İKİ - SİGARA

1.7K 127 35
                                    

İnsanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.
- Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Stefan Zweig

"Hadi Chanch, bu kadar yorgun görünme. Daha gün yeni başlıyor!"

Saatin öğleden sonra bir olduğu düşünülürse Dinah'nın bunu söylemesi epeyce ironikti. "Elimde değil," derken çantasını yine omzuna taktı Camila, "edebiyat dersleri beni yoruyor." Dinah gözlerini devirirken pastel sarı renge boyanmış duvara yaslandı ve bir sigara yaktı. "Okulun içinde sigara içmemen gerekiyor."

"Eğer yaptığım her lanet olası şeye  söylenip bütün kurallara uyacaksan liseden üniversiteye geçmenin hiçbir anlamı yok, Camila." Camila rahatsızlıkla iç çekti. Ardından Dinah'nın elindeki paketten bir sigaraya uzandı. "İşte benim kızım. Bu akşam Normani'yle takılacağız, gelecek misin?" Camila, Normani'nin adını duyduğu anda bütün bahanelerini kenara bırakmıştı ancak Dinah sigara paketini çantasına koyarak ekledi. "Gelecek misin derken, geleceksin demek istedim."

Camila saati kontrol etti, üç dakikası kalmıştı. Bayan Anderson'ın sınıfına koşması, hatta uçması gerekecekti. Sigaradan birkaç fırt çekip izmariti çöpe atmak istiyordu ancak Dinah'nın dikkatli bakışları üzerindeyken bunu yapamazdı. "Olur, gelirim. Ne yapıyoruz?" Dinah ciğerlerine çektiği zehirli dumanı havaya üflerken Camila bu sigaranın bitmesi için neredeyse dua edecekti. Dinah'nın yargılayıcı ve küstah davranışlarından daha kötü bir şey varsa o da zorla içtiği sigaralardı.

"Mani piknik yapmak istiyor, büyük ihtimalle sahile ineriz. Lanet olası Normani ve onun tuhaf otantik zevkleri." Camila gülümseyecekti. Neredeyse. Çünkü Normani'yi sevdiği gibi onun tuhaf otantik zevklerini de seviyordu. "Ona Liam'ın mekanına gidebileceğimizi söyledim ama bana "Ah, D, bu akşam da bira içmek zorunda kalmak istemiyorum," dedi." Camila şaşırmamıştı. Normani bu tip ortamları sevse de aslında içmeyi sevmezdi. (Kafka adına, henüz 19 yaşındaydılar, içki içmeleri bazı mekanlarda hala yasal bile değildi! Dinah'nın bu konudaki ısrarı iki kızı da mahvediyordu.)

Dinah sigarasını bitirip yere attığı izmariti ayağıyla ezdi. "Her gün içmek istemiyor olabilir China. Hepimizde senin dayanıklılığın yok." İltifat etmek Dinah'nın susmasını sağlamanın en kısa yoluydu. "Siktir, derse geç kaldım," dedikten sonra yarısı içilmiş sigarayı söndürüp yere attı. "Gitmem gerek, sonra konuşuruz!"

"Akşam bizi ekersen Louboutinler'im üzerine yemin ederim ki sana hayatımın sonuna kadar tavukcuk diye sesleneceğim!"

"O nasıl bi' lakap be?" diye yanıtladı Camila kampüsün yan kanadına koşarken. Bir yandan da istemsizce küfrediyordu çünkü epey geç kalmıştı. Zaten Bayan Anderson'ın bir sürü dersini ekmiş ve verdiği görevleri elinin ucuyla yapmıştı, daha fazla dersi kaçırmak istemiyordu. (Dürüst olmak gerekirse derse girmekten kaçınmasının nedeni hiçbir şey yazamamasıydı. Yaratıcı Yazarlık dersi hiçbir şey yazamıyorsanız oldukça zordu.)

Sınıfın kapısını çalıp içeri girdiğinde herkes başını masaya eğip bir şeyler yazıyordu. Yaratıcı Yazarlık dersine giren çoğu öğretmen ve profesör öğrencilerin bilgisayarlarında yazmalarına izin veriyordu ancak Bayan Anderson elde yazılan yazıların çok daha duygu dolu olduğunu savunuyordu. Bu kadının ciddi problemleri vardı. Ama Camila içeri geldiğinde bakışlarını kaldırmadı, bu genç kızın tüm gün boyunca başına gelen en iyi şeydi.

Yerine oturduğunda Normani bakışlarını Camila'ya çevirmişti. Camila onun çikolata rengi gözleri altında tamamen erdiğini hissetti. Aptal liseli bir aşık gibi sırıtmasına ramak kalmıştı. "Hiç gelmeyeceksin sandım," dedikten sonra kıkırdadı siyahi kız. Senin için her yere gelirim, demek istedi Camila. Çünkü Normani kısmen onun bu derse gelme sebebiydi, kısmen de bu dersi ekme. Normani'nin büyüleyici güzelliği Camila'ya acı veriyordu.

mona('s) lisa ☆ camrenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin