DÖRT - KORKU

1.2K 102 42
                                    

"Eğer seni özlediğimi söylersem kulağa içten gelir mi?"

Lauren iki şeyi unuttuğunu fark etti. Birincisi: Ally cidden güzeldi. Beline kadar gelen dalgalı sarı saçları, bir yıldız kadar parlak olan kahverengi gözleri ve biçimli, ufak vücudu. Lauren ona bir sanat eseriymişçesine bakıyordu. Kendisini parçalamasına rağmen mükemmel bir sanat eseriydi Ally, aksini söylemek aptallık olurdu. İkincisi ise Ally'nin ses tonu ve gülüşünün ne kadar rahatlatıcı olduğuydu. Lauren kendisini aldatan eski sevgilisiyle yemeğe çıktığını unutmuştu bile.

"Sanırım gelmemesi gerekir," derken sesi her zamanki gibi alçaktı ancak cevabı Ally'nin gülümsemesini yok etti. "Ama sıkıntı değil. Buradasın ve benimle bir akşam yemeği yemek istiyorsun, neyin içten olup olmadığı fark etmez." Bunun üzerine ufak kız kıkırdadı ancak çıkan ses neşeden değil de acıdanmış gibiydi. Lauren buna inanmak istemedi. Ally'nin acı çekmesine neden olduğunu düşünmek istemedi. "Bunları düşünmeyelim, n'olur."

Ally gerginlikle yutkunurken cılız bir garson yanlarına geldi. "Bugün size nasıl hizmet edebilirim, mademoiselles?" Pahalı bir Fransız restoranındaydılar. Ally imzaladığı ilk sözleşmeyi kutlamak istemişti -hem de Lauren ile. İkili siparişlerini verdikten sonra (aslında Lauren'ınkini Ally vermişti çünkü bütün yemeklerin süslü Fransızca isimleri vardı ve Lauren hayatta ne diyeceğini bilemezdi.) Ally masaya getirilen beyaz şarabı açmış ve iki kadehe de doldurmuştu.

"Bunu özledim," diyerek konuşmaya devam etti Ally. Lauren her zamanki gibi sessizdi, hem ne diyeceğini bilemiyordu, hem de dedikleriyle bu akşamı batırmaktan korkuyordu. "Eskiden gece boyunca seninle sohbet ederdik. Hatta bazen hiç uyumazdık bile, sana ertesi gün yorgun olup olmadığını sorduğumda bana buna değdiğini söylerdin." Işık loş olduğu için Lauren, Ally'nin kendisine mi yoksa önündeki muma mı baktığını anlayamıyordu. "Keşke hala öyle olabilsek."

Keşke, diye geçirdi içinden Lauren. Ama bir yandan da Ally'nin başka birisini tercih ettiğini hatırlıyor ve aralarının asla eskisi gibi olmayacağının farkına varıyordu. Eskiden Ally ve Lauren isimleri peş peşe kullanılırdı. 'Biz' vardı. Şimdi ise Ally ve Lauren aynı cümlede bile geçmeyen iki farklı isimdi. 'Ben' ve 'sen'. 'Biz' değil. "Olamayız," dedi ardından. Sonuçta bu ikisinin de bildiği bir gerçekti ve bunu göz ardı etmek iki kız için de iyi olmazdı.

"Biliyorum," diye mırıldandı Ally. Parıldayan güzel kahverengi gözleri hayal kırıklığı ile kaplanırken Lauren işlerin başka şekilde ilerlemiş olmasını diledi. Bunu, Ally ile birlikte olmayı, istiyordu ama... Ama bu şekilde değil. Birkaç yıl önceki Lauren, 21 yaşındaki kendisi ile 24 yaşındaki Ally'nin pahalı bir Fransız restoranında yemek yediğini sadece birlikte olmaları koşuluyla hayal edebilirdi. "Ama düşündüm ki, belki en azından arkadaş kalabiliriz. Arkadaşım dediğim kişilerin çoğunluğundan daha uzun bir süre yanımda kaldın. Bu çılgın serüvenimde de yanımda olmanı istiyorum."

Lauren için bütün bunlar o kadar tanıdıktı ki; Ally'nin samimi ses tonu, kibarca kıvrılan dudakları, sakin nefes alıp verişleri. Ellerini uzatıp Ally'ninkileri tutmamak için derin nefesler aldı. Artık Ally'nin elini istediği gibi tutamaz veya onu öpemezdi. Ally'nin yumuşak dudaklarını bir daha asla hissedemeyecek olmak onu daha önce pek üzmemişti çünkü sonuçta öpülecek başka kızlar da olacaktı ancak o kızlardan hiçbiri Ally gibi gözlerinin dolmasına neden olmayacaktı. "Bunu ben de isterim," derken söylediklerinin fazla iddialı veya kaba olmamasına fazladan özen gösteriyordu.

"Benden bahsetmeyelim, bana biraz neler yaptığını anlat. Hala resim yapıyor musun?" Lauren cevabın ne olması gerektiğini biliyordu. Evet, resim yapıyorum. Yaptığım resimler ne bana ne de geçimimi sağlamama yardımcı oluyor. Ah ayrıca artık ailem ve çocukluk arkadaşım benden nefret ediyor ama sıkıntı değil çünkü zaten kim benden nefret etmiyor ki?

mona('s) lisa ☆ camrenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin