Nefret de bir aşktır...
Aşkın olumsuz halidir...
Kalbi almıyordu izayanın.
İçi kanıyordu sanki .
Bu öylesi bir tiksinti öylesi boktan bir histi ki kendine bakmaya tahammül edemiyordu .
Ya frida ve diego gibi olursa sonları ?
Hep onlara benzetirdi aşklarını ...
Başlarına ne gelirse gelsin yine beraber olacaklarına inanırdı ...
Aralarına kim girerse girsin !
Ya bu kabus gibi geçen gecenin sonunda shizu ondan nefret etmeye başlarsa ne olacaktı ?
Ya bunu sadakatsizlik sayar ve ondan uzaklaşırsa ne yapacaktı ?!
İzaya yaşayamazdı .
Yapamazdı .
Olmazdı .
Eğer shizu izayaya dokunmayacak kadar ondan nefret ederse nefes bile alamazdı .
Öteki türlüsü daha da kötüydü.
Şimdi izaya bu kirli bedenle nasıl yaşayacaktı ?
Shizu onun yüzünden kirlenirse ne yapacaktı !
Aklına o kadının zevk iniltileri geldikçe midesi dönüyordu sanki .
İzayaya zorla ilaç vermişlerdi.
O kadını arzulamamıştı ama günlerdir aç olan bedeni ilaçlara karşı koyamamıştı.
Ellerini kollarını bağlamış ve o lanet olası mavi haplardan vermişlerdi.
Kadın zorla üzerine çıkıp kendi kendini tatmin etmişti.
Günlerdir güçlü bir tutum sergileyerek düşmanlarını yıldırmaya çalışan çoğu kişinin gözündeki tanrı shizuya ihanet ettiği düşüncesi ile çocuk gibi ağlamaya başlamıştı.
Ağzına bağladıkları şeyi kopartıp kadını üstünden itmek için deli gibi çırpınmıştı ama boşunaydı.
Kadın izayanın üzerinde küçük küçük kesikler açıp resmen kanını emmişti.
Kanı bile kirliydi artık.
Kadının ne zaman odadan çıktığını veya ne zaman o kas yığını adamların onu çözdüğünü bilmiyordu izaya.
Uyandığında çözülmüş ve yatağa fırlatılmış bir haldeydi.
Öz güveni yerle bir olmuştu.
Artık bu beden shizuya ait değildi.
Aklına gelen fikirle şimşekler çaktı izayanın tepesinde .
İstemiyordu .
Ne olursa olsun shizunun bu bedene dokunmasını istemiyordu .
O zaman o da bu bedeni ortadan kaldırırdı !
İçine dolan iğrenç duygularla çığlık atmaya başladı izaya .
Üzerine sonradan tekrar giydirilen kıyafetleri parçalarken bir yandan da keskin her hangi bir şey arıyordu .
Bileklerini kesip onu bu bedenden kurtaracak her hangi bir şey !
Dışarıdan kurşun sesleri geliyordu ama onun umurunda bile değildi .
Lanet olsun dedi kendi kendine .
Şu s*kik metallerden birisi burada olsa ne olurdu sanki .
Bir işi kolay olsa şaşardı zaten !
Sesler azalıp bir süre sonra sonlandığında izayanın çığlıkları yankı yapmaya başlamıştı.
Kimse ama hiç kimse umurunda değildi .
Yankılanan çığlıkları ve tırnakları ile bedenini parçalayan elleri ona sarılan kocaman kollar ile durmuştu.
Bu kokuyu biliyordu .
Hemen ittirmeye çalıştı elleri ile ...
+GİTT . BEN KİRLİYİM KİRLENMEDEN GİT BURADAN !
-sen kirli değilsin sevgilim .. sen kirlenemezsin .
+GİT TANRI AŞKINA SANA DA KİRİMİ BULAŞ-...
Shizu yaşlı gözleri ile kolları arasında bayılan kocasını kucakladı ve bu lanetli fabrikadan çıkmak için hızlandırdı adımlarını .
Kirlenemezdi ki o .
Arkalarından koşarak gelen shinra ekibe burayı incelemelerini söylemiş ve paldır küldür kollarında izayayı taşıyan shizunun yanına gelmişti.
Shizunun dalgın bakışları. Shinrayı korkutuyordu .
İzaya uyanana kadar uzun geceler onları bekliyordu.
Shizu beklerdi.
Ömrü bitse yılları tükense yine beklerdi onu .
Binlerce kez lanet okudu onu kaçıranlara .
''Döktüğün her bir damla göz yaşı için çok yakacağım canlarını izaya...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uffacık Bir Shizaya Meselesi -.-
Random*- Alış artık izaya kendi oğlunu kıskanamazsın !.! ^- Kim miş o kıskanan ... heyyy cüce çek ellerini kocamın üstünden. !.!.