20. Bölüm: Kalbimdeki Ağrı

3.7K 240 230
                                    

"Orada olduğunuzu biliyorum." Chat ile aynı anda sesli bir şekilde yutkunduk ve hızlı adımlarla geriye gittik. Yavaş bir şekilde bize döndü. Dudağının sağ kenarı kıvrılmıştı.

"Onları buraya getirdiğin için teşekkür ederim, Yazar-chan."

"Ne!?" diye şaşkınlıkla haykırdık üçümüz aynı anda.

"Ben onları buraya senin için getirmedim!"

"Hayır, sana onları buraya getirmeni istemiştim. Sen de görevini yaptın." Chat Noir benden birkaç adım uzaklaştı. İkisi de saldırı pozisyonunu aldı. Bense şaşkınlıkla hala Hawk Moth'a bakıyordum.

"Hayır. Hayır, bana öyle bir şey demedin. Ben-" O anda kafama dank etti. "Kız sinsiii... Kız yılaaaan... Kız şeytaaaaaaan! Sen bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorsun, değil mi?" dedim her cümlemden sonra işaret parmağımı sallayıp ona doğru birer adım atarken. Sinsice güldü.

"Sandığımdan daha akıllı çıktın." dedi Hawk Moth. Bu sefer Ladybug ve Chat Noir Hawk Moth'a saldırmak için hazırlanıyorlardı. Ladybug,

"Şimdi!" diye bağırdı ve o odanın etrafındaki demirlerden yardım akarak odanın tepesine çıktı. Chat Noir ise pençelerini çıkarmış Hawk Moth'a doğru koşuyordu. ((ŞARKIYI BAŞLATIN))

Ben de başta afallamış, sonra hemen kendimi toparlayıp hızla çantamdan bir kalem çıkarmıştım. Havaya yazı yazarken dışımdan da yazdığımı okuyordum.

"Hawk Moth felç o- Ah!" Birden tekrar bütün vücudum zangır zangır titremeye başladı. Ellerimi ve bacaklarımı kıpırdatamıyordum, vücudumu kıpırdatamıyordum. Aniden kapattığım gözlerimi zorlukla açıp Hawk Moth'a baktım. Sol elini bana doğru uzatmıştı ve yavaş yavaş elini yumruk haline getiriyordu. Elini kapattığı her saniye canım daha çok acıyor, çığlık atıyordum. Yüzündeki şeytani gülümsemeyi de unutmamak gerekirdi.

"Bırak onu!" diye bağırdı ve pençelerini Hawk Moth'a doğru savurdu Chat. Zorlukla,

"Chat, yap...ma..." diyebilmiştim sadece. Ancak sesim bir inilti gibi çıktığı için ne dediğim anlaşılmıyordu. Hawk Moth başını bile çevirme ihtiyacı duymadan Chat'in ona doğru hızla gelen elinin kolunu kavradı ve yavaşça başını çevirip korkunç bir şekilde Chat'e baktı. Hala beni kontrol ediyordu. Chat'in alnında boncuk boncuk terler oluşmaya başlamıştı. O sırada Ladybug yoyosunu Hawk Moth'un beni kontrol eden eline fırlattı ve kola doladı. Ancak bu canımı daha çok acıtmıştı çünkü Hawk Moth beni kontrol etmekten vazgeçmemişti. Ladybug panikle yoyosunu Hawk Moth'un kolundan kurtardı.

"Ö-Özür dilerim!" diye seslendi bana. Hawk Moth Chat'i kolundan tutarak havaya kaldırdı ve onu yere fırlattı.

"Chat!" diye bağırdı Ladybug. Ben ise hiçbir şey söyleyememiştim. Hawk Moth bana döndü. Elini yumruk yaptı. Dizlerimin üstüne düştüm. Felç olmuştum resmen, kıpırdayamıyordum. Nefes almakta da zorlanmaya başlamıştım.

Ladybug panikten ne yapacağını şaşırmıştı. Bir acı içinde kıvranan bana, bir de yerde yatan Chat'e bakıyordu. Hemen Chat'in yanına koştu ve onu ayağa kaldırdı. Ben de zorlukla Ladybug'a,

"L-Ladybug... A-Akuma... Aku... mamı... iyi... leştir... Çantamda..." dedim kesik kesik nefesler alarak. Ladybug'ın gözleri dolmuştu. Yoyosunu yerde duran boya kutusu şeklindeki çantaya fırlattı. Ancak Hawk Moth Ladybug'dan daha hızlıydı, bastonuyla yoyonun önünü kesti ve yoyoyu bastona doladı. Bastonu aniden çekmesiyle Ladybug yere kapaklandı. Malesef yoyosu bastonda asılı kalmıştı. Hawk Moth yumruk yaptığı elini hızla duvara doğru savurdu ve ben de duvara kapaklandım.

With Or Without The Mask: The Mask Serisi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin