Safir'in Güncesi

4.3K 314 22
                                    

SÖYLERSEM YAZIK OLUR...

1 Aralık, 2015

Bu sabah, penceremden sızan güneş ışınları, kapalı göz kapaklarımda dans ettiğinde dilime bir şarkının dizeleri dolandı. Şöyle diyordu; Bu insan cennette mevlaya küsen değil mi?.

Cennete sırtını dönen ilk insan ben değildim oysa. Ama günahımı da hor göremem. Bana verilen canı Azrail'den önce almaya kalkıştım. Evet; kendimce sebeplerim vardı, bu da bir müdafaa değil. Ben, bedenim kadar ruhumda ıstırap çekmesin istedim. Oldu ya bitti ye getirip, aklımca sonumu kurşun kalemle yazım. Takdir yüce Allah'ın ki yazdığım finali uygun bulmadı, baştan ayağa değiştirip 'hadi sil baştan başlıyoruz, henüz kapanış perdesine zaman var' dedi. 

Sıfırdan başlamak demek olan hediyemi nasıl karşılamalıyım bilmiyorum. Geri çevirmek elimde değil, içten içe tüm irademle istiyorum bu janjanlı paketi. Peki ama ayaklarımın dibine bırakılan bu ikinci şansın manası ne, bunca uğraşın ulaşacağı hedef nedir ? 

Kazılacak iki mezardan birisi boş kaldı, diğerineyse kalbini çaldığım kadını yerleştirip üstüne kimselerin dokunamayacağı toprağı serptiler. Muhtemelen hiç görmediğim, bir kez bile İstanbul sokaklarında, vapurda, metroda yanımdan geçmeyen bir kadının en değerli hazinesini emanet aldım. Sağlıkla atan kalbi kimleri sevip bağrına bastı acaba, kimlere yurt oldu, kimler tarafından ezilip kırıldı?

Dün gece yine aynı rüyanın izinde, koştum durdum. Son bir haftadır iyiden iyiye sıklaştı, başlardaki bulanıklık, karıncalı objeler, pusuya yatırılmış nesneler ve sırtı bana dönük suret cisimleşti gözlerimin arasında.  Kendimi göremiyordum, ama biliyordum o sırtı bana dönük olan kişinin içinde bir yerde sıkışıp kalmıştım. Bulanık bir su birikintisinde dalgınca elini oynatıyordu. Parmaklarına bulaşan nemi, puslu suya yansıyan berrak şekilleri seçebiliyordum.

Mandalina çiçekleri takılıydı saçlarına, üzgün ve halsizdi.

Buhranlara gark olmuş zihninden geçenler, birebir düştü kırık parmaklarımın arasına. Başının yan tarafından oluk oluk akan zift, yapışkan ve canlıydı. Lâl dilindeki suskun yardım çığlıkları, makamı unutulan fasıl taksiminin peşreviydi.

Kalbinden geçen duygu emaresi 'Özlem' nakaratıydı. Sözleri anlamsız, tadı buruk. Bunları unutmamak için yazıyorum, o kadına rüyalarım aracılığıyla borçluydum. Kimliğini, neci olduğunu bilmesem de bana bıraktığı emaneti şahitti varlığına.

Ahde vefa hissettiğim kadının, benden ısrarla istediği şey -Gel, gel sahibimi bul- diye tekrarladığı isteği çözemiyordum.

Kime anlattıysam uyduruk bir rüya olarak tanımladı gördüklerimi. Ruhumun huzursuzluğuna, beynimin kabullenmediği organa attı suçu. Kafayı sıyırdığımı düşünüyorlar, en çokta Doktor Gökhan. Anlattığım kadarını anlamıyorlar. Gözlerim kapandığında, şuurum özgürleştiğinde büründüğüm iki kişilik sığınağın darlığını. O bendim, ve dahası o bambaşka biri. Yazık etmek istemediğimden söylemedim acısını, hissettiği pişmanlık her hücresine, tüm sinir uçlarına, kılcal damarlarına sinmişti.

Yardım dileniyordu benden, yalvarıyordu aciz bedenime sanki elimden geleni sakınacağımdan korkarak. Derdi neydi, inanç duyduğu özrü kim için can buluyordu düşler diyarımda. Aidiyetlik bağına yüksünmeyişi, rahatça gidemediği ebediyetin refahı hangi sırra bulaşmıştı ?

Bir başkası hayra yoramazdı rüyalarla bana ulaşan bu hazan yağmuruna benzeyen kadının arzu ve isteklerini.  Yönlendirmeye çalıştığı şahıs kimdi, faydam dokunur muydu ona?

Bilemiyorum. Peşimi bırakması için defalarca konuşmaya çalıştım, tek bedende sıkışan ruhlarımızla ilintiydik. Beni duyduğunu biliyordum; sorularıma cevap verme nezaketini göstermeyişine alınmadım, öyle canhıraş bir ağrı, öylesine şiddetli bir acı hissediyorduk ki sıkıntımız bir, üzüntümüz ortaktı.

Ne pahasına olursa olsun susturacağım feryatlarını !

Şu kalem tutan elim, şu an yazdığım satırlar kurur kurumaz birincil önceliğim o kadındır.

Dinmeyen, onu toprak altında dahi eziyet veren özrünü sahiplenecek, mesken edindiği yerde rahatça uyumasını sağlayacağım.

İsteğini, benden yana dileğini kendi görevim addedeceğim...

Bölümde geçen şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim, muazzam bir şarkıdır :)

KEYİFLİ OKUMALAR, İYİ GECELER CANLAR :)))))))

AKKOR (Arş-ı Aşk) Kitap oldu!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin