"S-Seni seviyorum, Marinette." Ve birden yağmur yağmaya başladı. Neden böyle anlarda? Neden... Marinette'in bunu duymasıyla gözlerinin dolması bir oldu. Sevdiği çocuk, sonunda hislerine karşılık vermişti. Bütün bir yıl bu anın hayalini kurmuştu. Peki neden şimdi bu an onun için bir kabus gibiydi? Evet, hep bu anın hayalini kurmuştu. Ama hayalindeki an böyle değildi. Yanaklarının ıslandığını fark etmesiyle kendine geldi. Adrien henüz gözlerini açmamıştı. Sanırım Marinette'in vereceği tepkiden korkuyordu. Ama Marinette cevap veremedi. Sağ gözünden bir damla düştü ve çenesine kadar süzüldü. Göğsü tıkandı. Sesli bir nefes aldı. Adrien bunu fark edince endişeyle gözlerini açtı.
"M-Marinette?" Marinette Adrien'ın sesini duyunca daha şiddetli ağlamaya başladı. "Marinette..." Adrien rahatlaması için Marinette'e sarıldı. Bu sefer Marinette'in ağlayışı iyice şiddetlendi ve Marinette de sıkıca Adiren'a sarıldı. Adrien eliyle Marinette'in sırtını sıvazladı.
"Marinette, lütfen ağlama. Sakin ol." Ama işe yaramıyordu. Marinette hıçkırarak daha da şiddetli ağlıyordu. Yaklaşık beş dakika boyunca öyle kaldılar.
"Nino... Bu... Bu... Çok güzel..." diye fısıldadı Alya, Nino'ya. Evet, gitmemişlerdi. Çalılıkların arasına saklanmış onları izliyorlardı ve bundan Marinette'in de Adrien'ın da haberi yoktu. Alya mutluluktan ağlıyordu.
"Uh, Alya? Sen ağlıyor musun?"
"H-Hayır. G-Gözüme çalı kaçtı."
"Ha, peki."
"Tabi ki de ağlıyorum aptal! Baksana sonunda ikiside birbirlerinden hoşlandığını itiraf ettiler. Ama onları tam duyamıyorum." dedi Alya ellerinin tersiyle gözlerini silerken. Sonunda Marinette ve Adrien sarılmayı bıraktılar. Marinette'in ağlaması sona ermişti.
"Daha iyi misin?" diye sordu Adrien. Marinette başını olumlu bir şekilde salladı. Artık Adrien'a bir cevap vermesi gerekiyordu.
"Adrien, b-ben... Ben..." Rahatlamak için bir nefes aldı. "Ben, bunu yapamayacağım." dedi ve gözyaşları tekrar boşalırcasına ağlamaya başladı.
"N-Neden?" diye sordu Adrien. "Şş, ağlama." dedi ve Marinette'in yüzünü avuçlarının arasına aldı ve baş parmağıyla gözyaşlarını sildi.
"B-Ben buna hazır d-değilim." dedi hıçkırarak Marinette. "Ö-Özür dilerim..."
"Tamam, ağlama artık. Lütfen... Lütfen ağlama." dedi ve sevdiği kıza sarıldı. Genç kızda Adrien'ın sarılışına karşılık verdi. Marinette sevdiği çocuğun, Adrien'ın kollarında ağlıyordu. Adrien da sevdiği kızın başını okşuyor ve kokusunu içine çekiyordu. Onun da gözleri dolmuştu. Marinette'i ne kadar üzmüştü. Eğer Eiffel Kulesi'nde iken söylediklerini geri alabilseydi... Belki o zaman Marinette mutlu olurdu. Belki şu anda çıkıyor olurlardı.
"Üzgünüm..." diye fısıldadı Marinette.
"Sorun değil, ağlama artık. Gerçekten, anlıyorum. Aslında haklısın. Dün orada olanlardan sonra tereddüt etmen çok normal. Lütfen daha fazla üzme kendini." dedi Marinette'in kollarından ayrılırken. Marinette'in ağlayışı hafiflemişti. Adrien'ın da ağladığını görünce az kalsın tekrar ağlayacaktı.
"Amma sulu göz çıktım." dedi eliyle kendini yelpazelerken Marinette. Adrien da Marinette'in bu haline güldü. Elini Marinette'e uzattı.
"Dost muyuz?" dedi ve dostça gülümsedi. Marinette de gülümsedi ve Adrien'ın elini sıktı.
"Dostuz." dedi. Bir süre öyle bakıştılar. Daha sonra da sarıldılar.
"Bir dakika, bunlar niye ağlıyor?" diye sordu Alya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
With Or Without The Mask: The Mask Serisi 1
Fanfiction06.05.2016 ~ 16.09.2016 Chat Noir leydisini kucağına alıp arkasında üç mucize sahibiyle çıkışa doğru ilerledi. -Kim olursan ol Hawk Moth, leydime yaptıklarını yanına bırakmayacağım. Seni kendi ellerimle mezara gömeceğim. Yaptıklarını sana ödeteceğim...