser bir o tarafa bir bu tarafa rujunu uzatıp duruyordu. Bizimkilere döndüm ve başımla işaret verdim. Onlarda başlarıyla beni onayladılar. PainedKisser'ın olduğu kata çıktık. Yavaş ve sessiz adımlarla ona doğru ilerledik.
"3... 2... 1... Şimdi!" dedim ve Nino ile Bay Tom PainedKisser'ın kollarını tuttu. Myléne'de akumayı yakalamak için çantasından bir poşet çıkardı.
"Aaah! Bırakın beni!" diye bağırdı PainedKisser. Kollarını tutan ellerden kurtulmak için çırpınıyordu. Ben tam ruju alacakken öyle bir şey yaptı ki neye uğradığımı şaşırdım. Çarpık bir şekilde sırıttı ve:
"Hüzün." dedi ve zorla elini bana çevirdi. Rujun bana değmesine 2 santimetre kalmıştı ki Bay Tom beni itti. Ne yazık ki ruj Bay Tom'un eline değdi. Bay Tom'un dudağı maviye döndü ve ağlamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
With Or Without The Mask: The Mask Serisi 1
Fanfiction06.05.2016 ~ 16.09.2016 Chat Noir leydisini kucağına alıp arkasında üç mucize sahibiyle çıkışa doğru ilerledi. -Kim olursan ol Hawk Moth, leydime yaptıklarını yanına bırakmayacağım. Seni kendi ellerimle mezara gömeceğim. Yaptıklarını sana ödeteceğim...