DOKUZ - LİSA'YI SEVMEK (I)

1K 99 84
                                    

Ben seveni olmayan bir aşığım. Sevilesiyim, yalnızım ve derince kendime aidim.
- Warsan Shire

yedi bin dört yüz seksen dakika kala

Lisa kimdi?

Camila saatlerdir bunu düşünüyordu. Kucağındaki laptop artık onun için bir ağırlık haline gelmişti çünkü ne yazması gerektiğini bilmiyordu. Mona gibi cesur, özgüvenli, ayakları üzerinde durabilen kızlar hangi tip kızlardan hoşlanırdı? Büyük ihtimalle en az kendileri kadar özgüvenli, dürüst, iradeli ve karakteristik anlamda güçlü kişilerden. Camila kendi düşüncelerinde boğulurken kapı sesiyle gerçekliğe döndü. Annesi büyük ihtimalle yemek yapıyor veya örgü örüyor olduğundan iç çekerek kapıya gitti.

Kapıyı açtığında karşısında beklediği son kişi duruyordu. "Lauren, sen..." Karşısındaki kızın üzgün ve gergin ifadesi kendi gerginliğinin de artmasına neden oldu. Lauren evini nereden bulmuştu, Gurur ve Önyargı aşkına?!

"Benimle çık, Camila. Lütfen."

Camila ne yapacağını bilmeyerek kapının dışına çıkıp kapıyı kapattı. "Lauren, aklını mı kaçırdın?" Evet, Lauren'la yakınlaşmak istiyordu ama bunun kendi kontrolü altında olmasını tercih ederdi. Aynı zamanda Lauren yaşadığı yeri gördüğü için utanıyordu. Ufak apartmanın kapıcı dairesinde yaşayan yazar kız. Camila yutkundu. Artık Lauren'a karşı da kendisi gibi davranamayacaktı çünkü Lauren onu bu perişan yerde yaşayan çürük ruhlu kız olarak hatırlayacaktı. "Lauren, bana ne demeye çalıştığını açıkla!"

"Birisine ihtiyacım var Camila, sadece bu geceliğine, lütfen. N'olur bu geceliğine sevgilim ol." Lauren'ın sesindeki çaresizlik Camila'nın tüylerini ürpertti. Kızın gözleri dolmuştu ve şu an bulundukları durumu düşünürsek Camila da ağlamaktan fazla uzak değildi.

Beyaz tenli kız tereddütle Camila'nın bileklerini kavradı. "Niye?" diye fısıldadı Camila. "Niye ben?"

Lauren'ın gözlerindeki yalnızlığı ve acıyı gördü. "Çünkü senden başka kimsem yok." Üstlerine çöken sessizlik boyunca Lauren, Camila'nın ellerini sıkıca tutmaya devam etti. Tam Camila bir şeyler diyecekti ki dairelerinin kapısı açıldı. Sinu karşısında duran iki kıza bakarken kaşlarını çattı. "Bayan Cabello..." dedi Lauren sanki ortamdaki gerginliği azaltabilecekmiş gibi.

Sinu ise sadece kızına ve onun ellerini hala tutmakta olan diğer kıza baktı. "Yazıklar olsun sana," dedikten sonra kapıyı çarptı.

Kapı kadının uyguladığı şiddetle resmen sallanırken Camila büyük ihtimalle kirli olan zemine çöktü ve Lauren'ın varlığını görmezden gelerek başını bacaklarına gömdü. "Ondan nefret ediyorum!" diye bağırdı ardından çatlayan sesiyle. "Beni olduğum gibi kabullenemediği için ondan nefret ediyorum! Bana annelik yaptığını zannettiği için ondan nefret ediyorum! Babam olacak o şerefsiz yüzünden eskiden olduğu kadını yok etmesinden nefret ediyorum!"

Lauren ne yapacağını bilemeyerek kızın yanına çömeldiğinde ağlıyordu. Birisinin bu kadar üzgün ve öfkeli olduğunu görüp o kişiye yardımcı olamamak işkenceydi. Bu yüzden Lauren kolunu Camila'nın omzuna attı. Diğer kız kendisine tepki vermeyip ağlamaya devam ettiğinde Lauren ona biraz daha yaklaştı. "Seni bir gün kabul edecek Camz," dedi yumuşak bir sesle.

"Öldüğümde cesedimi Cabellolar'ın yanına gömerse şaşarım."

Camila bir süre boyunca daha ağladı. (Lauren o ağlarken kalbinin parçalandığını hissetti çünkü Camila hıçkırmadı veya herhangi bir ses çıkarmadı. Bütün duyguları gibi üzüntüsünü de saklamak için sessizce ağlamayı öğrenmiş olması Lauren'a tarifsiz bir şeyler hissettirdi.) "Sen... Sen annenin gördüğü kızdan daha fazlasısın Camila." Sözleri sanki kokuşmuş bir apartmanın kapıcı dairesinin önünde oturmuyorlarmış ve sanki Lauren beş dakika önce Camila'ya çıkma teklifi etmemiş gibi yumuşak ve yatıştırıcıydı.

mona('s) lisa ☆ camrenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin