Shinra bütün gün izayadan sarışın olanı dinlemiş ve gece yarısına doğru kendisini zar zor yatağa atmışken çalan telefonuna en içten dilekleri ile sövdü .
×Alo? Umarım bu saatte aramak için geçerli bir sebebiniz vardır...
-İyi günler bayım ben mandolino hastanesinden arıyorum. Bay hewajimanın nesi oluyorsunuz?
×Arkada...şıyım . SHIZUNUN NESİ VAR TANRI AŞKINA! Susmasana be adam !
-Sakin olun ve yakınlardaki bir yere oturun lütfen. Bay hewajima bir kaza geçirdi ve durumu kritik buraya gel-..
×Ne kritik nasıl kritik ne oluyor lanet olsun ! Tam anlatsana şunu be adam !
-Çapraz şeride giren bir kamyon ile kaza yapmışlar.Hatalı olan onda 9 karşı taraf ama bay hewajima alkollü olduğu için narkozun etkisi zayıf. Buraya gelmeniz iyi olabilir.
×Lanet olsun ! Ne demek narkoz işe yaramıyor! Kocasını aradınız mı?
-Aradık ama ulaşamadık maalesef. Kendisi telefonu açmadı.
×Biz geliyoruz sakın sakın onun ölmesine izin vermeyin!
Shinra suratına kapatılan telefonu pek umursamadan yere fırlattı .
Koşarak izayanın yanına gitti ve istemeden de olsa bu ara yüzü hiç gülmeyen arkadaşına acıyan bakışlarla baktı.
Sonra aklına gelen şey ile buruk bir gülümseme belirdi dudaklarında.
Eğer shizu bu bakışları görmüş olsa elinden ölü taklidi yapsa bile kurtulamazdı .
Gerçi böyle bir trajedi yanlız izayaya yakışırdı zaten.
×İzaya... Uyan hadi .
+Shizu?
×yok o daha gelmedi... Yakın zamanda da gelemeyecek gibi duruyor zaten...
İzaya yavaş yavaş uykusunu dağıtırken bir yandan da konuşmaya devam ediyordu.
+Ne saçmalıyorsun shinra ...
Shinra boğazındaki derin yumruyu görmezden gelmeye çalışarak ona anlatılanları anlattı.
Bir yandan da kıyafetlerini değiştirmesi için dolaba yönelmişti .
Arkasını döndüğünde izaya orada değildi ve hemen ardından dış kapının sesi duyuldu .
Bu iki korku dolu adam nasıl oluyordu da dünyayı sallıyordu yıllar geçmesine rağmen halaa anlamamıştı.
Birisi ne zaman reddedilse depresyona giriyor diğeri sevdikleri ölmesin diye kendini paralıyordu .
Eline küçük bir bavul aldı ve shizu için bir iki şey hazırlarken bir yandan da celtye izayayı bulması için rica da bulundu.
Hastaneye doğru yola çıkmak için arabaya bindiğinde büyük babayı aramış ve çocukları oyalamasını söylemişti.
Dışarıda yağmur dolu dolu yağmaya devam ediyordu.
İzaya üzerindeki ıslak kıyafetleri ve su yüzünden şapır şapır ses çıkaran ayaklarını görmezden gelerek içinde kalan son güç ile koşmaya başladı.
Ayağı takılıp yere düştüğünde dizleri kanamaya başlamıştı.
Ellerine batan çakıl taşlarını silkeleyerek doğruldu ve nerede hata yaptığını düşünmeye başladı.
Hatayı nerede yapmıştı?
Hata yapan o muydu ?
Bu korkunç hisleri ne zaman son bulacaktı?
Savsaklaşan adımları ve boş midesi ile hastanenin bahçesine girdiği an bayılması çok da beklenmedik değildi.
Düşerken başını vurduğu için ağır darbe almıştı.
Hemen bir sedye geldi ve gerekli işlemler bitince baygın halindeki izaya başındaki kocaman yara ile yoğun bakıma alındı.
Yan yatağında ise narkoz işe yaramadığı için acıdan bayılan shizunun sargılar içindeki bedeni vardı.
İki aşık iki farklı dünyada aynı rüyayı görüyorlardı ...
Shizunun rüyasında...
Shizu çiçekler içinde yatmış olan izayayı mutlu mutlu izliyordu .İzaya ise ona aşkla bakan adama özlemle bakıyordu .
Gideceksin ama gitme der gibi...
İzayanın rüyasında ise roller değişmişti ve gideceğim ama üzgünüm bakışları ile ona bakan bir shizu ile göz gözeydi .
Onları uzaktan izleyen siyahlar içindeki adam ise telefondaki sese cevap verdi .
÷ işlem tamam patron. İkinci bir kazaya gerek kalmadı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uffacık Bir Shizaya Meselesi -.-
De Todo*- Alış artık izaya kendi oğlunu kıskanamazsın !.! ^- Kim miş o kıskanan ... heyyy cüce çek ellerini kocamın üstünden. !.!.