1

7.7K 238 51
                                    

Multimedya: Clarke Griffin

Clarke Griffin bugün 21 yaşına basmıştı. 

"Bugün tamamen dağılacağız, değil mi?" dedi Octavia neşeyle. "Evet, güzel bir bara ya da kulübe gidebiliriz." dedi Raven. "Ya da her ikisine de!" diye ekledi Octavia. Clarke yatağına uzanmış, laptopunu kucağına almış halde iki tanıdık yüzü dinliyordu. Saat sabahın erken saatleriydi, bugün birkaç dersi vardı. Octavia ve Raven bastırınca Skype'den konuşmaya başlamışlardı. İkisi kesinlikle çok inatçı olabiliyordu. 

"Ve sana bugün birini ayarlayacağız, Clarke!" dedi Octavia. Raven ağzının kenarıyla gülümsedi. İkisinin bir şeytanlık yapacağına kuşku yoktu. "Biraz yavaş gidin isterseniz?" dedi Clarke. Macbook'un ekranından kendi yanaklarının kızarışını görmüştü. "Sizi akşam 10'da alırım." dedi Octavia. Kızlar birbiriyle vedalaşıp Skype'dan çıktı. Clarke laptopu kapattı ve yatağın üzerine koydu. Odasındaki küçük banyoya girdi. Gökyüzü kadar mavi gözler ona geri baktı, dağınık sarı saçlar, sevimli bir yüz ve pembeleşmeye her an müsait beyazlıkta bir ten. Clarke kesinlikle yorgun gözüküyordu, bugün teslim etmesi gereken bir ödevi vardı ve yetiştireceğim derken çok uyuma fırsatı bulamamıştı.

Clarke'ın aşk hayatı resmen araftaydı. En son Finn'le yaşadıklarından sonra yara almıştı ve aylardır kimseyle birlikte değildi. Octavia ve Raven bunu bildiğinden Clarke'ı her fırsatta dışarıya çıkarıyor ve yalnız hissetmesine engel oluyorlardı. Clarke onlara sahip olduğu için çok şanslı ve mutluydu. Clarke birisiyle içten bir ilişkiyi her zaman kuramıyordu, bu her insan için geçerli ve doğaldı. Öyle olmadığı zaman da ilişkiyi anlamsız buluyordu. Finn'den gerçekten hoşlansa da Finn tam bir göt gibi davranmıştı. Başkasıyla ilişkisi olmasına rağmen Clarke'ı oyalamış, onunla bitirdiğini söyleyip artık Clarke'ı sevdiğini söylemişti ama iş işten geçmişti. En azından Clarke için.

Kısa bir duş aldı ve küçük banyodan çıktı. Gözüne çizimleri ilişti. Teselliyi her zaman kalemlerinde buluyordu. Onun için bir insan dokunuşu kadar olmasa da kesinlikle teselli edici bir şeydi ve çizim yapmayı çok seviyordu. Hemen bir şeye odaklanabiliyor ve onu çizebiliyordu. Çizimlerine bakakalmışken kapı çaldı.

"İyi ki doğdun, Clarke." dedi Abby. Anne-kız sarıldı. Abby küçük siyah kutuyu uzattı. Clarke kutuyu dikkatlice açtı. Sade, gümüş, yıldızlı güzel bir kolye. Clarke annesine teşekkür etti ve tekrar sarıldılar.  Birlikte merdivenden aşağı indiler, Clarke hızlıca atıştırdı. "Şimdi çıkmazsam geç kalacağım!" Clarke garaja girdi ve küçük spor arabayı çalıştırdı.

Aşırı düzeyde trafik vardı, geç kalacağı kesindi. Clarke arabayı kullanabildiği kadar hızlı kullandı. Kampüsün önüne arabasını park etti ve koltuğun üzerinden çantasını alıp omzuna taktı. Arabayı kilitleyip koşmaya başladı. Profesör Jaha cidden çok katı bir adamdı, dersine geç girmek ve ödevi geç teslim etmek kesinlikle ona pahalıya patlardı, bunu biliyordu. Kalabalığın arasından kimseye çarpmadan hızlıca sıyrılmaya çalışıyordu. Merdivenlerden çıktı ve hızlıca köşeden döndü. Bu sefer birine çarpmaktan kurtulamamıştı. 

"Ah"

"Siktir" 

Clarke ve diğer kız betona yapıştı. Kağıtlar -ve tabii ki Clarke'ın ödevi olan kağıtlar da vardı içinde- yere saçılmıştı. 

"Lanet olsun, nerde yürüdüğüne dikkat etmek bu kadar zor mu!" Clarke yerden kağıtları topluyor ve diğer kıza yardım etmeye çalışıyordu. "Özür dilerim, çok acelem vardı ve kimseye çarpmak istemedim." dedi Clarke utanarak. Kahverengi saçlı ve şu ana kadar gördüğü en güzel yeşil gözlere sahip kıza yardım etmek için elini uzattı. Kız elini tutmadı ve kendisi ayağa kalktı. "Ah tabi dikkat etmene gerek yok, senin gibi zengin insanlar her boka sahip olduklarını düşünüyorlar, değil mi?" Clarke esmer kıza tekrar baktı ve gözleri istemsizce sağa sola kayıyordu. Bu işaretin anlamı onu daha önceden görmüş olmasıydı. "Şey, bekle, sen anatomi dersi alıyordun, değil mi?" Clarke elindeki diğer kağıtları toparlayıp kıza verdi. 

Esmer kız kısa bir şekilde güldü, daha çok alaycı bir gülüştü bu. "Nereden bileceksin ki, hep kendi dünyandasın." Sesi çatlak bir şekilde duyulmuştu. 

"Bak, tekrardan özür di-"

"Gerek yok. " Esmer kız yürümeye devam etti. Clarke arkasını dönüp ona baktı. Bakışlarla insan öldürülebilseydi kesinlikle bu kız onu yapardı. Tekrar arkasına dönüp koştu, derse çoktan geç kalmıştı. 

stripper (girlxgirl clexa au)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin