3

6.3K 220 44
                                    

Multimedya: Lexa Woods

"Ah hayır, teşekkürler."

Clarke yanakları utançtan kızarmış bir biçimde masaya doğru yürümeye başladı, en azından kulübün çok karanlık oluşu utancını bir nebze saklayabiliyordu. Deri koltuğa tekrardan oturdu, halen gözlerini bardaki kaslı adamla muhabbet eden kızdan alamıyordu. Bir şeyler çok tanıdıktı. Kahverengi saçın tonu, örgüler, vücut... Raven kafasını uzatarak Clarke'ın görüşüne soktu.

"Sanırım prenses birilerini beğendi?"

"Ne?"

"Bir süredir hipnozdasın." diye araya girdi Octavia, yüzünde hınzır gülümsemesiyle.

"Hayır, dalmışım biraz."

Bu sırada Costia barın köşesine yaklaştı, kahverengi saçlı kızın kulağına bir şeyler söyledi. Kız arkasını dönüp tam da Clarke'ın olduğu noktaya baktı.

"Hassiktir"

Büyük ve görkemli yeşil gözler direk Clarke'ın mavilerine ilişmişti. Yüzünde hiçbir tepki yoktu. Clarke'ın gözleri yine o "titremeli" hareketini yapmıştı, evet bu oydu, tüm dönem aynı derse girdiği ama ona çarpana kadar fark etmediği kız.

"Hadi Raven, Clarke'a istediğini verelim." Octavia ayağa kalktı ve Raven'ı da kolundan tutup hızlı adımlarla uzaklaştı. "Bekleyin, nereye gidiyorsunuz?" dedi Clarke, panikleyerek.

***

Clarke küçük kabinde dururken aklından geçen tek şey vardı. "O iki manyağın aklına uymamalıydım!" Kendi kendine söylenirken birden kapı açıldı. Aynı anda Clarke'ın ağzı da.

"Senin gibi zengin ve elit bir kızın burada ne işi olabilir?" Kahverengi saçlı kız girdiği kapıyı kapattı ve Clarke'a doğru yürüdü. Clarke refleksif olarak arkasındaki deri koltuğa oturdu, bir tarafı Octavia ve Raven'ı boğmak istiyor, diğer tarafıysa bu kızla konuşmak istiyordu. "Arkadaşlarımla... doğum günümü kutlamak için gelmiştik." Clarke yutkundu, gergindi ama bunu göstermek istemiyordu. "Anladım, doğum günü kızı. " Uzun deri ceketini birden yere bıraktı, üzerinde siyah iç çamaşırlarıyla kalmıştı. Altındaki küçük şort kalçasına kusursuzca sarılmıştı, üzerinde bir sütyen yerine sportif bir croptop vardı. Üst kolunda büyük bir dövme, sırtındaysa ondan daha büyük, dairesel desenleri olan bir dövme daha vardı.

"Ben Clarke."

"Kim olduğunu biliyorum, ben de Lexa. " Özgüvenli ve kendinden emin bir sesi vardı, gözleri Clarke'ınkilerden ayrılmıyordu. "Arkadaşların özel bir dans için para ödedi. "

"Öyle mi? " dedi Clarke. Aslında şaşırmamıştı, o ikisinin bunu yapacağı gayet tahmin edilebilirdi.

Lexa Clarke'a yaklaştı. "Dayanabilecek misin, zengin kız?"

Clarke sırıttı. "Göreceğiz. "

Şarkı çalmaya başladı. Lexa hafifçe sallanmaya başladı, yüzünde olup olmadığı bilinmeyen hafif bir gülümsemesi vardı. Hareketleri çok yavaş ve tutkuluydu. Clarke nefesini tuttuğunu dahi anlamamıştı, ölüyor gibi hissedene dek. Clarke derin bir nefes aldı, Lexa bacaklarını ayırarak önünde çömeldi, yeşil gözleri Clarke'ın mavilerinin peşini hiç bırakmıyordu. Çok, çok yavaş bir biçimde Clarke'ın bacaklarının arasında ayağa kalkmaya başladı. Neredeyse dokunacaktı. Ellerini karnında ve kalçasında gezdirdi. Clarke göğüs dekoltesine baktı ve gözlerini hemen geri çekti. "Bakabilirsin. Arkadaşların bunun için ödedi. " Lexa arkasını dönüp müzikle olan düetine devam etti.

Tekrar önünü Clarke'a döndü. Clarke'ın kucağında oturur pozisyonda durdu fakat hiçbir temas yoktu. Göğsü tam Clarke'ın önündeydi, biraz daha eğildi. Clarke'ın nefesini göğsünde hissedebiliyordu. Kulağına eğildi ve "Çıkartmamı ister misin?" diye fısıldadı. Clarke bir saniyeliğine düşündü, bunu düşünmesi bile harikaydı. Kafasını salladı. "Üzerinde kalsın, lütfen". Bu her şeyden çok bir yalvarma gibiydi, Clarke içindeki yangını hissedebiliyordu.

stripper (girlxgirl clexa au)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin